Seçimin ardından şimdi tüm gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuracağı yeni kabineye çevrildi. Yeni sistemin eksikleri de son bakanlar kurulu kararnameleri ile hayata geçirilecek. Bunun için de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında önemli toplantılar yürütülüyor. Türkiye için, milletimiz için en iyi hükümetin oluşacağına inanıyorum.

Gazi Meclis’te de yeni vekiller ve partilerin meclisteki yapılanmalarına tanık olacağız. Birçok yeni isim artık Türk siyasetinde öne çıkacak ve toplumun önünde millet adına başarısını ortaya koymaya çalışacaktır. Meclis’te artık daha çok ses ve daha çok demokrasi vardır.

Türkiye ciddi badireler atlattı. İç ve dış tehditlerle dizayn edilmeye çalışıldı. 15 Temmuz alçak darbe ve işgal kalkışmasına maruz bırakıldı. Hamdolsun tüm süreçler Devlet Başkanı Erdoğan’a tam destek veren milletin feraseti ve gayreti ile geride bırakıldı. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize şifalar diliyorum.

Gerildiğimiz, kırıldığımız anlar oldu. Haksızlıklar ve adaletsizliklere maruz kaldığımız durumlarla karşılaştık. Ama hep birlikte yılmadık ve yeni Türkiye’nin önünü açmayı başardık.

Yeni Türkiye’nin kurulmasında sandığa giden her Türk vatandaşının payı vardır. 15 Temmuz’da ihanete karşı bir olan her düşüncedeki vatandaşın direnişi gibi. Vatan için gerektiğinde bir olmasını bilen millet, siyasette ayrı düşünceler taşısalar da milletin güven, refah ve huzurunu istemekte ortaktırlar. İşte bizi birbirimize bağlayan en önemli bağ da budur.

Yeni Türkiye’de artık kırık ve dökükleri toplama dönemi olmalıdır. Adaletsizliklerin ve haksızlıkların ortadan kalktığı dönem olmalıdır. Toplumun birlik ve beraberlik içinde yeni Türkiye’nin daha da büyümesi ve güçlenmesi için el birliği yaptığı dönem olmalıdır. Empati öne çıkmalı, varsa eğer kin ve nefret duyguları ortadan kalkmalıdır. Sevgi ve hoşgörü tohumları ekilmelidir.

Zaten iman edenlere Allah (cc), Maide Suresi’nde şunu emrediyor:

“Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”

Bu ayet ile İslâm’ın sosyal, hukukî ve ahlâkî amaçlarının önemli bir kısmı özetlenmektedir. “Ferdî ve sosyal yapıda dirlik ve düzenliği, hakkaniyet ve eşitlik esaslarına uygun şekilde davranmayı sağlayan ahlâkî erdem” anlamına gelen adalet, sosyal hayatın en önemli denge unsuru ve teminatıdır. Müminler, haksızlığı ortadan kaldırarak, yerine hakkı ve adaleti getirmek, bu husustaki faaliyetlere katkıda bulunmakla mükelleftirler. Kur’an’ın ana maksatlarından biri de adalet ilkesine dayalı ve hukuka güvenin hissedildiği bir sosyal düzen kurmaktır.

Âyet-i kerîmenin, müminlere düşman topluluklara dahi adaletle muamele etmeyi emretmesi, ayrıca bu davranışın takvâ erdemiyle bağlantılı olduğunu vurgulaması son derece dikkat çekicidir. Çanakkale Savaşı’nda askerlerimizin düşman askere karşı gösterdiği yaklaşım bunun en bariz örneğidir.

Selam ve dua ile…