Gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül muhabbet ister kahve bahane. İşte böyle bir ortamda geçti Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi. Tribünlerde ellerinde çaylar, kahveler muhabbet gırla yeşil zeminde şov adına kısır döngü. Fenerbahçe’de ilk on bir açıklandığında kafamda birçok soru işareti oluştu; çünkü defansın en önemli adamı Skrtel sakatlığından dolayı yoktu. Acaba bir Dinamo Zagreb faciası daha olur mu diye düşünürken Şenol Güneşin psikolojik sendromu devreye girdi. Medel cezası nedeniyle kadroda yoktu onun yerine Atiba ve Tolgay’la başlayan Şenol Hoca da “Ben Kadıköy’de beraberliğe razıyım” dedi. Fenerbahçe rakibine oranla ilk yarıda biraz daha iyiydi. Önde pres yaptılar, pozisyon da buldular. Aatıf ve Ayew’le kaçan goller akıllara zarardı. Maçın en iyi oyuncusu Hasan Ali sakatlıktan çok enerjik bir şekilde döndü futbola. Maç boyunca öyle şutlar çıkardı ki üç tanesi Beşiktaş kalecisi Kariusa takıldı bir diğeri ise direkte patladı. Hasan Ali dilerim böyle devam eder. Beşiktaş maçında yaptığı gibi futbol zekasıyla yeteneğini harmanladığında oynadığı oyun tadından yenmez.
Fenerbahçe rakibine göre daha şanssızdı; Hasan Ali’nin şutu direkten oyun alanına dönerken Babel’in direğe çarpan şutu Fenerbahçe kalesinde gol oldu. Bu da Beşiktaş’ın ilk yarı boyunca Babel’le attığı tek isabetli şuttu ve şans Siyah Beyazlı takımdan yanaydı. İkinci yarıda tam tersi bir oyun vardı; bu kez de Beşiktaş derli toplu Fenerbahçe dağınıktı. Tam bu süreçte Hasan Ali ve Ayew ortaklığı ile Fenerbahçe’nin beraberlik golü geldi. Enteresan olan her iki takımda kötü oynarlarken golleri buldu. 60. dakikadan sonra her iki takımda da orta saha güvenliği kalmadı oyun disiplininden koptular; jet hızıyla orta alanı geçip bir birlerini hataya zorladılar lakin skor değişmedi.
Sonuç olarak Cocu ve Güneş hemen her açıdan futbol adına sınıfta kaldılar. Büyük resimde derbinin kısırlaştırılmış futbol fotoğrafını sundular izleyenlere. Her iki hoca da zarar ettiklerini bile bile birer puana razı oldular. Fenerbahçe yenilikti, gençlik aşısıydı, sabırdı, krediydi derken yine cepten yemeye devam edecek. Bu işin kahrını ve üzüntüsünü yine taraftar çekecek. Madem yeni takım, genç oyuncu yapılanmasına dem vuruyoruz sevgili Cocu; Mehmet Topal, Eljif değişikliğindeki gibi Avrupa’da dahi düşünmediğin Valbuena yerine Aatıf, Barış değişikliğini yapsaydın gençlik aşısı adına daha şık olmaz mıydı?..
Allaha emanet olun…