Nihat Nasır - Diriliş Postası
Günümüzde çocuklar arasında hızla yaygınlaşan şaşılık, iki gözün aynı noktaya odaklanamaması olarak tanımlanır. Uzmanlar, özellikle cep telefonu ve tablet gibi küçük ekranlara olan bağımlılığın bu artışın ana nedenlerinden biri olduğunu vurgulamaktadır. Şaşılık, sadece görme fonksiyonlarında değil, aynı zamanda estetik ve psikolojik açıdan da önemli sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle, erken tanı ve düzenli göz muayeneleri, şaşılığın tedavisinde büyük bir önem taşır.
ŞAŞILIK NEDİR VE NEDEN OLUR?
Şaşılık, iki gözün aynı noktaya odaklanamaması durumu olup, çocuklarda yaygın olarak görülmektedir. Bu durum, yüksek numaralı göz bozuklukları, genetik yatkınlık, doğumsal anomaliler, doğumsal katarakt veya göz tümörleri gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Ayrıca, çocukların küçük ekranlara bağımlılığı da şaşılığın hızla yayılmasının önemli nedenlerinden biridir. Uzmanlar, çocukların cep telefonlarından uzak tutulması ve tablet kullanımının sınırlı olması gerektiğini vurgulamaktadır.
ÇOCUKLARDA ŞAŞILIĞIN BELİRTİLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Şaşılığın belirtileri arasında iki gözün paralel bakmaması, gözlerden birinin farklı bir yöne kayması ve çift görme gibi durumlar bulunmaktadır. Çocukların başını sürekli belli bir pozisyonda tutma eğilimi de önemli bir belirtidir. Şaşılık tedavisinde erken tanı çok önemlidir ve tedavi yöntemleri arasında gözlük kullanımı, göz tembelliğini önlemek için sağlam gözün kapatılması ve gerektiğinde şaşılık cerrahisi bulunmaktadır. Ebeveynlerin, çocuklarının rutin göz muayenelerini yaptırmaları ve gözlerde en hafif kayma şüphesini bile dikkate almaları gerekmektedir.
ŞAŞILIK CERRAHİSİ VE TEDAVİ SÜRECİ
Çocuklarda şaşılık cerrahisinin zamanı kaymanın türüne göre değişkenlik göstermektedir. Bazı durumlarda ameliyatın 1-5 yaş arasında yapılması önerilirken, bazı durumlarda daha ileri yaşlarda yapılabilir. Erken ameliyat, göz tembelliği ve çift görme gibi komplikasyonların önlenmesi açısından önemlidir. Şaşılık tedavisinde başarı, erken tanı, düzenli takip ve ailenin tedaviye uyumu ile doğrudan ilişkilidir.
