Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya, Cumhurbaşkanımızla çıkmış olduğu Arabistan gezisinde Medine-i Münevvere’de Hakk’ın rahmetine kavuştu.
Peygamber Efendimiz (sav) “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz.” buyurmuş ya… Hasan Karakaya abimiz de yaşadığı gibi, inandığı gibi ve de istediği gibi öldü, inşallah yaşamı ve ölümünde olduğu gibi de haşrolacaktır.
Bir gün önce Mekke-i Mükerreme’de umre ziyaretini yapmış, o kutsal topraklarda Rabbine niyazda bulunmuş, dualar etmiş, affedilmesini dilemiş (Rabbim de duasına icabet etmiştir inşallah, öyle inanıyoruz) ve bir gün sonra diğer kutsal belde olan Medine-i Münevvere’de vefat etmiş. İnsan imreniyor, gıpta ediyor, biraz da olsa böyle bir sonu kıskanıyor.
Onun samimi bir Müslüman olduğuna, İslami kaygılarla hareket ettiğine, yaptığı ve yapmadığı şeylerde Hakk’ın rızasını gözettiğine şahidiz.
Allah’ın düşmanlarına düşmanlığı, dostlarına dostluğu olduğuna şahidiz.
28 Şubat sürecinde Kemalist-Laik müptezellerin İslam’a, başörtüsüne ve başörtülü hanımefendilere ağza alınmayacak küfürlerle saldırdığı zamanda -üslubunu eleştirenler olsa da- her şeyi göze alarak o din düşmanlarına anladıkları dilden karşılık verdiğine, bunu da sırf inancı ve Allah’ın rızası için yaptığına şahidiz.
Herkesin sustu/ruldu/ğu zamanda Hak ve hakikati korkusuzca haykırdığına şahidiz.
Zulüm dönemlerinde kimsenin yapamadığını yapıp, kimsenin yazamadığını yazarak tüm Müslümanların yüreğini soğuttuğuna şahidiz.
“28 Şubat Süreci”nde çok ağır saldırılara ve linç girişimlerine maruz kalmalarına rağmen başta Hasan Karakaya abimiz olmak üzere Akit gazetesinin hiçbir zaman dik duruşundan taviz vermediğine şahidiz.
Meşhur “312 General Davası” bile onu ve yol arkadaşlarını inandığını söylemekten ve inandığı yolda yürümekten döndüremedi. Başkası olsa 2 trilyonluk bir dava karşısında bırakın gazetecilik yapmayı, hayatta bile kalamazdı ama başta Hasan abimiz olmak üzere tüm dava arkadaşlarının Müslümanların hakkını savunmaya devam ettiğine şahidiz.
Arkasından kimin nasıl konuştuğuna, kimin nasıl şahitlik ettiğine bakınca da samimi bir Müslüman olduğuna şehadet ediyoruz.
Kemalist-Laik tayfanın müptezelleri, aleyhinde konuşup ölümünde bile ona kin kustuğuna göre doğru bir hayat sürdüğüne şahidiz.
Hiçbir zaman Ümmet-i Muhammed’in yanında yer almayan, Müslümanlar için elini taşın altına koymayan, dinin hükümlerini kafalarına göre eğip büken; gayrimüslimlerin ölü ve dirilerine sınırsız hoşgörü gösterirken Hasan Karakaya’ya kin kusan paralelci müptezellerin söylediklerini, aleyhinde şahitlik ettiklerini görünce Hak yolda yürümüş olduğuna şahidiz.
Rabbim, biz ondan razıydık sen de razı ol, onu Cennet’ine koy, ona rahmetinle muamele eyle…
Ümmet-i Muhammed’in cüssesi küçük, yüreği büyük; Müslüman’a ilaç, kâfire kılıç olan usta kalemi Hasan Karakaya abimize Allah’tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine ve tüm Müslümanlara baş sağlığı dilerim.