Türk futbolunun efsane isimleri arasında yer alan eski milli futbolcu Semih Yuvakuran, Diriliş Postası’ndan Nusret Odabaş’a çok özel açıklamalarda bulundu. Yuvakuran 8-0 kaybettikleri Ingiltere maçında kaleci Fatih’in 7. golü göremediğini ve sahada ilginç bir an yaşandığını söyledi.
Nusret Odabaş / İstanbul
6 YIL Galatasaray’da ardından 6 yıl da Fenerbahçe’de top koşturan Milli Takım’ın efsane futbolcuları arasına adını yazdıran Semih Yuvakuran Diriliş Postası’ndan Nusret Odabaş’a çok özel açıklamalar yaptı. Yuvakuran hayatının ikinci baharında Istanbul’dan Muğla Göcek’e yerleşti. Göcek’te sessiz, sakin bir hayat sürdüğünü söyleyen Yuvakuran’ın samimi açıklamalarının satırbaşları…
“ISTANBUL’DAN BIKTIM KÖYE YERLEŞTIM”
1,5 yıl önce Muğla Göcek’e tamamen taşındığını dile getiren Semih Yuvakuran, “Fethiye-Göcek arasında gidip geliyorum. Yeterince çalıştık diye düşünüyorum. Artık emeklilik vakti gelmedi mi. Geldi benim için. Bağ, bahçe, çim, ağaçlar, böcekler, çiçekler, kuşlar. Bir tane köpeğim var. Ne söyleyeyim Istanbul’dan bıktım. Trafiğinden, gürültüsünden, tantanasından… Bir işletmem vardı daha önce onu devretmiştim zaten. Ticaret bizim işimiz değil kardeşim. Her şeyi bıraktım geride Inlice Köyü’ne yerleştim. Sesiz, sakin…” dedi.
“FATIH TERIM BANA BURSALI DERDI”
1984 yılında Bursaspor’dan Galatasaray’a transfer olduğunu söyleyen Yuvakuran, “Fatih Terim’in Galatasaray’da oyunculuk yıllarının sonlarıydı. Kaptandı, bir ağırlığı vardı. Bana Bursalı derdi. Tavla oynardı, hep yanına çağırırdı beni ‘uğurum gel Bursalı’ derdi. Takım mağlupken çağırırdı ardından goller gelirdi Galatasaray kazanırdı. Beni takımın uğuru olarak görürdü. Fatih abi hem insan olarak hem de davranışları, takım üzerindeki rolü, tam bir kaptandı. Biz o yıl şampiyon olamadık ama Fatih abi bıraktıktan sonra 14 yılın ardından şampiyon olduk” diye konuştu.
“TEREYAĞINDAN KIL ÇEKER GIBI ALIRDIM”
“Ben savunma futbolcusu olarak çok özel bir yere sahiptim. Bunu çalıştığım hocalarım da derdi” diyen Yuvakuran sözlerini şöyle sürdürdü: “Topu taça atmak yerine yatarak oyuncunun ayağındaki topu çalmak. Ben bu yönde kendimi geliştirdim. Allah göstermesin yaptığım hareket çok riskli. Oyuncuyu sakatlarsın, kendin sakatlanırsın. Rakibe değmeden ‘topu tereyağından kıl çeker gibi, almak’ durumu. O bir çalışmanın ürünü, işini severek yaparsan öyle oluyor. Eğer orada timengi ayarlayamazsan rezil olursun. Rakip oley çektirir. Futbol o günlerdeki gibi değil. Bizim üstümüze 3 numara yapışmıştı. 3’le özdeşleştik. Biz futbolumuza yeni bir ivme de getirmiştik Galatasaray’da. Bekler çakılı oynardı biliyorsun zamanımızda. Biz sağda Ismail, solda ben ileri çıkar takıma çok katkıda bulunurduk. Gol atar, attırırdık. Tabi o zamanlarda beklerin gol attığı görülmezdi. Şimdi bir futbol takımında herkes gol atıyor. Kaleciler bile gol atıyor görüyorsun.”
“GALATASARAY’DA DAHA BAŞARILI OLDUM”
Galatasaray’da daha başarılı olduğunu vurgulayan Yuvakuran, “1990 yılında Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye transfer oldum. Galatasaray’da 2 kez şampiyonluk yaşadım. Fenerbahçe’de Başbakanlık kupasını kazanmıştık. Galatasaray’da bir kez Türkiye Kupası, 2 kez Cumhurbaşkanlığı kupası, 2 kez de Başbakanlık kupası şampiyonluğumuz var. Fenerbahçe’de lig şampiyonluğu yaşayamadım ama iyi bir izlenim bıraktım yine. Hem Galatasaray’da, hem de Fenerbahçe’de oynayan Semih olarak da anılıyorum. Allah’a şükürler olsun ki iki takımda oynamak bana da nasip oldu” ifadelerini kullandı.
“ AVRUPA KUPALARINDA OYNAMAK BAMBAŞKA”
“Şimdi ben sol bek mevkisinin en iyisi olarak milli takımda uzun süre oynadım. O sürede eğer maç trafiği fazla olsaydı en fazla milli olan oyuncular arasına ismimi yazdırırdım” diyen Yuvakuran, “Milli takımın maç trafiğinin olmaması yani anlayabileceğimiz şekilde söyleyeyim, milli takımın başarısızlığı yüzünden milli formayı giyme sayım, maç sayım az oldu. Bunun yanında büyük takımda oynamak başka, milli takımda oynamak başka, Avrupa kupalarında oynamak başkadır. Siz büyük takımlarda Galatasaray, Fener veya Beşiktaş’ta oynayabilirsiniz. Ancak Avrupa kupalarının ağırlığını kaldırabilirseniz o maçlarda kendinizi gösterebiliyorsunuz” değerlendirmesinde bulundu.
“LINEKER’I FORMA NUMARASINDAN TANIYORDUK”
Milli takımda 8 yıl oynadığına dikkati çeken Yuvakuran, “Yılda 25 maça çıktım. Böler misin yılda kaç maç düşüyor? Ya adamlar yılda milli takım olarak 20, 30 maç yapıyorlar. Biz niye başarısız olduk ortaya çıkmıyor mu? Senede 2 maç yaparsan o adamları nasıl yeneceksin. Adam senede 30 maç yapıyor. Bir araya geliyorlar, ülkelerinden sık sık dışarı çıkıyorlar. Ne oldu biz de oynadık ve yenildik o zaman. Yenme şansın yok. Adamlar sadece bir turnuvaya katılıyorlar 10-15 maç yapıyorlar. Benden sonra takım Amerika’ya gitti futbolcular benim 8 yılda çıkamadığım kadar maça çıktı. Bizim zamanımızda Futbolcuları tanımazdık. Bize şu numaralı oyuncuyu sen tutacaksın derlerdi. Işte Lineker’i tutacaksın yerine 8 numaralı oyuncuyu tutacaksın derlerdi. Biz sahada görürdük Lineker’i. Görmemişsin ki daha önce Lineker’i. Şimdi yayınlardan herkes biliyor, biliniyor” şeklinde konuştu.
“O GÜNLERDE ACI ÇEKMIŞTIK”
8-0’lık Ingiltere maçları var kariyerimizde iyi olmayan. Yaşandı bitti diyemiyorsun, sürekli soruyorlar” diyen Yuvakuran sözlerini şu şekilde sürdürdü: “8-0’lık maç benim için ilk Türkiye için ikinciydi. Daha önce de bir kez daha 8-0 yenilmiştik Ingiltere’ye. O maçta kaleci Fatih 7. Golü göremedi sahada ilginç bir an yaşanmıştı. Lineker’le çarpıştı, sahada acı içinde kıvranıyor. Doktorları çağırdık. Sonra kendine geldi, gol mü oldu dedi. Önünden Savaş geçiyordu. Oğlum dedi hangisi olmadı. Sanki birkaç tane kurtardın da. O günlerde acı çekmiştik ama şimdi gülüyoruz bak.”
MİLLİ TAKIM KATAR'A GİDER Mİ?
“A MILLI Takım’ın Katar’a gitmesi kendi elinde değil. Kendi elinde olan bir şey var o da önündeki iki maçı kazanması” diyen Yuvakuran, “Takımın başında bir Alman hoca var. O da daha çok yeni. Son maçta Letonya’ya son dakikada attığımız için umutlarımızı taze tutuyoruz. Son iki maçımızı kazanıp rakibimizin puan kaybetmesini bekleyeceğiz. Neden olmasın. İnşallah diyelim. Avrupa kupalarında ise Galatasaray’ın tur işi biraz daha kolay. Gönül ister ki hepsi gruptan çıksın” dedi.
“SURVIVOR’DA BERKAY’I GÖRÜNCE AĞLADIM”
Survivor’a katılan Berkay beni ağlattı ifadelerini kullanan Yuvakuran, “8 ay olmuştu görmeyeli. Çok özlemiştim. Tabi Dominik’te onu görünce zayıflamış halde yüreğim kalktı. Fena olmuştum. O ağlamaya başladı, ben ağlamaya başladım. Allah kimseyi evlatlarından ayırmasın. Allah kimseyi evlatlarından uzak eylemesin. Allah herkese çocuklarıyla mutlu mesut bir hayat yaşatsın” diye konuştu.
'TERİM'DE HANGİ DİPLOMA VARSA BENDE DE VAR'
FUTBOLU bıraktıktan sonra teknik direktörlük için gerekli belgeleri temin ettiğini dile getiren Yuvakuran, “Gebzespor’da başladım. Milli takımlarda Marmara bölge sorumlusu oldum. 3 yıl orada çalıştım. Sancaktepe’yi, Düzcespor’u çalıştırdım. Üst liglerde çalışmayınca alt ligler heyecan vermedi. Oralarda da çalışmak biliyorsun siyasi olaylar da var. Futbol siyasetinin içinde olmadım. Belli olmaz yarın bir gün ne olacağı. Reddedemeyeceğim bir teklif olur. Yine teklifler oldu ama hiç düşünmedim” ifadelerini kullandı.
SÜPER LIG ŞAMPIYONLUĞU IÇIN ÇOK ERKEN
Türk futbolu zaman zaman beni heyecanlandırsa da futbolumuzda bir gerileme olduğu bir gerçek. O yüzden süper ligde kimin ipi göğüsleyeceğini konuşmak için çok erken. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor arasında yarışın devam edeceğini düşünüyorum” diyen Yuvakuran sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben hep söyledim, yine söylüyorum. Takımlarda yabancı sayısı çok olursa milli takımlara gidecek oyuncu bulamazsınız. Öyle değil mi şu an. Milli takım için yerli oyuncu bulamıyoruz. Gelenler de hep Avrupa’da oynayan oyuncularımız. Senin yerli oyuncuların nerede. Kaç tane var. Galatasaray’a bakın. Avrupa kupalarında kupayı aldığında kaç tane yabancı vardı. 3 tane. Benim oynadığım dönemde yarı final oynadığımız zaman kadroda kaç tane yabancı vardı. Yine 3 tane. Çok almakla iyi bir şey olmuyor. Kulüplere sınır koyacaksın. Görüyorum 10 yabancı. Olmaz. 10 yabancı yerine 3 yabancı alacaksın kalitelisini getireceksin. Gelen de takıma, senin yerli oyuncuna örnek olacak.”