Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus Irak’ı ziyaret ederek Başbakan Mustafa el-Kazımi ve Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in ardından Necef’te Şii lider Ali es-Sistani ile görüştü.
Ziyaretin haberlerde “tarihi” olarak nitelenmesi Irak’a ilk kez bir papanın geliyor olmasından kaynaklanıyor.
Bunun haricinde pek fazla bir özelliği olmayan simgesel ziyaretin Irak’ın müzmin sorunlarından hiçbirine derman olması veya Irak halkının çektiği sıkıntıların çözümüne katkıda bulunması beklenmiyor.
Papa Franciscus’un Irak ziyareti sırasında yaptığı görüşmelerin hiç şüphesiz en dikkat çekicisi es-Sistani’nin evinde gerçekleşen görüşmeydi.
Şii liderin Papa’yla görüşmeyi “Iraklı hiçbir yetkilinin katılmaması” şartıyla kabul ettiği söyleniyor.
Irak’ta ve Arap sokağında Ali es-Sistani’nin yıllar önce tedavi için gittiği Londra’da öldüğüne ve ölümünün gizli tutularak yerine kendisine benzeyen bir başka kişinin ikame edildiğine inanan azımsanmayacak bir kesim var.
Papa’nın gerçek es-Sistani’yle görüşüp görüşmediği bir yana, ziyaret sonrası Şii liderin ofisinden yayınlanan bildiride, Papa ve es-Sistani’nin görüşmede “Filistin halkının İsrail işgali altında çektiği sıkıntılar” ile “insanlığın karşı karşıya olduğu tehditleri” ele aldıkları ifade edildi.
Görüşme basına açık olmadığı için iki liderin tam olarak ne konuştuklarını bilemiyoruz.
Fakat şu bir gerçek ki işgal altındaki Filistin kadar Amerikan işgaliyle birlikte altüst olan Irak’ın da çözülmesi gereken yığınla sorunu var.
Etnik ve mezhepsel paylaşıma dayalı mevcut sistem ve hâlihazırdaki yöneticiler ile Irak halkının özlemini duyduğu huzur ve refaha kavuşması neredeyse imkânsız.
Halaylarla ve yerel motiflerle coşkulu bir şekilde karşılanan Papa, “barış içinde birlikte yaşamaktan” bahsederken Irak zindanlarında tutulan masum insanları ve milis güçlerinin yasa dışı uygulamalarını unuttu.
Ziyaret boyunca Iraklı Sünnileri açıkça dışladı.
Bu durum Tarık el-Haşimi ve Usame en-Nuceyfi gibi Sünni liderler tarafından eleştirildi.
Babylon Hareketi adlı milis grubunun lideri Rayan el-Kildani’yle samimi görüntüler vermesi ve ABD’nin terör listesinde adı bulunan el-Kildani’ye dua tespihi hediye etmesi ise Iraklı Hıristiyanların dahi tepkisini çekti.
Irak’a yaptığı ziyaret ilk olsa da bu Papa Franciscus’un bölgeye ilk gelişi değil.
Şubat 2019’da Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) ziyaret etmiş, ülkenin fiili hâkimi Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed ile bir araya gelmiş ve Zayed Sports City Stadı’nda düzenlenen ayini yönetmişti.
Katoliklerin ruhani liderinin bölgenin en karanlık ve eli kanlı isimleriyle yan yana gelip kardeşlik ve hoşgörü mesajları vermesi büyük bir çelişki.
Ayrıca Irak halkı “terörle mücadele” iddiasıyla ve “Haçlı Seferi” motivasyonuyla ülkesinin yerle bir edilişini unutmuş değil.
Amerikan askerlerinin Ebu Gureyb Cezaevi’nde masum insanlara yaptıkları işkenceler hâlâ hafızalarda.
Toplumsal barışın önündeki en önemli engellerden biri olan mezhepçi milislerle kol kola girerek söylenen süslü sözler ne dünün acılarını silebilir, ne de bugünün yaralarına merhem olabilir. Kısacası Papa’nın ziyaretinin Irak’a yarar getireceğini söylemek zor.