24 Haziran seçim sonuçları için öncelikle adayların belirlenmesi ve ittifak kanatlarının oluşması süreci önemliydi. Sonrasında partilerin beyannamelerinin içeriğine bakıldı. Ardından kampanya süreçlerini irdeliyoruz. Yavaş yavaş toplumda ittifakların imajı oluşmaya başladı.

Bir taraf; “daha fazlasını yapacağız, Türkiye’yi uçuracağız”, öteki; “yapılanları beğenmiyoruz, yıkacağız” diyor.

Bir taraf; “teröristin inlerine girdik, onları yok ediyoruz”, öteki; “orada terörist yok, özerklik iyi bir şey” diyor.

Seçim arifesinde çok çeşitli konular üzerinden polemik mevcut.

İttifaklar üzerinden dikkat çeken önemli bir ayrım da şu; AK Parti çevre ve gençlik üzerinden yaptığı çıkışla iyi bir rüzgar yakalamışken, dindarlık imajı ile sahalara inen CHP’nin beyannamesindeki 1+8+4 eğitim sistemine karşı ÖNDER’den gelen “1+8+4 İmam Hatiplerin ortaokul kısmını kapatıyor” açıklaması ittifakın hanesine eksi olarak yazılmıştır ve büyük bir çelişkiyi ortaya koymuştur.

Bu aşamada, seçime iki hafta kala sosyal psikoloji bize ne diyor? Toplumun nabzı ne söylüyor?

İttifaklar üzerinden oluşan ve giderek kemikleşen imajlar Cumhur İttifakına olumlu ve pozitif bir anlam yüklerken, Millet İttifakını hep negatif bir gündemle halkın diline doluyor. Daha önce bahsettiğim negatif gündem, yapılan gaflar, beyanname ile pratik arasındaki çelişkili durum muhalif kanadı eksiye taşıyor.

Toplumun nabzına baktığımızda; beş benzemez bir araya gelip Cumhur İttifakı’nı aşacak pozitif bir atmosfer oluşturmadı. Dolayısıyla meydanları satın alamayan derin güçler, sokakları yakmak için kirli oyunlara tevessül edebilir. ‘Derin güçler’ ve onların legal / illegal destekçileri daha önce yapmadılar mı? Çok denediler. Gezi, 15 Temmuz, darbe girişimi sonrası Alevi kardeşlerimizi oyuna getirme çabaları… Hepsini hatırlıyoruz. Nasıl olsa militan eksikliği de yok. PKK, FETÖ, DHKP-C, DAEŞ… Ne ararsan var ülkemizde.

Meşhur sosyal fenomen ablamızın dediği gibi; “yangın çıkmadan dedeye iyi bakalım.”

Bu kapsamda şu hususu belirtmeden geçmeyelim. OHAL’in kaldırılması gündemde fakat seçim sonrası konuşulacak. Bir vatandaş olarak bu isabetli adım için siyaset kurumuna teşekkürü bir borç bilirim. Neden, diyebilirsiniz. Ramazan’da şeytanlar bağlanır ama şeytanı, haini, militanı bol ülkemizin selamet içinde seçime gidebilmesi bakımından şartları muhafaza edebilmek elzem. Bu açıdan OHAL ülkemin şeytanlarını, militanlarını zincire bağlayan, hareket kabiliyetlerini asgariye çeken, huzur ve sükunetin olmazsa olmaz şartıdır.

Seçime giderken bu süreçte tüm devlet görevlilerine kolaylıklar, sağlık ve selamet dilerim. Allah devleti ve milleti tüm şerlilerin şerlerinden muhafaza buyursun.