Türkiye’de 1960’lı yıllarda hiç meyve suyu yoktu. Ülkenin ilk meyve suyu üretim tesisi 1958 yılında Tokat’ta kurulana kadar o dönemin çocukları evde analarının komposto ve hoşafını içiyordu. 1964 yılından itibaren 14 farklı çeşit meyve suyu üretilerek satışa sunuldu.

Meyve suyu 1990’ların ortasında litrelik karton kutularla ‘aile içeceği’ olarak sofralarımıza geldi. Antioksidanların insan sağlığı üzerindeki yararları medyada geniş yer alınca narenciye bahçelerimize nur yağdı. Birbiri ardına meyve suyu fabrikaları kuruldu.

Ne yazık ki, uyanık firmalar, meyve suyuna alternatif, fabrikasyon içecekleri piyasaya sürdü. Aslında sadece su, asit, şeker ve çeşitli yapay maddelerden oluşan bu içecekler yanıltıcı reklamlar sayesinde ‘meyve suyu gibi’ tanıtılınca mutfaklarımıza kadar girdi.

Bugün milyonlarca anne, 5-13 yaş grubundaki anaokulu ve ilkokula giden minik yavrularının beslenme çantalarına meyve suyu koyduğunu zannediyor! Çocukların okul çantalarına konulan 250 mililitrelik gerçek meyve suyu paketleri, İstanbul’un lüks semtlerindeki birkaç marketten başka yerde bulunmuyor. Orta ve alt gelirli vatandaşların yaşadığı semtlerdeki marketlerde ise neredeyse gerçek meyve suyu yok!

Çünkü “Dalından koparılmış gibi”, “Meyve tadında” ve benzeri kelime oyunlarıyla, meyve bahçelerinde çekilmiş görsellerle desteklenen içecek reklamları meyve suyuymuş gibi yayınlanıyor. RTÜK, Basın İlan Kurumu, Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı da seyrediyor…

Bu yanıltıcı görsellik marketlere de hakim. Marketlerin devasa boyutlardaki içecek reyonlarının aslında minicik bir bölümünde gerçek meyve suyu içiren içecekler var. Tüketici bunu fark edemiyor. Üzerinde meyve fotoğraflarını gördüğü herhangi bir markayı sepetine koyup geçiyor. Bu aldatmacanın farkında olan bilinçli tüketiciler ise ısrarla gerçek meyve suyu paketlerini arıyor.

Medyadaki reklamlarla yanıltılan tüketicinin hiç olmazsa marketlerde uyarılması için ‘gerçek meyve suyu’ reyonlarının ayrılması gerekiyor. Böylece, markete giden çocuklar da daha küçük yaşlardan itibaren bu ayrımın farkına varır.

Tüketici, gerçek meyve suyunu nasıl ayırt edecek? Bu çok kolay. Ambalajın üzerinde mutlaka ‘meyve suyu’ kelimeleri yazmalı. Gerçek meyve suyu olmayan içeceklerde bu kelimeler bulunamaz.

Peki hangi içecekte ne kadar meyve var?

Meyve suyunda; yüzde 100

Meyve nektarında; yüzde 25-99 (Genelde 2-35 arası oluyor)

Meyveli içecekte; yüzde 10-24

Aromalı içecekte; yüzde 0-9

Toz içecekte; yüzde 0.

Üzerinde ‘meyve suyu’ yazmayan paketleri alıyorsanız, sizin ve çocuğunuzun vücuduna vitamin değil, doğal olmayan çok sayıda başka madde yüklemiş oluyorsunuz.

Geçenlerde gittiğimiz doktorumuz, bizden önceki aileye; tahlilleri beklemeden “Çocuğunuza şu markalı içeceği mi içirdiniz?” diye sordu! Teşhisi koyuverdi.

“Marketten yüzde yüz meyve suyu alıyorum; ama kimyasal gübre ve tarım ilacı kalıntısından korkuyorum” diyenler organik meyve suyunu alternatif olarak düşünebilir.

Organik de olsa raf ömrü olan içeceklere sempatiyle bakmayanlar için en doğru yol organik meyveyi ‘mevsiminde’ alıp evde sıkmak.