Biz onu Ocak 2008’de Gazze Şeridi’ne uygulanan ablukayı protesto için yaptığı hareketten tanıyoruz.

Afrika Kupası elemeleri çerçevesinde Gana’da oynanan Mısır-Sudan maçında rakip fileleri havalandırdıktan sonra formasını sıyırmış, altındaki fanilada Arapça ve İngilizce yazan “Gazze’ye destek” mesajını kameralar aracılığıyla tüm dünyaya iletmişti.

Mısır milli takımının eski futbolcularından Muhammed Ebu Tureyke’den bahsediyorum.

O gün Gazze halkının yanında duran Ebu Tureyke, Mısır’daki devrim sürecinde de diktatörlüğe karşı meydanları dolduran halkın yanında yer aldı.

Ünlü futbolcunun bu tavrı doğal olarak darbe yanlılarını kızdırdı.

Onun bu onurlu duruşunu bir türlü affedemediler.

Attığı gollerle Mısır halkının gönlünde taht kuran Ebu Tureyke, darbeden değil halkın özgür iradesinden yana tavır almanın bedelini ödemeye devam ediyor.

Abdülfettah El Sisi liderliğindeki cunta ilk önce Ebu Tureyke’nin mal varlığına el koydu.

Fakat söz konusu karar daha sonra mahkeme tarafından bozuldu.

Darbeciler şimdi de ünlü futbolcunun adını “Müslüman Kardeşler’e yardımda bulunduğu” iddiasıyla teröristler listesine ekleyerek büyük bir skandala imza attı.

İhvan liderlerini ve alakasız birçok ismi içeren liste baştan sona saçmalıklarla dolu.

O başlı başına ayrı bir konu.

Ünlü futbolcu halen Doha’da BeIN Spots kanalında Afrika Kupası maçlarını yorumluyor.

Ülkesinde dönerse havaalanında gözaltına alınacak.

Pasaportuna el konulup Mısır dışına çıkışı yasaklanacak.

Ebu Tureyke’nin avukatı milli futbolcu hakkında verilmiş bir yargı kararı olmadığını, dolayısıyla kararın hiçbir hukuki yönü bulunmadığını söylüyor.

Cunta yargısı ve hukuk zaten pek bir araya gelmeyen iki kavram.

Mısır yargısının darbeden bu yana aldığı bu tür kararların hepsi siyasi.

Darbeciler dahi savunmakta zorlanıyor.

Ebu Tureyke’ye verilen son ceza Abdulfettah El Sisi yanlısı gazetecileri de şaşırttı.

Vail El Ebraşi karar dolayısıyla duyduğu şaşkınlığı gizleyemeyerek, Ebu Tureyke’nin Mısırlıları sevince boğan ve Mısır’a şampiyonluklar kazandıran bir isim olduğunu, adının teröristler listesine değil şampiyonlar listesine yazılması gerektiğini söyledi.

Kararın intikam amaçlı olduğuna dikkat çekti.

Amr Edib de açıklanan son listede Ebu Tureyke gibi Mısır toplumunda barış içinde yaşamını sürdüren ve terörle hiçbir ilgisi olmayan insanların isimlerinin yer aldığını ifade etti.

Bu arada, Mısır’daki cunta yargısının Müslüman Kardeşler ve Ebu Tureyke ile ilgili kararlarını fırsat bilen FETÖ’cüler, İhvan ve FETÖ arasında paralellik kurmaya, Ebu Tureyke ve Hakan Şükür gibi örgüt yanlısı futbolcuları aynı kategoride göstermeye çalışıyor.

“Sisi nasıl Müslüman Kardeşleri hedef alıyor ve Ebu Tureyke gibi bir milli futbolcuyu terörist gibi göstermeye çalışıyorsa Erdoğan da aynısını “Hizmet Cemaati”ne yapıyor ve Hakan Şükür gibi futbolcuları terör örgütü üyesi gibi gösteriyor” diyorlar.

Yani en iyi bildikleri bir oyunu oynayarak algı oluşturmaya çalışıyorlar.

Ebu Tureyke ve Hakan Şükür’ün milli takım futbolcuları olmaları, Müslüman Kardeşler ve FETÖ’nün “cemaat” olarak anılmaları onları eşit yapmaz ki.

Müslüman Kardeşler de FETÖ gibi soru çalıp devlet içinde paralel bir devlet oluşturmaya çalışsaydı, yargıyı kendi çıkarları doğrultusunda kullansaydı, devlet sırlarını yabancı istihbarat servislerine sızdırsaydı, darbe girişiminde bulunup ülkenin askerini, polisini ve masum insanlarını öldürseydi, parlamentoyu bombalasaydı belki kurmaya çalıştıkları paralellik kabul edilebilirdi…