Malumunuz olduğu üzere 15 Temmuz’da büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Koynumuzda beslediğimiz yılanlar, bizi sokmaya çalıştı; içimizdeki gâvurlar, dışımızdaki gâvurlarla işbirliğine girdi bizi çökertmek için… Hamdolsun ki Hakk’ın yardımı, halkın gayreti ve cesaretiyle, Reis’in dirayet ve basiretiyle bu melun darbe girişimini de püskürttük.

Darbeyi püskürttük ama devlette yuvalanmış olan cerahati de söküp atmak gerekiyordu. Devletin de içindeki bu cerahatle yaşaması mümkün değildi. Bunun için de OHAL ilan edildi ve hızlı bir şekilde karar alınıp KHK’ler yayımlanarak uygulamaya konulmaya başlandı. Birçok hainin devletle olan ilişiği kesildi, birçok kişi açığa alındı. Darbeye teşebbüs edenler ve işbirlikçileri, bir bir yakalanıp içeri atılmaya başlandı.

Birçoğumuz için acı sonuçlar da verse kangren olan kolun ve bacağın kesilmesi, hayatta kalabilmemiz için kaçınılmazdı. Ancak zaman zaman öyle durumlar ortaya çıkıyor ki insanlar “Acaba!!!” diyor. Bu arada fitne de boş durmuyor; insanları devlet büyüklerimize karşı dolduruşa getirip isyan bayrağını çekmeleri için insanlara sürekli vesvese veriyor, algıları yönlendiriyor, kurumları ve idarecileri yanlışa sevk etmeye çalışıyor.

Son KHK ile kamudan ihraç edilenlerle ilgili ise verilen tepkiler, bugüne kadar verilen en büyük tepki oldu. Birçok kişi, FETÖ ile ilgisi olmadığını kesin bir şekilde dile getirdiği kişinin ihraç edilmesine tepki gösterdi. Tepkilerinde haklılar mı, gerçekten hükûmeti ve Cumhurbaşkanımızı zor durumda bırakmak için birileri suyu bulandırıyor mu? Bunları zaman gösterecek. Ancak şu bir gerçek ki: FETÖ’nün en büyük özelliği her kılığa girebilmesi ve insanları rahat bir şekilde kandırabilmesi… FETÖ ile alakası olmadığını söylediğimiz kişiler konusunda biz yanılıyor olabiliriz ve sonra hayal kırıklığı yaşayabiliriz. Devletin, bizim bilmediğimiz bilgilere sahip olma ihtimali yüksek…

Ancak karar merciinde bulunanların çok dikkatli olmak zorunda!.. Suçlu ve suçsuzu ayırt ederken birden çok kıstas belirlenmeli ve bu kıstaslar her kurum ve herkes için aynı olmalı… Kurumlara ve başındaki kişilere göre ölçütler değişmemeli… Bir de ihraç edilenlerin listesiyle birlikte ihraç gerekçeleri de yayımlanmalı ki bu konudaki olumsuz propagandaların önüne geçilsin.

Benim de şahsi gözlemlerim zaman zaman yanlış adımlar atıldığı yönünde… Mesela “Tayyip Erdoğan hangi dindense ben o dinden değilim.” diyecek kadar FETÖ’cü olan akademisyenin hâlâ görevde olduğunu biliyorum. Bunun yanında “Yok canım, daha neler!” dediğim birçok insanın da FETÖ’cü olarak uzaklaştırıldığı oldu. Ancak devletin bekası söz konusu olduğundan, çok ciddi ve radikal adımlar atılması kaçınılmaz olduğundan ufak tefek yanlışlar hoş görülebilir. Ancak daha sonra bu yanlışlardan dönme erdemi gösterilmeli ve haksızlığa uğrayanların hakları iade edilmeli… Nitekim bu konuda kurulmuş komisyonu çok önemsiyorum, komisyon çok titiz çalışmalı ve yapılan yanlışlıkların düzeltilmesi için hızlı adımlar atmalı…

Millet ve devlet olarak bu sıkıntılı süreçten daha da güçlenmiş, birlik ve beraberliğimizi perçinlemiş olarak çıkmayı nasip etsin Rabbim…

Selam ve dua ile!..