Hatırlanacağı üzere Konya’da bir felsefe öğretmenimiz, imam hatipli kızlarımızın tesettürü ve kızların beden eğitimi dersi işleme noktasında karşılaştığı sorunlarla ilgili görüşlerini sosyal medya üzerinden paylaşınca yer yerinden oynadı!..
İslam’a, Müslüman’a ve Müslümanca bir yaşama düşman olan zihniyet ve sahip oldukları medya kısa sürede sazı eline aldı. Patronu FETÖ’cü olduğu için yurtdışına kaçan ve İslam/Müslüman düşmanlığı tescilli bir gazete ve yine aynı özellikleriyle bilinen ve yakın zamanda bir yazarı öz yeğeniyle ensest ilişki yaşarken yakalanan, bunu da masum bir aşk seviyesine indirgeyip sunan/savunan diğer gazete, onlara yakın TV, karanlık oda/k/lar kendilerinden farklı düşündüğü, inandığı ve yaşadığı için bir öğretmeni resmen linç etti/rdi!.. Öğretmenimizin söylediği ve söylemediği her şeyi çarpıttı. Öğretmenimizin ne sapıklığı kaldı ne yobazlığı ne gericiliği!..
Hâlbuki öğretmenimizi uzaktan yakından tanıyan, sosyal medyadan tanışan, öğrencisi ya da velisi olmuş olan herkes, öğretmenimizin ne kadar işinin ehli, edepli, namuslu, fedakâr biri olduğu noktasında birleşiyordu.
MEB ve bürokratları da hemen durumdan vazife çıkarıp öğretmenimizi açığa aldı. Gerçekten öğretmenimizin bu kadar acil ve acı bir şekilde cezalandırılması mı gerekiyordu? Hayır!.. Çünkü karşı camiadan bizim katılmadığımız, reddettiğimiz gayri ahlaki davranışlar, sözler her zaman sadır oluyor ama hiçbirinde bu kadar acil ve acı bir cezalandırılma yoluna gidilmiyor.
Hatta öğretmenimizi yakinen tanıdığı için ona yapılan haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmamak için destek mesajı yayımlayan bir öğretmenimiz hakkında da yine soruşturma açılıyor. Olmaz böyle bir şey, birilerini memnun etmek için insanlarımızı bu kadar kolay harcayıp sindiremeyiz.
Öğretmenimizin üslubu yanlış olabilir, itici olabilir birileri için ama bu, bu kadar orantısız cezalandırmayı haklı kılmaz!.. Bu, zulümdür!.. Bu, bir kesimin linç kampanyası karşısında yenilmektir; onlara cesaret vermektir, onların daha sonra daha da çirkefleşmesine çanak tutmaktır, onların daha cesur(!) bir şekilde yeni kurbanlar istemesine sebep olmaktır.
Bir tane Uzman Pedagog(!) da durumdan vazife çıkarıp, “okuldaki öğrencilerin psikolojilerinin bozulmuş olabileceğini, onlara rehabilite desteğinin verilmesi gerektiğini” söylüyor. Bak sen!.. Öğrencilerinin şu mesajlarına bakın bakalım psikolojileri bozulmuş mu, rehabiliteye ihtiyaçları var mı ve öğretmenimiz gerçekten sapık mı?
“İthaf edilen gibi bir bakışa veyahut duyguya öğrencileri olarak asla rastlamadık. Rahatsız olmayalım diye göz temasını bile ölçülü kullanan naif bir hocamızdı. Allah kendilerinden razı olsun.”
“Derse kapıyı tıklamadan girmeyen, hasta olmadıktan sonra öğretmen masasına oturmayıp dersi devamlı ayakta hareket hâlinde anlatan, ders dışında bizimle konuşurken başı öne eğik bir hâlde göz temasında bulunmadan konuşan, öğretmenler odasında öğrencilerin gıybeti yapılıyor diye kesinlikle teneffüslerde oraya uğramayıp boş bulduğu bir yere geçip kitap okuyan birisine bu tür sapık suçlamasını kesinlikle kabul etmiyorum!..”
Bunları söyleyen kız öğrencileri… Hakkında bunlar söylenen kişi mi sapık? Bu öğretmenden dolayı mı psikolojisi bozulmuş öğrencilerimizin? Sakın sapkın medyanın yalan, iftira, hakaret dolu haberlerinden ve bu sapkın haberlerden hareketle öğretmene haksızlık edenler yüzünden bozulmuş olmasın öğrencilerin psikolojileri?
Yine Şanlıurfa’da bir imam hatip ortaokulunda kız çocukları başlarını örtüyor ve öğretmenlerinden bir program düzenlenmesini rica ediyorlar. Öğretmen de öğrencileri için önemli bir dönüm noktası olan bu durumu teşvik etmek amacıyla onları kırmıyor ve programda çekilen fotoğraflar sosyal medyaya düşüyor. Anında Doğan Medya, İslam ve Müslüman düşmanlığı tescilli medya başlıyor algı operasyonuna!.. İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri de hemen soruşturma başlatıyor. Bu nedir Allah aşkına!.. Yer:İmam hatip ortaokulu, Öğretmen: Din kültürü öğretmeni… Kız öğrencisine tesettürü anlatıp teşvik etmesinden daha doğal ne var? Karşı cenahı anlıyoruz da AK Parti döneminde öğretmenlerimizin bu kadar sindirilmesini, yaptıkları doğru şeylerin cezalandırılmasını ve suçlu ilan edilip bu kadar kolay linç edilmesini kabul edemiyoruz!..
28 Şubat sürecinin korku atmosferi birileri tarafından geri getirilmek isteniyor. Birileri Reis’le ona gönülden bağlı dindar insanlarımızın arasını açmak ve bir taşla kuş katliamı yapmak için müthiş bir algı operasyonu yapıyor!.. Başta Doğan Medya olmak üzere, marjinal sol ve iflah olmaz Reis muhalifi medya, 28 Şubat’taki görevlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar!..
Allah; bizlere ve yöneticilerimize akıl, izan, basiret ve dirayet versin!..