Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden almış olduğu yüzde 9.76’lık oya sahip çıkamayarak, seçmenine ihanet eden HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanması hususunda Ahmet Hakan’ın bir şey yazmadığına dikkat ettim.

Bu arada hemen şunu belirteyim; her seferinde vatandaşın kullanacağı oyların istikametini tayin edebilmek için ‘Oy namustur’ diyen siyasetçilerin almış oldukları oylara biteviye ihanetlerinin en güncel örneğidir Demirtaş’ın hainliği.

Evet, yüzde 10’a varan ve Türkiye seçim sistemine göre epey bir yekûn teşkil eden oy oranına rağmen Demirtaş, partisini bir Türkiye partisi yapamadı.

Ya ne yaptı, gitti PKK’nın, YPG’nin ve hatta FETÖ/PDY’nin arkasına takılarak vatan hainliğini tescil ettirdi.

Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında Demirtaş’ın PIAR danışmanı vazifesini üstlenmiş gibi davranan Ahmet Hakan, seçimlerden Demirtaş’ın terör örgütlerine karşı sesini yükseltememesini birkaç kez eleştirmiş ve Demirtaş’a hitaben,

“Ey Selahattin Demirtaş!

Yanılttın bizi. Çok ‘Türkiyeli’ bir yüz gösterdin. Meğer o çok Türkiyeli yüz, sadece bir maskeymiş.

Aldattın bizi. ‘Hendek siyaseti olmaz’ dedin. Meğer dilin öyle derken kalbin öyle demiyormuş.

Kandırdın bizi. ‘Biz artık Türkiye’nin partisiyiz’ dedin. “Ayrılık gayrılık istemiyoruz” dedin. Meğer ne kadar da safmışız” diye yazmışsa da bu yazısı onun günahlarına kefaret olamaz.

Sanırım evet, ‘saflığının’ tezahürü olur.

Neden öyle olur derseniz;

Demirtaş’ın PKK’nın yani Kanlı Kandil’in emir ve görüşlerinden çıkamayacağını, Türkiye’nin topyekûn bir antiemperyalist savaş verdiğini ve HDP’nin, PKK’nın, PYD’nin de bu savaşta karşı cephenin birer taşeronu olduğunu sadece ‘Havuz Medyası’ olarak isimlendirilen basın yayın organları tarafından değil, Ahmet Hakan’ın geçen günkü yazısında, “Kemalizm’e ağır eleştiriler yönelten satmayan bir gazete” diye bahsettiği Diriliş Postası’nda da defalarca yazıldı, çizildi.

Şimdi bütün bunların farkına varamayan Ahmet Hakan’ın Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında olduğu gibi Demirtaş’a mahpusta da PIAR danışmanlığı yapmasını bekliyoruz.

Hatırlayacağınız gibi Ahmet Hakan, CNN Türk ekranlarına çıkardığı Demirtaş’ın eline bir saz vermiş ve o güzelim ‘Cemalım’ türküsünü söyletmişti.

İyi bir PIAR’dı.  Oy artışına hayli katkısı olduğu dile getirildi.

Naçizane, Ahmet Hakan’ın Demirtaş’ın yattığı mahpushaneye bir saz göndermesini, bu mümkün olamayacaksa özel doldurulmuş bir CD ile birlikte CD çalar göndermesini tavsiye ediyorum.

CD de karışık arabesk parçalardan oluşturulmalıdır.

Neler olmalı peki içinde:

Ahmet Kaya: Ağladıkça

Müslüm Gürses: Yıkıla Yıkıla Yaşayan Benim

Ferdi Tayfur: Hapishane Etrafında Dikenli Teller

Yine Ahmet Kaya: Yanıldım ah ziyan oldum

Orhan Gencabay: Karaçalı-Bir ihtilal mı var

Yine Müslüm Gürses: Hapishanelere Güneş Doğmuyor

Bülent Ersoy: Dost Bildiklerim

Cengiz Kurtoğlu: Yalancı Bahar

Esengül: Beterin Beteri Var

Yine Ferdi Tayfur – Elim Kolum Bağlı

Ferman Toprak: Hayatı Tespih Yapmışım

Yine Orhan Gencabay: Hatasız Kul Olmaz

Yine Ahmet Kaya: Şafak Türküsü