Ramazan ayı gelince gönüllerimize bir hoşluk, kalbimize bir sekinet, topluma bir sükûnet geliyor. Ramazan gelince âdeta biz artık eski biz olmuyoruz. Genellikle daha munis, daha sakin, daha hoşgörülü, daha anlayışlı, daha duyarlı, daha cömert oluyoruz.
Daha önce olmadığımız kadar paylaşımcı, daha önce olmadığımız kadar anlayışlı, daha önce olmadığımız kadar huzurlu oluyoruz.
Demek isterdim ama şimdi pek emin değilim bu durumdan!..
Son yıllarda belli hassasiyetlerimiz iyice törpülendi, daha önce tepki gösterdiğimiz şeylere artık tepki göstermez olduk, daha önce yadırgadığımız şeylerin birçoğunu artık içselleştirdik. Bunda yapılan reklamların, algı operasyonlarının etkisi büyük tabii…
Çok uzatmadan sözü, bir kola markasına getireceğim. Malum kola markası, ramazan geldiğinde gönüllere dokunan öyle reklamlar yapıyor ki sanırsınız varlığını Müslümanlara ve İslam dünyasına adamış. Ramazan dışında bizi arkamızdan vuran, sırtımızdan bıçaklayan, Müslüman kardeşlerimizi elimizden alan ve daha fazla Müslüman öldürülmesi için cirosunun çok önemli bir kısmını Katil ve Terör Devleti İsrail’e aktaran kola firması; ramazan gelince de gönüllerimize dokunuyor, bizi hassasiyetlerimizden, kutsallarımızdan vuruyor. Maalesef ki bizim saf, gafil veya şuursuz Müslümanlar da İslam ve Müslüman düşmanı bu markayı büyütmeye devam ediyor. Beni sarsan bir örnekle somutlaştırayım meseleyi:
Markette kasada sıra bekliyorum, alt komşum geldi kasaya… İftara yarım saat var. Malum kola markasını ve birkaç parça eşyayı koydu kasaya… Komşum, imanına şahit olduğum, haftalık sohbetlere katılan az çok duyarlı bir Müslüman… Üzüldüm tabii bu manzara karşısında ve “Abi, yakışıyor mu sana? Ramazanın ruhuyla bağdaşıyor mu bu aldığın ve tükettiğin ürün…” dedim. Biraz mahcup oldu ve “Çocuklar istiyor, ne yapalım hocam?” dedi. Vicdanı rahat bırakmamış olacak ki arkasından da “ Ben de içiyorum ya…” diye ekledi biraz daha mahcubiyetle…
Ben de belli hassasiyete sahip bir Müslüman’ın ramazanda bile küçücük bir zevkinden feragat edememesine ve bile bile bir Yahudi markasını destekleyerek Müslüman kardeşine, inançlarına ihanet etmesine o kadar üzüldüm ki anlatamam…
Yapılan bir araştırmaya göre işte bu malum kola markası; İstanbul, Ankara ve İzmirli tüketicilerin gözünde yüzde 33 oranla “Ramazan ayıyla en çok bütünleşen marka” olmuş.
Yani Ramazan deyince buralardaki insanların üçte birinin aklına ilk gelen, cirosunun büyük bir kısmını TERÖR DEVLETİ İSRAİL‘e bağışlayan bu kola markası oluyormuş.
Üstelik en yakın takipçisi olan markayı dörde, beşe katlamış. İkinci sıradaki Şütaş yalnızca yüzde 8 oranla tercih edilmiş. Liste şöyle devam etmiş: Pınar %5, Eti %5, Ülker %5, Piyale %4, Torku %3, Güllüoğlu %1 oranında akla geliyormuş ramazanda…
Ağlamamız lazım ama biz ağlamıyoruz, onlar analarımızı ağlatıyor.
Yine Katil Sürüsü, Terör Devleti İsrail destekçisi, İslam ve Müslüman düşmanı bu kola markası, Ramazan’da en çok tercih edilen içecekler arasında ise yüzde 64’le birinci sıradaymış.
Yuh olsun Müslümanlığımıza!.. Yuh olsun İslami hassasiyetlerimize!.. Yuh olsun duyarsızlığımıza!..
İçtiğiniz o sıradan bir içecek değil, Müslüman kanı içiyorsunuz; Gazzeli bebelerin, Kudüslü annelerin, Ramallahlı çocukların, El-Halilli genç kızların, Filistinli şehitlerin kanını içiyorsunuz!..
Ramazan’da bile bu kadarcık hassasiyet göster/e/meyen, nefsini dizginleyemeyen modern dünyanın modern Müslümanları(!) zehir olur o içtiğiniz kolalar!..
İçtiğiniz her kolanın kardeşlerinize kurşun, bomba, zulüm, gözyaşı olarak döndüğünü bildiğiniz hâlde zıkkımlanmaya devam ediyorsunuz ya iyi ki Ahiret var!..
Olmayan vicdanınızı rahatlatmak amacıyla Müslümanlar için beş lira sadaka verip Katil İsrail markaları için ayda binlerce lira ödemeye devam edin!..
Sonra “Kahrolsun İsrail!.. Kahrolsun Amerika!..” Yok ya!..
Siz niye hâlâ kahrolmuyorsunuz ben buna şaşıyorum!..
Sahi duydunuz mu?
Cristiano Ronaldo, Filistin’e 1,5 milyon euro bağışlamış; siz Türkiye’nin en zengin adamının başkanlık yaptığı, Türkiye’nin en zengin takımı Fenerbahçe’ye kaç lira bağışladınız?