“18 yaşında bir kız” olduğunu vurguluyor Itır, kırık-dökük özür mesajında. “Hassas dönemi[n]de dikkatsizce” ve “tamamen masumca düşüncelerle” attığı tweet için milletinden özür diliyor. En azından, kıvırtmıyor da. En sonunda, “Umarım beni anlayışla karşılayabilirsiniz” derken, büyüklerinin şefkatine sığınıyor. Bilmem ne komitesi tarafından“Miss Turkey” seçilmiş kızımızın ne yazdığını isteyen arar ve bulur. (Keşke yazdığı için utandığı mesajı dana gözü gibi orada burada gösterilmese! Ayıbı yaymak ayıptan da ayıp değil mi?)
O mesajda benim dikkatimi “18” rakamı çekti. Anlayın işte, “küçük” olduğunu vurguluyor Itır. İçim acıdı. On sekizinde bir hanım kızı neredeyse ulusallaşmış nefretin kurbanı haline getiren sürecin hoyratlığı acıttı içimi.
Toplumda biri bir hata yaptığında, onun çevresi sorgulanır kadim medeniyetlerde. “Biz nerede hata ettik de böyle biri çıktı içimizden?” demeyi vicdan borcu sayarlar.
Gelin, bir biz delikanlılık edelim.
Hele de şu günlerde, on sekiz yaşındaki bir kızdan o tweeti aklından bile geçirmeyecek olgunluğu bekleyebilir miyiz? Bir hanım kız, adetli olduğunu saklı tutmanın edebini hangi ortamda öğrenecekti? Regl kanı üzerinden benzetme yapmanın çirkin olacağını hangi dergâh ona öğütleyecekti?”
Televizyona baksaydı Itır, din adına konuşanları bile, sözüm ona ahlakın temsilcisi olmayı üstlenenleri bile teşhirci tavırlar içinde bulacaktı. Hocanın biri bir insanın en saf mahremi olan kefenlenmeyi teşhir ederek “level atlamış” ve reytingle ödüllendirilmişken, safdil Itır ne etsin? Tabut içine kadar her türlü detayın mıncıklandığı, kabir hayatında soru soran münker nekir meleklerinin bile maketleştirildiği yüksek reytingin baskısı altında, Itır ‘regl dönemi’ni saklama güzelliğini kimden öğrenecek ki? Sırf heyecan olsun diye, “sidik-i şerif” “sümük-ü şerif” başlıkları üzerinden aziz Peygamberin[asm] hatırasının incitilmesi sessizce alkışlanırken, bu tür kabalıkların promosyonu yapılırken, Itır niye adet kanı üzerinden empati kurmanın çirkinliğine nasıl ikna olsun? Ramazan ayında ve Cuma sabahlarında, “İslam’da cinsel hayat” başlığı hoyratça satılırken, “gerdek gecesi” çağrışımlarıyla görüntü itibarı sivriltilirken, Itır’ın, arada bir yere sıkıştırdığı “dikkatsiz” ve “masumane” mesajın yanlışlığını anlamasını nasıl bekleriz? Cazgırlığın prim yaptığı yerde, susmanın erdemini kim öğretecek Itır gibi gençlere? Skandalla anılmanın bile şöhret ve para getirdiği kirli atmosferde Itır’ın yaşıtı gençlerden vakar ummaya hakkımız var mı?
Yeniden hatırlatayım.
On sekiz yaşındaki kızımız-benim de skandal vesilesiyle öğrendiğim üzere-güzellik yarışması birincisi. Kendi bedenini en hassas detayları vurgulayan kıyafet(sizlik)le jüri önünde teşhir etti. Nelere baktı bu yarışmanın jürisi? Kas ölçümü yapıldı, beden çıkıntıları oranlandı. Detayını bana yazdırmayın, siz de biliyorsunuz.
Bedeninin teşhirine razı olduğu için taçla ödüllendirilen bu hanım kızımız, güzellik yarışması komitesinin kendisine telkin ettiğini ve sevdirdiğini yapmış zaten… Fizyolojisini teşhir etmiş.
Tacını geri almışlar Itır’ın. Çin’e bedenini sergilemek için gitme işi başka bir “on sekizliğe” kalmış. Teşhirin taçlandırılmasını ayıp saymayış ayıbımız, sözüm ona “ahlaklı” bu manevrayla yeniden perdelenecek. Bak sen!
Eğip bükmeden söyleyeyim. Boş yere, ahlaksızlığı başkasının üzerine, hele de bilmediğini etme erdemini sonunda gösterebilmiş bir gence-yıkmayın. Elinizdeki o “taç”ı kimin başından alıp kimin başına koyduğunuzla ilgilenmem.
Elinizde o tacın işi ne beyler?