Yüzyıllardır büyük depremlerle sarsılan İstanbul, bugün yine aynı tehlikeyle karşı karşıya. Ancak aradan geçen yıllara rağmen, şehrin depreme karşı hazırlık durumu endişe verici seviyelerde. Sıklıkla gündeme gelen bu hayati konu, ne yazık ki kısa bir süre sonra unutuluyor. Peki, İstanbul depreme neden hâlâ hazır değil ve bu konu neden sürekli göz ardı ediliyor?
Geçmişten Ders Alınmıyor
1999 Marmara Depremi, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesini sağladı. Bu felaket, 17 binin üzerinde can kaybına ve on binlerce insanın yaralanmasına neden oldu. Ancak üzerinden 25 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, İstanbul’da depreme hazırlık konusunda kayda değer bir ilerleme sağlanamadı. Şehrin yapı stoğunun büyük bir kısmı hâlâ depreme dayanıklı değil ve olası bir büyük depremde benzer felaketlerin yaşanma ihtimali oldukça yüksek.
Yetersiz Kentsel Dönüşüm Çalışmaları
Kentsel dönüşüm projeleri, depreme karşı alınabilecek en önemli önlemlerden biridir. Ancak İstanbul’da yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları, beklenen hızda ilerlemiyor. Birçok mahallede, eski ve dayanıksız binalar hâlâ ayakta duruyor. Bu binalar, olası bir depremde büyük risk taşıyor ve bu riskin azaltılması için daha etkili ve hızlı adımlar atılması gerekiyor.
İmar Affı ve Yapı Denetim Sorunları
İmar affı uygulamaları, deprem riski altındaki yapıların güvenliğini daha da tehlikeye atıyor. Ruhsatsız ve denetimsiz yapılan binalara verilen bu aflar, halkın can güvenliğini riske atıyor. Yapı denetim sistemindeki eksiklikler ve yetersiz denetimler, İstanbul’un depreme hazırlık konusundaki en büyük engellerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Altyapı ve Acil Durum Hazırlıkları
İstanbul’un altyapısı, olası bir büyük depremde büyük zarar görebilir. Su, elektrik, doğalgaz ve iletişim hatlarının yanı sıra, ulaşım altyapısı da depreme karşı oldukça savunmasız durumda. Acil durum hazırlıkları ise yeterli düzeyde değil. Deprem sonrası toplanma alanları, kurtarma ekipleri ve acil durum planları yetersiz kalabilir. Halkın bilinçlendirilmesi ve acil durum tatbikatlarının düzenli olarak yapılması gerekiyor.
Toplumsal Farkındalık ve Eğitim Eksikliği
Depreme hazırlık konusunda toplumsal farkındalık ve eğitim de büyük önem taşıyor. Ancak İstanbul’da yaşayan vatandaşların büyük bir kısmı, deprem anında ve sonrasında ne yapmaları gerektiği konusunda yeterince bilinçli değil. Okullarda, iş yerlerinde ve kamu kurumlarında düzenli olarak yapılan tatbikatlar, deprem anında yaşanabilecek panik ve kaosu azaltabilir.
Yapılması Gerekenler
İstanbul’un depreme hazırlıklı hale gelmesi için atılması gereken adımlar oldukça nettir:
Kentsel Dönüşümün Hızlandırılması: Depreme dayanıklı binaların inşası ve mevcut yapıların güçlendirilmesi öncelikli olmalıdır.
Yapı Denetim Sisteminin Güçlendirilmesi: Denetim mekanizmaları daha sıkı ve etkili hale getirilmeli, imar affı uygulamalarından kaçınılmalıdır.
Altyapının Güçlendirilmesi: Şehrin altyapısı, olası bir depreme karşı dayanıklı hale getirilmeli ve acil durum planları güncellenmelidir.
Toplumsal Farkındalık ve Eğitim: Deprem bilinci oluşturmak için eğitim programları ve tatbikatlar düzenli olarak yapılmalıdır.
Hızlı ve Etkili Müdahale Planları: Deprem sonrası acil müdahale ekipleri ve toplanma alanları etkin bir şekilde organize edilmelidir.
Deprem Gerçeğini Unutmamalıyız
İstanbul’un depreme karşı halen hazır olmaması, sadece bir yönetim ve denetim sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir sorundur. Geçmişten ders alarak, gelecekte benzer felaketlerin yaşanmaması için daha bilinçli, kararlı ve etkili adımlar atmalıyız. Unutmayalım ki, deprem bir doğa olayıdır, ancak afet olması bizim ihmallerimizle şekillenir. Bu yüzden deprem gerçeğini unutmamalı ve gereken önlemleri ivedilikle almalıyız.