İsrail Miras Bakanı Amihay Eliyahu “ramazan” kavramını ortadan kaldırma çağrısında bulunarak işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te ramazan ayı sebebiyle gerginliğin artacağı korkusundan kurtulmak gerektiğini söyledi.
Bu, İsrailli aşırı sağcı bakanın ilk skandalı değil.
Eliyahu, daha önce de Gazze Şeridi’ne nükleer bomba atılabileceğini söylemiş, bölgenin yeniden işgal edilmesi gerektiğini savunarak “Gazze Şeridi’ndeki Filistinliler İrlanda’ya ya da çöle gitsinler” demişti.
Eliyahu’nun ramazanla ilgili açıklaması, Netanyahu hükûmetindeki bir diğer fanatik isim olan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in ramazan ayında Filistinlilerin Mescid-i Aksa’ya girişlerinin yasaklanmasını istemesinin ardından geldi.
Ben-Gvir’in açıklamalarını eleştiren ve “sorumsuzluk” olarak niteleyen İsrail Savunma Bakanı Yaov Galant, yasak kararının bölgede gerginliği tırmandıracağını söyleyerek “Buna izin vermemeliyiz” demişti.
Ayrıca Eliyahu’nun açıklamasından önce İsrail savaş kabinesinin, Ben-Gvir’i Mescid-i Aksa’nın bulunduğu bölgenin idaresinden azlettiği bilgisi medyaya yansıdı.
Ana muhalefet lideri Yair Lapid de savaş kabinesini aldığı “doğru karar” nedeniyle tebrik etti.
İsrail Kanal 12 televizyonu, ramazan ayında Kudüslülerin ve 1848’de işgal edilen topraklarda yaşayan Filistinlilerin Mescid-i Aksa’ya girişlerine kısıtlama getirilmeyeceğini bildirdi.
Eliyahu’nun ramazan ayıyla ilgili açıklamasıyla Ben-Gvir’e destek verdiği söylenebilir.
Ramazan ayı ve Mescid-i Aksa konusunda İsrail hükûmetindeki görüş ayrılığı güvenlik kaygısına dayanıyor.
Bir grup bakan, Gazze Şeridi’nde savaş devam ederken ve Lübnan cephesi her an alevlenebilecekken Batı Şeria ve Kudüs’te gerginliği yükseltecek adımlar atılmasının İsrail’in güvenliğini tehlikeye sokacağı görüşünde.
Ramazan ayında Mescid-i Aksa’nın her zamankinden daha kalabalık olduğunu ve Müslümanların dinî duygularının yoğunlaştığını biliyorlar.
Oruç ayı gelmeden Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanması ya da en azından bir ay boyunca savaşa ara verilmesi için gösterilen yoğun çabaların bir sebebi de bu.
İsrail ve müttefiklerinin en çok korktuğu şey, Gazze Şeridi’nde savaş devam ederken işgal altındaki Filistin topraklarının tamamında yeni bir intifadanın patlak vermesi ve savaşın tüm bölgeye yayılma ihtimali.
7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği katliamlar sebebiyle dünyanın dört bir yanında İsrail’e tepki var.
Bütün bunlara ek olarak, İsrail ve müttefikleri arasında görüş ayrılıkları yaşanıyor.
Biden yönetimi, Riyad-Tel Aviv ilişkilerini normalleştirmeye çalışırken İsrail’in provokatif adımlar atmasını istemiyor.
Itamar Ben-Gvir, Amihay Eliyahu ve Bezalel Smotrich gibi bakanlar ise İsrail’in hiç kimseye kulak asmaması ve hiçbir tehlikeye aldırmadan daha pervasız hareket etmesi gerektiği görüşünde.
Şu ana kadar yapılan açıklamalardan Kudüs’te ve 1948’de işgal edilen topraklarda yaşayan Filistinlilerin aksine Batı Şeria sakinlerinin ramazan ayında Mescid-i Aksa’da namaz kılmalarının yine engelleneceği anlaşılıyor.
Yahudi yerleşimcilerin ramazanda Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemelerine izin verilmeyeceğine dair bir açıklama da yok.
Dolayısıyla geçen yılki olayların bu yıl da tekrarlanma olasılığı hâlâ yüksek.