1886 yılında Amerika’da işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün çalışma zorunlulukları vardı. Bu nedenle İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde bu çalışma düzenine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talepleri ile işi bıraktılar. Şikago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Kentaki’de 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından “Böylece önyargı duvarları yıkılmış oldu” şeklinde yorumladılar.
Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı.
Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü ” olarak kutlanmasına karar verildi. Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı.
Ancak, marjinal örgütler 1 Mayıs’ı hep siyasal olarak kullandı. Siyasi çekişmelere zemin oluşturma derdine düştü. Böyle olunca da yıllarca kanlı 1 Mayıs olaylarına sahne oldu.
Türkiye’de 1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak “İşçi Bayramı” ilan edildi.
1924`te ise hükümet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
1925`te çıkan Takrir-i Sükun Yasası, İşçi Bayramını kutlamayı yasakladı ve Türkiye’de uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu. 1935 yılında 1 Mayıs`a “Bahar ve çiçek Bayramı” adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı’nda yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Ancak, karanlık bir el tarafından göstericilerin üzerine ateş açıldı ve göstericilerden 34’ü, yaralanarak ve üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda ezilerek öldü. 1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti. Askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı MİT tarafından Başbakan Süleyman Demirel’e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun derhal re’sen emekliye sevk edildi.
Vesayetçiler daima toplumsal hareketleri kullanırlar. Olayların çıkması bazı kesimlerin işine gelir. Gezi olaylarını hatırlatmıyor mu bu olaylar? Aynen öyle…
Toplumsal olayları kullanarak darbe ile iktidara gelen Milli Güvenlik Konseyi 1 Mayıs’ı resmi tatil günü olmaktan çıkardı.
Yıllardır marjinal solun aşırı sahiplendiği ve siyasal hareketler için kullanılan 1 Mayıs, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleri ile Ak Parti iktidarında 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile resmi tatil ilan edildi. Vesayetçi sistemin tamamı ise 16 Nisan referandumu ile millet tarafından ortadan kaldırıldı.
Kölelik düzenini ve ırk ve sınıf ayrımı İslam ile sona ermesine rağmen, İslam’ın toplumsal yaşama dair güzelliklerini görmeyen batıya bunu anlatmak gerek.
Selam ve dua ile…