Siz bu milletin hakkını nasıl ödeyeceksiniz?
Her seferinde devletine, milletine, Reis’ine sahip çıkan bu milletin hakkını böyle mi ödeyeceksiniz?
Bakın, Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar bile açığa alınan 9 bin 103 polisin ardından yayınlanan son KHK’nın ardından, “AK Parti eliyle AK Parti’nin altı oyuluyor, yazıklar olsun. Pes ettim, artık yokum” diyor.
Tayyar, “FETÖ halen işbaşında, herkes kör ve sağır, mücadele raydan çıktı, AK Parti eliyle AK Parti’nin altı oyuluyor, yazıklar olsun” neden diyor?
Ve sonra da neden ekliyor: “Kırgınlığım partimin iç meselesidir. İstifa milli irade ve davaya ihanettir. Rabbim birliğimizi daim kılsın. Hainler, kriptolar sevinmesin…”
Milletvekili böyle diyor: Bu millet ne desin, ne yapsın?
Bir sene oldu işin içinden çıkılamıyor!
Ümitler tükenmek üzere ve görülen o ki, ‘At iziyle, it izinde’ yeni bir dalga söz konusu.
Gelinen noktadan kimse memnun değil ve gelinen nokta herkesi tedirgin ediyor.
TRT başta olmak üzere hâlâ FETÖ’den temizlenemeyen kurumlar var.
Haklarında ByLock’çu ve kripto iddiaları dolaşan üst düzey bürokratlar ortalıkta cirit atıyor.
FETÖ ile irtibatından dolayı bakanlıktan alınanlar halk oylamasında sahaya sürülüyor.
15 Temmuz’da darbeye karşı koyanlar ve 16 Nisan’da sandığa doldurdukları EVET’lerin sonucunda güzel şeyler bekleyedursunlar, 15 Temmuz gazileri açığa alınıyor.
Van’da bir ilçe emniyet müdürlüğünde görevli polis memuru, 15 Temmuz darbe girişimini duyar duymaz saat 21.45 gibi evinden üzerini bile doğru dürüst giymeden silahını alarak görev yaptığı İlçe emniyet müdürlüğüne giderek darbecilere mukavemet için hazırda bekliyor.
İlçe emniyet müdürünün “Asker gelirse silahlarınızı teslim edin” emrine uymayarak, “Ben silahımı devletten aldım. Ancak devletime teslim ederim” diyor ve emniyet müdürünün kafasına silah dayayarak derdest ediyor.
Şimdi bu polis memuru açığa alındı.
Abisi ile çok yakın görüşüyorum. Samsun’daki FETÖ yapılanmasının sağlık ayağının ayıklanmasında önemli katkıları olan birisi.
Açığa alınanlara herhangi bir gerekçe de belirtilmiyor.
Sorulduğunda ‘tedbiren’ deniliyor.
Bu tedbirin içine neler giriyor belli değil.
Devletine, vatanına, bayrağına bağlı insanların güven duyguları sarsılıyor.
Herkesin tıpkı milletvekili Şamil Tayyar gibi, “Pes ettim, artık yokum” denmesi sağlanmak isteniyorsa, az kaldı bu da olacak.
Başarılmak üzere az kaldı.
Muhtemel bir darbede sokaklara, meydanlara çıkacak insan sayısını azaltmak için çalışılıyor gibi…
Devletine küsmüş, hiçbir şeye itimadı kalmamış yığınlar oluşturuluyor.
Hedef, toplumdaki Reis sevgisini törpülemek ise bu da bu ve buna benzer yanlışlar ile oldu olacak aşamada.
Biran önce açığa alınan ve geçmişinde hiçbir mensubiyet, iltisak, irtibat ve aidiyet bağı olmayan ve ‘tedbiren’ kılıfıyla açığa alınanların itibarları iade edilmelidir.
Hava kurşun gibi ağır ve bu ağırlık her geçen gün üzerimize çökecek bir ihanetin habercisi gibi…