Haradinaj, MİT’in Kosova İstihbarat Servisi ile Kosova’daki 6 FETÖ’cünün tutuklanıp Türkiye’ye getirilmesinden sonra görevden alma kararları ülkede bir krize yol açmıştı.

3 Temmuz 1968’de Deçan şehrinin Gllogjan köyünde doğan Ramush Haradinaj, Kosova savaşı bitiminden bu yana siyasette aktif olarak yer alıyor. Haradinaj, bu süreçte zaman zaman İslam karşıtı açıklamalarıyla Kosova halkının ona nefretle bakmalarına sebep oldu.

GEÇMİŞİNİ SAKLAMAYA ÇALIŞTI

2013 yılında Amerika’nın Kolumbia Üniversitesi’nin konuğu olan Haradinaj “Radikal hareketler” sorusunun üzerine şu cevabı vermişti:

“Benim ailem nesillerdir Katolik’ti, ben Müslüman olarak doğdum ama neden Müslüman olduğumu bilmiyorum. Çünkü ne namaz ne dua ne de hiçbir şey için camiye gidiyorum. Sadece ismimden Müslüman olduğumu anlaşılır. Ama bu da değil çünkü Arnavutların isimleri çoğu seküler, Hıristiyan ismlerdir. Biz İslam’ı sadece Osmanlı Yönetimi zamanında yaşadık. Eskiden bizim topraklar Osmanlılar’dan yönetiliryordu, eski Türkler’den, sadece o zamanlarda İslam’dan birkaç şeyler aldık ama hiç bir zaman kimliğmiz olmadı ya da hayatımızın en önemli unsuru olmadı. Bazıları bize Müslüman diyor ama biz Müslüman değiliz. Çünkü kendimizi Müslüman olarak nitelemeyiz. Katolik, Ortodoks vs gibi diyemeyiz ama biz de diğerleri gibi yaşıyoruz. Bu hareketler dünyada yayıldığı gibi bizim ülkemizde de yayıldı ve bazı eğitimsiz olanları, aynı zamanda eğitimli olanlar ama işsiz olanları da yanlarına aldılar. Bazıları kısa bir dönem için onlara katıldı. Ama bir kısım onlarla kaldı ve bu sorun yaratıyor. Fakat bunlar için de çözüm var. Biz hem ülke hem toplum olarak bu tür hareketlere uyumlu değiliz. Onlar bizim aramıza barındırmaya çalışıyor ama başaramayacaklar. Ben düşünüyorum ki biz onlarla toplum olarak mücadele edeceğiz.”

ADEM JASHARİ’YE HAKARET ETMİŞTİ

Kosova’da katıldığı bir programa Haradinaj, sakallı Müslümanlar’ı aşağılamaya çalışarak, “Ben Kosova’nın geleneksel İslam’ına saygı duyuyorum, 98’den önceki İslam’a saygı duyuyorum. Fakat ben bazı sakallı olan pisliklerine saygı duymam. Bu pisilikler bu ülkede bir şey olabileceklerini düşünüyorlar. Hayır. Ben Arnavut’um, öyle doğdum, dedem, babam, çocuklarım Arnavut olarak doğdu. Burası Kosova, Arnavuluk’tur. Buralar başka birşey olamaz” sözleriyle Kosova Kurtuluş Ordusu’nun Başkomutanı Adem Jashari’ye hakaret etmiş oldu. Çünkü Başkomutan Jashari’nın uzun sakalı vardı ve kendini gururla Müslüman olarak tanımıştı. Aynı zamanda Kosova’da yaşayan herkesin bildiği gibi Adem Jashari’nin babası Shaban Jashari bir medresede hocalık yapmıştı. Haradinaj’ın İslam’a karşı olan nefreti Arnavutların eski kahramanlarına da hakaret etmeye itiyor.

HİÇ HATIRLAMIYOR

Kosova’da perşembe günlerinde yayımlanan “Kosova’da Yaşam” adlı programında, Yolsuzlukla Mücadele Dairesi tarafından talep edilen bazı kurulların görevden alınması sorusu üzerine Haradinaj, Sistem, İletim ve Piyasa İşletmecisi Kurulu’nu görevden aldığını hatırlamadığını iddia ederek şu ifadelerini kullanmıştı:

“Ben mi görevden aldım?” Hiç hatırlamıyorum.” Oysa bu görevden alınmaların altına Haradinaj, 29 Eylül 2017’de imza atmıştı.

“DUYGU AYNIYMIŞ”

Geçtiğimiz haftalarda Kosova ile Karadağ arasında 2015’te Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi dönemin Dışişleri Bakanı olarak imzaladığı anlaşmayı yaklaşık üç sene boyunca meclisten geçiremeyen Sınır Anlaşması’nı yeniden oylamaya sunulmuştu. Fakat o gün Kendin Karar Al (Vetevendosje) Partisi’nin üyeleri Kosova meclisinde kullandıkları göz yaşartıcı bombalarla adeta terör estirerek oylamayı durdurmuştu.

Hal böyleyken ülkenin başbakanı konumundaki Haradinaj’a oturumun nasıl devam edeceğini sorulduğunda; Haradinaj her sıkıştığında topu taca atmak için kullandığı “bilmiyorum” cevabını vererek “Kalan kısmın nasıl gideceğini bilmiyorum ama hükümet olarak milletvekillerinin kalan kısmını yerine getirmesini bekliyoruz” açıklamasını yapmıştı. Yaşananlar karşısında vurdumduymaz bir tavır sergileyen Haradinay, göz yaşartıcının atıldığı oylamanın yapıldığı anlar ile onu emdiği zamanın da aynı olduğunu söyleyerek, “Duygu aynıymş, fazla değişmiyormuş” sözleriyle skandal bir yorumda bulunmuştu.

Son bir not: Unutmayalım ki bu anlaşma ile Karadağ’a 8 bin 200 hektar bağışlanmıştı (hediye edilmişti).

Editör: TE Bilisim