Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Gazze Şeridi’nde soykırım yaptığı gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) açtığı dava önceki gün başladı.
Davanın ilk duruşmasında Güney Afrika adına konuşan ve İsrail’in işlediği suçları kanıtlarıyla ortaya koyan hukukçular insanlık adına Lahey’de tarihe not düştü.
7 Ekim gibi 11 Ocak da Filistin için -Allah’ın izniyle- işgalden kurtuluşa giden sürecin önemli anlarından biri olarak hatırlanacak.
Bugün Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği soykırım sebebiyle yargılanan İsrail, bir gün gelecek; işgal altındaki Filistin topraklarında işlediği tüm suçların hesabını verecek.
Ana akım Batı medyası görmezden gelmeye ve geçiştirmeye çalışsa da TRT ve Al Jazeera’nin İngilizce kanalları duruşmayı canlı olarak yayınladı.
İsrail yanlısı medyanın işine geleni duyurduğu ve işine gelmeyene sansür uygulayarak kamuoyunu manipüle ettiği dönemler artık geride kaldı.
Davayla ilgili gelişmeler ve Gazze Şeridi sakinlerinin sesi olan Güney Afrikalı avukatların sözleri sosyal medyada da geniş bir şekilde paylaşıldı.
O avukatlardan Bllinne Ni Ghralaigh’in söylediği gibi, Gazze Şeridi’ndeki soykırım dünyanın bir şeyler yapabileceğini uman kurbanlar tarafından canlı yayınlanan ilk soykırım oldu.
Diğer bir ifadeyle bugüne kadar hep korunduğu ve kendini “la yüs’el” gördüğü için İsrail’in, suçlarını gizleme gereği görmemesi sebebiyle Güney Afrika’nın mahkemeye sunduğu soykırım kanıtlarına tüm dünya şahit oldu.
İsrail ordusunun sivil yerleşim alanlarına, hastanelere, camilere, okullara ve ekmek fırınlarına tonlarca bomba yağdırdığını hepimiz gördük.
İşgalcilerin Gazze Şeridi’nde beyaz fosfor kullandığı Anadolu Ajansı’nın fotoğraflarıyla belgelendi.
İsrailli yetkililerin bu vahşeti savunan ve işgal ordusu askerlerini katliama teşvik eden açıklamalarını yine hepimiz duyduk.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog Hamas’ın eylemlerinden Gazze Şeridi sakinlerinin hepsinin sorumlu olduğunu söylerken Netanyahu, kara operasyonu başlamadan önce İsrailli askerlere “Amalek’in size yaptığını hatırlayın” diyerek Tevrat’ta yok edilmesi emredilen Amalek halkıyla Filistinliler arasında benzerlik kurdu.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Gazze Şeridi’nin tamamen kuşatılması emrini verdiğini söyledikten sonra, “Elektrik yok, su yok, yiyecek yok, yakıt yok. Her şey kesilecek. İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve buna göre hareket edeceğiz.” dedi.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in, Gazze’ye atom bombası atılması çağrısında bulunan Miras Bakanı Amihai Eliyahu’nun ve Tarım Bakanı Avi Dichter’in katliamları onaylayan açıklamaları var.
Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud Partisi Milletvekili Nissim Vaturi, Lahey’deki dava başlamadan bir gün önce Gazze’nin yakılıp yıkılması çağrısını yineledi.
Bu kadar çok ve açık delil varken İsrail hâlâ “kendini savunma hakkı” teranesini tekrarlıyor ve “dünyanın en ahlaklı ordusuna sahip olduğunu” ileri sürüyor.
Filistin direnişiyle ilgili ortaya attığı kafa kesme ve tecavüz gibi yalanlardan medet umuyor.
İsrail’in müttefikleri de işgalcilerin suçlu ve iddialarının asılsız olduğunu biliyorlar ama suç ortağı oldukları için itiraf etmek işlerine gelmiyor.