Osmanlı’dan gelen o dirayetli duruş, ülkemizin dünya görüşünü, bilincini etkilemiş ve o vazgeçmezlikle, o güçlülükle varlığını sürdürmeye devam ediyor.

Yaşadığım bir olaydan bahsedeceğim size.

Geçen yıllarda iki yakın tanıdığım abiye, aynı anda kanser teşhisi konuldu. İkisi de böyle bir durumu hiç beklemediklerinden dolayı şoka girmişlerdi. İkisi de 50 yaşların ortasında, erkek ve ticaretle uğraşıyorlardı. Bu tanıdan sonra ikisi de çekti elini eteğini işlerden ve tedaviyle birlikte kendilerine stressiz ortam üretmeye çalıştılar.

İkisi de aynı hastanenin aynı doktorundan tedavi hizmeti aldılar. Abilerimden biri, Allah rahmet eylesin, üç ay içinde kendini toprakta buldu. Diğeri ise tedaviye çok hızlı şekilde cevap verdi ve iyileşti. Hayatın keyfini çıkarmaya çalışıyor, yoğun şekilde dünyadan ziyade ahiret peşinde koşturuyor. Allah bahtını açık etsin… Doktora sorduk bu durumu, neden aynı şartlar altında olmasına rağmen diğer abi tedaviye cevap vermedi? Cevabı şuydu: Onun geni sağlam!

Bilemem, neyi kastetti ayrıntılı, tıbbi literatürde neye karşılıktı… Ama günlerdir kafamda olan sorunun cevabını bununla açıklıyorum. Ülkemiz, çirkin ve kirli oyunların gölgesinde karanlık ortam/lardan geçiyor maalesef. 15 Temmuz dediğimiz girişim çok büyük ve ağır süreç. Bomba saldırıları, terör olayları, sınırdan gelen şehit haberleri bir hayli can sıkmakta… Fakat buna rağmen halkımız travmalardan, depresif tavırlardan, çaresiz durumlardan ve birlik beraberlik olgularının zarar görmesinden bir hayli uzak süreç geçiriyor. Elhamdülillah. Allah’ın izniyle bu ülkeyi yıkamayacaklar, bu ülkeye zarar veremeyecekler. Ama nasıl olur da bu kadar olaya dirayetli bir tepki verebiliyor milletimiz.

İşte sorunun cevabı doktor beyde: “Genimiz sağlam!”

Osmanlı’dan gelen o dirayetli duruş, ülkemizin dünya görüşünü, bilincini etkilemiş ve o vazgeçmezlikle, o güçlülükle varlığını sürdürmeye devam ediyor.

Merhamet

İkinci hafta olacak üst üste, çocukların öğrettiği durumları yazıyorum. Daha onlardan öğrenecek çok şey var. Her defasında farklı ders, farklı ayrıntı paylaşıyorlar.

Gelelim dersimize. Dersin adı drama. Konu: merhamet. Öğrenciler, merhamet teması altında o anda karar kıldıkları bir oyun sergiliyorlar. Üçerli grup haline dağıldılar. Lakin içlerinde bir grup, aralarında konuşuyorlar, üzülüyorlar, kızıyorlar… Merak ettim. Oyuna geçtik…

Sergileme esnasında sıra onlara geldi. Sonra merhametsizliği yansıttılar oyunlarında: Halep’i! Konu merhametti ama onlar merhameti, merhametsizlikle anlattılar. Ve bu çocuklar daha 10 yaşlarındalar.

Neyse. Bu durum başla bir yazı konusu. Ama sonuç olarak kafamda hastalıklı toplum olmamamızın yegane iki cevabını bulmuş oldum.

1. Dünyada eşi benzeri bulunmayan merhamet algımız

2. Genimiz sağlam!

Selam ve dua aile…