Geçtiğimiz perşembe günü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan aday tanıtım toplantısında “Yeni Şehircilik Vizyonu”nun temel parametrelerini açıkladı. Bu vizyon belgesinde şehir planlamasından tutunda belediyelerde şeffaflığa kadar birçok alt başlık işlendi. Belediyeler için açıklanan bu vizyon maddelerinin yerel yönetimlerde uygulanabilirlik kazanabilmesi için illerden başlayıp ilçelere kadar ciddi anlamda tasarrufa gidilmesi gereklidir. Bu tasarrufta İstanbul’dan başlamalı. Çünkü İstanbul’un fethinin küresel düzeyde yarattığı gelişmeleri yeniden düşünmeliyiz. Osmanlı, “İstanbul merkezli” bir dünya düşünüyordu. Fatih Sultan Mehmet; Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkasya, Karadeniz ve Balkanları içine alan “İstanbul merkezli düşünce”yle Osmanlının büyümesini hedeflemişti. Bu düşünce idealini gerçekleştirmek bugünkü İstanbul ile mümkün gözükmüyor. 39 ilçesi olan parça parça bölünmüş bir İstanbul’la bırakın Fatih Sultan Han’ın idealini gerçekleştirmeyi şuan olduğu halden daha kötüye gideceğini söylemek güç olmayacaktır.
Peki ne yapacağız?
Başkanlık Sistemi’yle birlikte bürokrasinin ve kırtasiyeciliğin azalması, beraberinde etkin ve hızlı kararlar alınabilmesinin önünü açmıştır. Bizler de bunu fırsat bilip yerel yönetimler adına çeşitli projeler hazırlayıp “İstanbul merkezli düşünce” idealini gerçekleştirebiliriz.
Şöyle ki; İstanbul’la sınırdaş olan Gebze, Yalova ve Tekirdağ’ın İstanbul’la içselleşmiş bölümlerinin İstanbul’a katılarak, İstanbul’da bulunan 39 ilçenin de gelişmişlik seviyelerine göre sınırlarında bulunan ilçelere dahil edilerek ilçe sayısını azaltmaya gidilmeli.
Böylelikle ilçelerde yapılan harcamalardan tasarrufa gidilerek şehir ve halk için daha etkin ve yararlı hizmetler yapılacaktır. Örneğin; Anadolu yakasındaki ilçelerden gelişmişlik düzeylerine göre bir sıralama yaparsak Pendik’in hem ulaşım aksları noktasında hem de bölgeye ekonomik katkısı bakımından sınırındaki Tuzla ve Kartal’dan daha gelişmiş olduğunu söyleyebiliriz. Bu iki ilçenin yanında Maltepe, Gebze’nin ve Yalova’nın bir kısımlarını dahil ederek majör bir ilçe olarak Pendik’i belirleyebilir ve böylelikle ilçe sayısını azaltmaya gidebiliriz. Yine aynı şekilde majör durumda olan ilçelere eklemeler yapılarak diğer küçük ilçeleri kapatıp hem yönetilebilirliği kolaylaştırırız hem de ekonomik olarak ciddi tasarrufa gidilecektir.
Elbette yukarıda formülize ettiğim durumun eksikleri olabilir. Burada amacım bir işaret fişeği yakarak, yerel yönetimlerden başlamak kaydı ile Türkiye’yi 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine uygun bir ülke haline getirmek. Bunu da yapmanın en güzel tarafı geçmişe bakıp ilham almaktır. Geçmişte Atalarımız tarafından tasarlanıp ve hayata geçirilme noktasında ömürlerinin vefa etmemesi bu ideallerin gerçekleşmeyeceği anlamına gelmez. Örnek; Marmaray Projesi. Hayaldi gerçek oldu. Yukarıda anlattığım projede hayal gibi gelebilir ama nasipse oda gerçekleşecek…