Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar’dan yayın yapan Arap dünyasının en ünlü kanalı El Cezire’ye konuştu.
“Bilâ Hudud” (Sınırsız) programında Ahmed Mansur’un konuğuydu.
Referandum sonuçları başta olmak üzere güncel konularla ve bölgesel sorunlarla ilgili önemli mesajlar verdi.
“Bakıyorsunuz İran’ın Pers yayılmacılığı anlayışı son zamanlarda bayağı baş ağrıtmaya başladı” dedikten sonra sözü Irak’taki Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi’ye getirdi ve şu tespitte bulundu:
“Örneğin Irak’ta DAEŞ’le mücadelede göze çarpan şey bu. Mesela Haşdi Şabi kimdir, arkasında kim var? Haşdi Şabi, enteresan, “Terör örgütü değildir” diye Irak Parlamentosundan çıkıyor, hâlbuki bir terör örgütü ama arkasında kimlerin olduğu önemli.”
Vahşilikte DAEŞ terör örgütünden geri kalmayan PKK/PYD ve Haşdi Şabi gibi yapılar, DAEŞ’le mücadele adı altında desteklendi ve adeta kutsandı.
Türkiye bu yaklaşımın bölgeye barış ve istikrar getirmeyeceğini bildiği için “Terör örgütüyle mücadele, bir başka terör örgütüyle el ele yapılmaz” gerçeğini ısrarla dile getirdi.
Çünkü bunun adı terörle mücadele değil bir terör örgütünü bahane ederek bir başka terör örgütüne alan açmaktı.
Fakat Obama yönetimi gerek PKK/PYD ve gerekse Haşdi Şabi konusunda bu gerçeği görmezden geldi.
Daha da ötesi Türkiye’yi oyalama ve aldatma yoluna gitti.
Verdiği sözleri tutmadı.
Ankara, Trump yönetiminden verilen sözlerin yerine getirilmesini ve Obama dönemindeki hatalarda ısrar edilmemesini bekliyor.
Washington’dan bu yönde gelen işaretler olumlu olsa da kesin hüküm için vakit henüz çok erken.
Irak Başbakanı Haydar El Ibadi geçen ay Beyaz Saray’da ABD Başkanı’yla bir araya geldi.
O görüşmede Trump’ın El Ibadi’ye 13 maddelik bir liste verdiği ve listede “İran’a bağlı Şii milis gruplarını dağıt”, “Haşdi Şabi içindeki İran yanlılarını temizle”, “Sünnileri hedef alan mezhepçi politikalardan vazgeç”, “Kürtleri düşman görme” ve benzeri taleplerin yer aldığı yönünde haberler medyaya yansıdı.
Irak Başbakanı’nın Amerika’ya yaptığı ziyaretle dalga geçen Ebu’l Fadl El Abbas milisleri lideri Evs El Hafaci, Haydar El Ibadi’nin Beyaz Saray’da şu üç konuyu görüştüğünü öne sürdü:
“Irak’ın İran’la ilişkisinin kesilmesi, Haşdi Şabi milislerinin lağvedilmesi, Suudi Arabistan’ın Irak’a desteğini kabulü.”
Irak hükümetine yakın isimler Trump’ın listesinin talep değil tavsiye niteliğinde olduğunu söylese ve Haydar El Ibadi Washington dönüşü Haşdi Şabi liderleriyle bir araya geldikten sonra konuyla ilgili yayınlanan haberler için “birtakım söylentiler” dese de ortada bir şeyler olduğu kesin.
Görünüşe göre Amerika ve İran, Trump’ın talepleri ve Haşdi Şabi milisleri arasında sıkışan Irak Başbakanı bulunduğu durumdan kurtulmak için bir çıkış kapısı ve çözüm formülü arıyor.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın El Cezire’de dile getirdiği gerçeklerin, yarası olanlara dokunacağı ve birilerini hoplatacağı belliydi.
Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Irak Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak nota verildi.
Irak’taki mezhepçi politikaların ve DAEŞ fitnesinin baş sorumlularından Nuri El Maliki de Twitter’da yaptığı açıklamada Haşdi Şabi’nin “Yüce Irak halkının çocukları” olduğunu ve hiç kimsenin Haşdi Şabi’ye dokunmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
Erdoğan’ın ve Türk yetkililerin Haşdi Şabi’yle ilgili açıklamalarının Irak halkına karşı duydukları derin düşmanlığın yansıması ve Irak’ın iç işlerine müdahale olduğunu öne sürdü.
Haşdi Şabi liderlerinin Türkiye’ye ve Erdoğan’a ağır hakaretler içeren tehditlerinden bahsetmeye hiç gerek yok.
İt ürür kervan yürür.
Hoplasalar da zıplasalar da ortada balçıkla sıvanamayacak güneş gibi açık koskoca bir gerçek var:
Haşdi Şabi terör örgütüdür…