Geçtiğimiz hafta Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin ‘Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor’ projesi kapsamında destek verdiği ‘1. Düzce İktisat ve Kalkınma Kongresi’ için Düzce’deydim. Düzce’nin önümüzdeki 50 yılını planlamak için organize edilen kongrede alanında birçok uzman isim gastronomi, tarım, turizm, sanayi ve ticaret başlıklarında konuşmalar yaptı. Ben de “Düzce’de 1 Gün, Seyyah Deneyimi” adlı panelde Düzce’nin gastronomisini ve yapılması gerekenleri anlattım.
Muhteşem bir yol üstü lezzet durağı: Düzce
Uzun yıllardır İstanbul’dan Ankara’ya kendi aracımla seyahat ederim. Hep de Düzce civarında bulunan tesislerde mola verir ve yöresel lezzetlerinden da tadarım. Bunlardan en bilineni sanırım Düzce’de bulunan Berceste Tesisleri’dir. Hele sabah geçiyorsam Düzce’nin coğrafi işaretli efsane kestane balı ve kaymak eşliğinde yaptığım yöresel kahvaltının lezzetini tarif edemem. Bence Düzce, inanılmaz bir yol üstü lezzet kenti olabilir. Çok sayıda farklı topluluktan insanların yaşadığı bu kentte harika bir kültür mozaiği oluşmuş ve bundan neşet eden de nefis lezzetler bulunuyor. Bu lezzetlerin Düzce’de bir gezgin haritası tarzında planlanması ve rotaların oluşturulması benim gibi birçok kimseyi buraya çekecektir.
Gastronomide marka kent olabilmenin yolu!
Panelde yaptığım konuşmada da değindiğim gibi bir kent, gastronomi alanında marka kent olmak istiyorsa, kentin içinde marka restoranlar oluşturmalı ve varsa da bunların sayısını artırmalı. Ayrıca kent ile özdeşleşmiş gıda markaları olmalı. Kayseri pastırma ve sucuk konusunda çok iyiyse onu tüm Türkiye’ye hatta dünyaya tanıtan Başyazıcı ve Şahin gibi markaları sayesindedir. Afyon’da Danet, ikbal ve Kolaylı hakeza öyledir. Gaziantep’e lezzet deneyimi yaşamak için gidildiğinde kentte bulunan belli başlı markalara gidilmesi de bu durumun bir sonucudur. İstanbul’dan bu kentlere seyahat rotası çizen bir seyyah, buralarda nerede hangi lezzetli yemekleri ve tatları yiyeceğini bilir ve direk adrese gider. Dolayısıyla Düzce de böyle lezzet dolu bir marka kent olmak istiyorsa yerel lezzetlerinin menüsünü oluşturduğu mekânları olmalı ve bunların tanıtımını iyi yapmalı.
Düzce Mutfak Sanatları Merkezi
İşte yukarda bahsettiğim konuda Düzce Belediyesi’ne ait Beltur Şirketi, Düzce’nin terası sayılabilecek bir noktada yöresel lezzetlerin yapıldığı muhteşem bir mekâna imza atmış. Program kapsamında Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü ile birlikte bir akşam yemeği yediğimiz Düzce Mutfak Sanatları Merkezi konumu, menü muhteviyatı ve dizaynı ile adeta 5 yıldızlı restoranları aratmayacak nitelikte. Düzce Değirmentepe mesire alanı Bahçeşehir’de Düzce mutfağının birbirinden leziz ve kendine has yemeklerinin yer aldığı Mutfak Sanatları Merkezi, aynı zamanda uygulamalı mutfak çalışmalarını da beraberinde yürütüyor. Ayrıca hem Düzceliler için hem de gastronomi bilimi için nesilden nesile geçecek eşsiz bir Düzce Yemekleri kitabı da hazırlayan merkez, bu eserde yer alan tüm yemekleri birebir reçetesiyle uygulayabilme kabiliyetine haiz. Akşam yemeğinde başlangıçta çorba olarak karalahana çorbası ikram ettiler ki tam bir şifa kaynağı. Kara fırında yapılan mısır ekmeği, meze olarak da Boşnak böreği, Karadeniz usulü fasulye kavurması, Çerkez tavuğu ile masayı donattılar. Ana yemek olarak dana etinden Lepsi ve yanında Düzce eriştesi, tatlı olarak Melengüççeği ve içecek olarak da doğal erik suyu ile tam anlamıyla yöresel bir akşam yemeği yedim diyebilirim.
Kaplanoğlu Restaurant
Toplantının 2. gününde Düzceli bir dostumla birlikte Aydınpınar Köyü ve şelalesine çok yakın olan Kaplanoğlu Balık Restoranı’nda nefis bir kahvaltı yaptım. Kuymağı, yöresel peynirleri ve diğer ürünleri ile şahane idi. Ancak bir dahaki gidişimde alabalık yemeyi düşünüyorum ve kesinlikle de tavsiye ederim.
Prusias Ad Hypium Antik Kenti Tiyatrosu ve gastronomi turizmi
Halk arasında kırk basamaklar olarak bilinen ve Helenistik Çağ'da (MÖ 300) yıllarında yapılmış olduğu söylenen Antik tiyatro, Düzce’nin Konuralp mahallesindedir ve bu bölge pirinciyle meşhurdur. Konuralp pirinci 25.06.2019’te ve “Yufkalı Konuralp Pilavı” da 07.05.2020’de coğrafi işaret tescili almıştır. Antik Tiyatroyu Faruk Başkanımla birlikte ziyarete gittiğimizde hemen yanında keçeden yapılmış bir çadırda ağırlandık. Konuralp pilavı, ayran, un helvası ve kabak tatlısı ikramlarından tattık. İşte gastronomi turizmi olarak bahsettiğim tam da budur. 2.300 yıl önce yapılmış olan bu Antik Tiyatroyu görmeye gelenler Düzce’nin yerel lezzetlerinden mutlaka tatmalı bunları yemeden kesinlikle bölgeden ayrılmamalı. Düzce’de gastronomi bu sayede gelişecektir. Düzce Belediyesi bu antik tiyatronun etrafına özel teşebbüsler eliyle ya da bizzat belediye iştiraki ile leziz mekânlar yapmalı.
Düzce 1. İktisat ve Kalkınma Kongresi
Kongreye gelirsek, Prof. Dr. Erol Güngör Kültür Merkezi’nde ilk kez yapılan bu organizasyon, Düzce Valiliği, Düzce Belediyesi, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası ve EGD’nin destekleriyle hayata geçirildi. 2 gün süren gastronomi, tarım, turizm, ticaret ve sanayi konularının tartışıldığı kongrede, Düzce’nin gelecek 50 yılının yol haritası çizildi denebilir. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Valisi Cevdet Atay, AK Parti Düzce Milletvekilleri Ayşe Keşir ve Fahri Çakır, MHP Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tuncay Şahin, EGD Başkanı Celal Toprak, Düzce’yi bir marka Kent nasıl yaparız mealinde konuşmalar yaptılar. Sonra siyasi parti temsilcileri, sanayiciler, iş insanları, gazeteciler, STK temsilcileri de yapılan panel ve oturumlarda Düzce’nin kalkınmasına yönelik düşüncelerini aktardılar.
“Bölgesel Kalkınmanın Merkezi Düzce”
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, iki gün boyunca konuşulacak her konunun Düzce için son derece önemli olduğunu belirterek, Düzce’nin genel anlamda bir durumunu özetledi. Başkan Özlü, “Bölgesel Kalkınmanın Merkezi Düzce” sloganıyla düzenlediğimiz kongrede; tarımdan ticarete, sanayiden turizme, lojistikten bilgi teknolojilerine kadar birçok konuda Düzce’yi konuşacağız. Düzce, mevcut 400 milyon dolar civarında ihracatıyla 81 il içinde 34. sırada. Buna karşın 2020 yılında ise sadece 135 milyar dolar ithalatımız var. Yaklaşık 125 bin hektar ormanlık alanımızda, Kayın, köknar, karaçam, sarıçam, meşe ve diğer ağaç türlerimiz, Düzce’nin tabiatının ve ağaç sanayisinin önemini gösteriyor. Fındığımız, aromatik bitkilerimiz, mısırımız, pirincimiz, buğdayımız ve çeltiğimiz, ülkemizin üretimine de ciddi katkı sağlayan tarım ürünlerimizdir. Kuzeyde Akçakoca ve deniz, güneyde şelaleler, mağaralar, göller ve tabiat parklarımızla, Türkiye’nin yükselen turizm bölgelerinin başında geliyoruz. 2 bin yıllık Konuralp Antik Kentimiz, Akçakoca’daki Ceneviz Kalemiz, Aydınpınar, Güzeldere ve Samandere Şelalelerimiz, tabiatın büyük nimeti Topuk Yaylamız, efsanelere konu olan Efteni Gölümüz, Fakıllı ve Sarıkaya Mağaralarımız, her mevsim ayrı bir güzellik sunan yaylalarımız ve kanyonlarımız, sularında rafting yapılan akarsularımızla sadece bölgemizin değil ülkemizin de turizmde ve seyahatte parlayan yıldızı olmaya aday bir kentiz” şeklinde konuştu.
Gastronomide marka kent
Sonuç olarak Düzce il yönetimi, toplantıda uzun uzun güzel ve yararlı konuşmaların üzerinde ciddi çalışmalar yapacağını tahmin ediyorum. Ayrıca haftaya Düzce’ye 5 yıldızlı bir otel yapmak için İstanbul’da bir imza da atılıyor. Kanaatime göre Düzce, çok yakında gastronomi ve diğer alanlarda bir marka kent olabilir.