İnterneti yediden yetmişe herkes kullanıyor ve artık hayatımızın merkezinde yerini aldı. Eskiden internet yoktu, bu yüzden bilgisayarlar da bu kadar yaygın değildi. Aslında bilgisayar internetten sonra bilgisayar oldu, daha önce bu kadar sık kullanılıyor muydu bilmiyorum.
İnternet o kadar hayatımıza girdi ki, bilgisayarlarda, telefonlarda her yerde bizimle. Ve onsuz hiçbir şey yapmaz olduk. İş yerlerinde ya da bir konuyu araştırdığımızda ve birçok şeyde hep bilgisayarlardan yararlanırız. Geçenlerde ben her zaman ki gibi Google arama motorunu açmış araştırma yapıyordum. Yanıma bir abla geldi ve bana çok doğal bir şekilde “bunu herkes kullanıyor, nedir bu?” dedi. Bende tabi çok ciddi bir şekilde Google’ın ne işe yaradığını anlattım. “merak ettiğimiz, ya da bilmediğimiz bir bilgiyi bize bulup, gösterdiğini” anlattım. Abla beni pek ciddiye almıyordu ya da beni basite almıştı. Çünkü bana: ne yani bu her şeyi biliyor mu şimdi” diye sorup duruyordu. Bende “ evet genelde bilir, yani aradığım bilgiye buradan ulaşabiliyorum” dedim. Abla ise bana “madem her şeyi biliyor, söyle bakayım anamın adını biliyor muymuş” dedi. Kala kalmıştım benle dalgamı geçmişti, ciddi miydi anlamadım ama çok komik gelmiş ve gülmeye başlamıştım.
Google amca tabi annesini bulamazdı ama bunu ona izah edemezdim. “Keşke yazsaydım da bulabilseydi” diye içimden geçirdim. Google amca biraz kendini geliştirsin yahu. Yani leb demeden leblebiyi niye anlamıyor bilmiyorum. Mesela bir şey yazıyorum “bunu mu demek istemiştiniz” diye bana hemen didyoumean çakıyor. Yahu dürüst ol, bilmiyorsan, bilmiyorum de. Yani bindereden su getirip üste çıkmanın ne anlamı var. =)
Ama Google’ın en sevdiğim yanı özel günlerde süslenmesidir. Yani inanın ben özel günlerde bu kadar süslenmiyorum. Bir ara açtığımda sebzelerle ve meyvelerle kendine bir kombin yapmıştı. Gözlerime inanamamıştım, yani Google muydu sanal manav mıydı belli değil. O yüzden baya gülmüştüm.
Google amca ne kadar bunları yapsa da iyi bir arama motoru, yani darılıp kırılmasın onu hep kullanıyorum. Arada gereksiz bilgilere bizi boğuyor bunu kabul ediyorum. Ama her şeyin iyisi kötüsü vardır, yani ikisini de bünyesinde barındırır aynı insanlar gibi. Her şeyin güzel tarafını bize yararlı olacak kısmını kullanmayı bilirsek çok zorluk çekmemize gerek kalmaz. Kötü olan şeylerden korunup, onlara fırsat vermeyelim. Çünkü “Kötüler, kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar.” Allah hiçbir kötülüğü seyredip, pasif kalmamıza izin vermesin. Ne demişler: “ Kötülerin kazanması için, iyilerin seyirci kalması yeterlidir.”