İslam’ın beş şartından biri olarak bildiğimiz zekât, prensipte çok basit bir ibadet:
Paran, altının vesairen varsa yılda bir defa bu malının kırkta birini yani %2.5'ini fakir olanlara dağıt. Zekât tıpkı cihat gibi dünyada hakkı, hukuku ve adaleti tesis eden namaz gibi oruç gibi hac gibi bireysel değil ideolojik bir ibadet, nasıl mı? Anlatayım...
Almanlar istatistik tutmayı sever ve iyi bilirler, altta sıralayacağım veriler Statista'dan aldığım veriler:
Dünya nüfusunun %46.4’ünün en az 10 bin dolar mal varlığı var, dünya üzerindeki toplam sermayenin %98.6’sı bu nüfusun elinde, yani genel fıkhî kaidelere göre zekat vermesi gereken dünya nüfusu.
Dünya nüfusunun %53.6’sı ise fakirlik sınırının altında yaşıyor, bu nüfusun dünyadaki toplam paradaki payı ise sadece %1.4.
Dünya üzerindeki toplam nüfus 7 milyar 838 milyon.
Varlıklı nüfus, yani zekat ödemesi gereken nüfus toplam nüfusun %46.4’ü yani 3 milyar 636 milyon insan.
Fakir nüfus yani zekat alacak nüfus toplam nüfusun %53.6’sı, yani 4 milyar 201 milyon.
Dünya üzerindeki toplam sermaye 169 trilyon Amerikan Doları, bundan Fakir nüfusun elindeki %1.4'ü çıkarırsak üzerinden zekat ödenmesi gereken paranın 166 trilyon 634 milyar Amerikan Doları olduğunu görürüz.
Hesaba devam edelim, 166 trilyon 634 milyar doların 40/1'i yani zekâtı ise 4 trilyon 165 milyar dolar...
Bu 4 trilyon 165 milyar doları dünya üzerinde yaşayan 4 milyar 201 milyon fakir insana böldüğümüzde kişi başına her yıl 991 dolar para düşüyor. Yani beş kişilik bir aileye yıllık 4 bin 955 dolar. Yani her yıl 42 bin 117 Türk Lirası...
Bu ne anlama gelir biliyor musunuz?
Dünya üzerindeki bütün insanlara asgari ücretin üzerinde bir maaş bağlanması anlamına gelir. Yani dünya üzerinde aç ve açıkta olan bir tane insan dahi kalmaz. Böyle bir dünyanın nasıl bir finansal büyüme sağlayacağını, dünya üzerindeki global refahın, savaşların ve çevre tahribatının önüne nasıl geçeceğini hayal bile edemeyiz.
Zekât deyip geçmeyin...
Zekâtınızı verin...
Zekât dünyayı değiştirir….