Yatırım yapmak, çok popüler bir halde artık. Ailenizde, akrabalarınızda, çevrenizde gözlemleyebileceğiniz üzere, herkes bir yerlere yatırım yapmanın telaşında. Herkesin maddi anlamda ciddi bir beklentisi var ve kimse de zarara uğramak istemiyor. Çok karşılaşmışsınızdır bu insanlarla… Ev alırken, arsa alırken, ticaret yaparken ya da ticarete başlarken bile yaptığı yatırımlardan fazlasıyla karşılık bekler ve bundan dolayı hayatının tüm önceliğini bu yatırımlara verirler…

Evet; maddiyata öncelik verirler ve maddi anlamda karşılık beklerler. Normaldir. Kimse yaptığı yatırımların karşılıksız kalmasını istemez ve de kimse yaptığı yatırımların karşılığını beklediği için eleştirilemez. İnsan, maddi anlamda belli uğraşlar veriyorsa tabiki karşılığını beklemelidir ve hak ediyorsa belki de almalıdır. Fakat bir hayli fazla karşılaşılabilen durum şu ki yatırımlardan karşılık alabilmiş insanlara yatırımla ilgili sorular sorduğunuzda, yatırımla ilgili istişare ettiğinizde veya yatırımla ilgili düşündürttüğünüzde şu nokta maalesef ki hep kaçırılmış; “manevi yatırım”

Yine bakın etrafınızdakilere… Ailenize, akrabalarınıza, çevrenize, sevdiklerinize… Bu maddi uğraşlar için çaba veren onca insanlara… Dünyasını maddiyat üzerine kurmuş ve tek derdi maddiyat olan insanlara… Bu manevi noktalarda ne kadar doğru olabiliyorlar? Makam, mevki, para, ev, araba, şöhret, kıyafet, imaj… Ne düzeye getiriyor onları, ne derece kendi kimliklerini koruyabiliyorlar, ne derece “sağlıklı insan modelleri / davranışları” gösterebiliyorlar?

Sağlıklı insan modeli göstermekte sorun yaşıyorlar… E normal değil mi? O kadar yatırım yaptın, nasip oldu ve bir anda aldın karşılığını. Hayat gülümsedi, Allah yardım etti. Ne koyuyorsan adını… Düşünsene… Yaşayamazsın ki! Adım bile atamazsın, bunları kaybedeceğim diye. Nefes alamazsın nefes… Çürüyüp gidersin, kaybedeceğim düşüncelerinde… Çırpınıp durursun kaybetmemek için… Peki kaybetmemek için artık nelerden yapmalısın, nelere boyun eğmelisin, nelerden feragat etmelisin? Yatırımını almadan önce neydin, şimdi neysin? Ne derece ahlakını kontrol edebiliyorsun, ne denli adaletlisin? Hala paylaşabiliyor musun elindekileri? Seviyor mu insanlar hala gerçekten seni, yoksa karakterin mevkine mi devretti kendini?

Yoksa şiirde boşuna mı dedi: “Bütün dünya senin olsun; bir dost, bir post yeter bana…”

Hayatta neye yatırım yaparsanız, ondan karşılığını alırsınız. Ama yatırım yaparken de önceliklerinizi iyi belirlemeniz gerekmektedir. Siz, huzura, güvene, adalete, ahlaka, merhamete ve tabii ki dini yaşantınıza katkı yaparsanız; maddi beklentiniz sizin peşinizden gelir. Fakat siz, maddi olguları tercihlerinizin arasında ön sıraya koyarsanız, ne bu saydığım manevi hazları yaşayabilirsiniz ne de maddi anlamda kendinizi tatmin edebilirsiniz.

Söylemesi bizden, tercihi sizden olsun…