Star gazetesi yazarı Cem Küçük, katıldığı bir televizyon programında, ‘Star yeni dönemde daha agresif olacak’ demişti.
Oldu.
Öyle ki, Cem Küçük imzasıyla şu cümleler bile yazılabildi Star’da:
“(Ahmet Hakan Coşkun’a hitaben) İstersek seni sinek gibi ezeriz. Bugüne kadar merhamet ettik de hala hayatta kalabiliyorsun.”
Bu ne demek şimdi Allah aşkına?
Sokakta bir gösterici söylese bunu, “İşte provokatör!” diye hep beraber üstüne çullanırız.
Nereye gidiyoruz yahu?
Bu nasıl bir dil?
Nasıl bir üslup?
‘Ama onlar da demediklerini bırakmıyorlar…’
Bırakmasınlar kardeşim, ‘Senin hayatın bizim merhametimize bağlı’ gibi bir laf edilir mi bizim adımıza?
Bizli konuşuyor Cem Küçük; bizim camiamızın gazetesinde yazdığına göre, bizim camiamız adına konuştuğuna göre düpedüz bizi kast ediyor işte.
Seni, beni, hepimizi.
Biz böyle miyiz yahu?
Basınımız-yayınımız zıvanadan çıkmış bulunuyor arkadaşlar.
En prestijli gazetelerimiz bile Zaman’ın, Sözcü’nün, Hürriyet’in, Taraf’ın bizim cenahımızdaki muadili gibi oldu.
Artık biz de ağzımızı açtığımız anda sövüp saymaya başlıyoruz, vururken bel üstü bel altı ayırmıyoruz ve bunu gayet güzel yakıştırabiliyoruz kendimize.
En ‘agresif’ olanımız en muteberimiz oluyor.
Twitter’de görsek ‘Bildiğin trol işte’ deyip geçeceğimiz kimseler yaman yazar diye baş tacı ediliyor.
Münakaşa lügatimiz “şerefsiz”, “alçak”, “it” ve bu kelimelerin türevlerinden ibaret kaldı neredeyse.
Bir de “safra” var tabii, benim gibi ‘iç düşmanlar’ için kullanılan. (Az evvel baktım, ilgili yazı Sabah Grubu’na ‘yakınlığı ile bilinen’ sitede hâlâ duruyor. En tepeye kadar herkese ‘Ayıp olmuyor mu? Kaldırın şunu!’ diye haber saldım ama nafile. Cezam dolmamış demek )
Bunları söylerken, Allah şahit, kendimi de kınayarak söylüyorum.
Ben de bu yolda bir yığın halt ettim, ediyorum.
İnşaallah bundan sonra daha dikkatli davranacağım.
Sert meselelerimiz var ve bunlarla mütenasip sertlikte bir dilimiz, üslubumuz elbette olacak; ama memleket atmosferinin berbat olmasına hizmet eden o bayağılıklardan kaçınmalıyız.
Siyasi terminolojimiz bir yönüyle sadece iltifat kelimelerinden ve öbür yönüyle sadece hakaret kelimelerinden ibaret olamaz, olmamalı, olmayacak inşaallah. En azından Diriliş Postası’nda.
Bütün yazarlarımıza haber saldık ve buradan hepsine –başta kendime- bir kere daha sesleniyorum: Bari biz yapmayalım dostlar.
Memlekette tartışma seviyesi dibe düşüyor, biz bu düşüşe katkıda bulunmayalım.
Muhataplarımız en kaba hakaretleri yerden göğe kadar hak ettiklerinde bile, efendilik mevhumunu karınca kararınca muhafaza etmek şuuruyla, hiç değilse “Bir şey deniyoruz” muzipliğiyle, o tür kelimeleri sarf etmekten geri duralım.
Hele insanların kişisel ayıplarını-günahlarını araştırıp bulup ifşa etmek filan… Allah korusun!