CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, uzun süren tatillerin ardından, taksi, dolmuş, vapurlarla birlikte İSPARK ve İSBİKE ücretlerine de zaman yaptı.

Yapmasın mı?

Çok gerekliyse yapsın.

Fakat gelen tepkiler üzerine milletin aklıyla alay eder gibi fiyat artışlarının “zam değil finansal düzenleme” olduğunu söylemesin.

Süleyman Demirel’in insanların gözünün içine baka baka;

“Ne zammı yapmışız ki, zammın bizimle ne alakası var. Zammı biz yapmadık. Biz zammı kucağımızda bulduk” demesi gibi…

Siz şimdi bu satırları okurken İmamoğlu’nun seçim öncesi yaptığı konuşmaları, açıklamaları göz önüne getirin.

Teröre mesafe koyduğu, belediyenin önceki yönetimini eleştirdiği açıklamalarını…

Şimdi de Kayyım atanan, terör destekçisi oldukları için görevlerinden el çektirilen eski belediye başkanlarına yapığı ziyaretleri, işçi kıyımlarına bir bakın.

Yazımızın konusu İmamoğlu’nun şahsı değil, Bir zihniyet numunesi Olarak CHP Belediyeleri!

Dertleri hiçbir zaman halka hizmet olmayan,

Hiçbir zaman millet olmayan,

Ve hiçbir zaman belediyecilik olmayan bir zihniyet…

Göreve gelene kadar öyle bir konuşurlar ki sanırsınız şehri uçuracaklar.

Sonra bakarsınız, sıfır hizmet, milyon kelime.

Samsun’daki CHP’li Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci’nin de İmamoğlu’ndan farkı yok fazlası var…

Konuşmaları hep saldırganca ve Seviyesizce…

İstismarcıların yaptığı gibi arkasına Atatürk’ü almış sallayıp duruyor.

Kendisi başkan olmadan önce bütün 30 Ağustos’lara katılmış gibi bayrama katılmayanları suçluyor…

Din adamlarına hakaret ediyor…

Dindarlarla dalga geçiyor, “camiler biz olmasak yoktu” diyor.

Ezanı ve Kur’an’ı yasaklayanın, tekkeleri, zaviyeleri ve camileri kapatanın CHP olduğundan haberi yokmuş gibi…

Seçimlerde namaz kılarken verdiği pozun arkasına sığınarak seçimlerden sonra dindarlara hakaret ediyor…

CHP zihniyeti budur işte.

Konuşurken, kendisine oy veren milliyetçi, muhafazakâr, mütedeyyin, dindar seçmenin ne düşündüğü umurunda olmaz.

‘Herkese saygı ve her kesime sevgi’ pazara kadar…

Göreve gelir gelmez belediyenin eski şirketini feshederek yeğenine yeni bir şirket kurdurdu.

Bu şirketi de yeğeniyle birlikte belediyeye aldı.

Olay ortaya çıkınca;

“Bir şirket kurmamız gerekiyordu. Kabul ediyorum yanlış yaptık. Olayları kavrayamadığım için oldu. Belediyeyi ve bürokrasiyi düzene sokamadığım için böyle oldu. Ben de hatamı sonradan fark ettim. Hukukçu olarak ben hata yaptım. Bundan sonra dersime iyi çalışacağım” dedi.

“Bu bir olgunluk, hatasını anlamış, özür diliyor” diyeceksiniz…

Hayır…

Olayı ortaya çıkartmamış olsaydık gidebildiği yere kadar, kurduğu düzeni devam ettirecekti…

Dediğim gibi,

İşte bir zihniyet numunesi olarak CHP belediyeleri!