Suriye rejiminin devrim sırasında işlediği katliamlar sebebiyle dondurulan Arap Birliği üyeliğinin yeniden aktif hale getirilmesinin ardından Beşşar el-Esed önceki gün 32’nci Arap Birliği Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere Suudi Arabistan’ın Cidde kentine gitti.
Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü “bölgesel denklemlerde oyun kurucu lider” olma hevesiyle hareket eden Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın arzusu doğrultusunda gerçekleşti.
Yüz binlerce Suriyeliyi öldüren ve milyonlarcasının can havliyle kaçarak mülteci durumuna düşmesine yol açan Beşşar el-Esed, Suudi Arabistanlı yetkililer ve diğer Arap liderler tarafından samimi bir şekilde karşılandı.
Rejimin katliamlarına yakından şahit olan ve söz konusu katliamlarda sevdiklerini kaybeden Suriyelilere göre Beşşar el-Esed zemzem suyuyla yıkansa ve Kâbe’nin örtüsüne sarılsa dahi aklanamaz.
Diktatörlükle yönetilen Arap rejimlerinin Suriye rejimini yeniden aralarına almaları hakikati değiştirmez.
Çünkü onların zaten Beşşar el-Esed ile çok fazla problemleri yoktu.
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad’ın Şam’ın Arap Birliğine dönüşünü “iki sevgilinin birbirine kavuşmasına” benzetmesi ve “Çok uzak kaldığımızı hissetmiyoruz, çünkü Arap kardeşlerimizle birlikteydik” demesi vakıayı özetliyor.
Bilakis Suriye rejiminin ve diğer diktatör rejimlerin “Arap Baharı’nı bastırma” gibi ortak bir hedefleri vardı ve Beşşar el-Esed’in Cidde’deki zirveye katılması o hedefe ulaşıldığının resmi ilanı gibiydi.
Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşünün ülkedeki krizi çözmeyi hedeflediğini söyleseler de gerçek amaçları Suriye halkına “Devrim bitti” mesajı vermek.
Fakat Suriyeliler onların demesiyle mücadelelerine son verecek değiller.
Mevcut durumdan ve Arap ülkelerinin yoğun ilgisinden memnun görünen rejimin de ülkedeki krize barışçıl bir çözüm bulma ve mültecilerin evlerine dönmelerini sağlama gibi bir niyeti yok.
Mültecilerin dönüşünden önce Suriye’nin yeniden imar edilmesi gerektiğini söyleyen Şam yönetimi, Arap ülkelerinin mültecilerin dönüşü konusundaki taleplerini fırsata dönüştürerek para kazanma peşinde.
Beşşar el-Esed, zengin Körfez ülkelerinden “uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele” ve “yeniden imar” adı altında yüklü paralar koparmak istiyor.
Suriye rejimine verilecek paraların sadece küçük bir miktarının yeniden imar projelerine harcanacağını ve geri kalanının el-Esed ailesi ile rejimin ağır topları arasında paylaşılacağını söylemeye gerek yok.
Bu arada Katar, halkıyla barışmadığı sürece Şam yönetimiyle ilişkilerini normalleştirmeyeceğini, Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşüne ise “Körfez ülkeleri arasındaki bütünlüğü bozmamak için itiraz etmeyeceğini” açıkladı.
Doha’nın bu tavrı, Suriye’yi Arap Birliğine döndürme operasyonuna öncülük eden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı kızdırmama ve Riyad’la ilişkilerinin yeniden kötüleşmesine izin vermeme isteğinden kaynaklanıyor.
Beşşar el-Esed’in uçağı önceki gün Cidde’ye inerken fanatik Yahudiler Kudüs’te İsrail bayraklarıyla yürüyüş yaparak “Araplara ölüm” sloganları atıyorlardı.
Filistin genelinde, Kudüs’te ve Mescid-i Aksa’da yaşananlar Arap ülkelerinin artık umurunda değil.
Çünkü Arap rejimleri Filistin davasından vazgeçeli çok oldu.