1128 akademisyenin bildirisi ülkenin tartışma konusu ve olmaya da devam edecek.

Merkezinde ise fikir özgürlüğü polemiği var.

Komik olan bildirinin bir akademisyenler bildirisi olduğu algısının pompalanması.

Medya’da bu sıfatlamayı bir güzel satın aldı.

Adı akademisyenler bildirisi olunca, akademik ve bilimsel bir çerçevede yapılmış tespitler bekliyor insan.

Lakin bildiri tamamen siyasi.

Sübjektif.

Bir dezenformasyon oluşturma amaçlı.

Şuan ki karın ağrısı, bunun bir fikir özgürlüğümü yoksa hukuki çerçevede bir suç unsuru olduğumu.

Hakaret, iftira, küfür, şiddet ve terörizm gibi rölatif olmayan kavramlar dizgesinde oluşmuş hiçbir metin, yahut söylem bir fikir değildir. Olmayan bir fikrinde özgürlüğü olmaz NOKTA

Ama asıl riyakarlık fikrin ne zaman özgür, ne zaman olmadığı tartışmasında.

“Söylediklerinizin hiçbirini kabul etmiyorum; ama düşündüğünüzü söylemek hakkınızı ölene dek savunacağım.” Voltaire

Bizde olmayan dürüstlük bu işte.

Her türlü yalanı söyleyeceksin.

İftira dan sakınmayacaksın.

“İnsanlara nasıl giyineceklerini, nasıl konuşacaklarını, neye inanıp neye inanmayacaklarını ve inandığına ne şekilde inanacaklarını, hangi ideolojik kafada olacaklarını dayatacaksın.”

Karşı çıkanlara, hayır diyenlere de bu bir fikir özgürlüğüdür sus otur yerine diyeceksin.

Hadi ya!

“Belli bir fikri zeminde hayat bulmuş söylemler, bir dogma halinde kabul görme arzusuna dönüştüğünde , orada bir fikir özgürlüğün değil, fikir özgürlüğü faşizminden söz edilebilir ancak.”

Şu akademisyenlerin yargılanma mevzusu elbette tartışılabilir o ayrı.

Fakat bu bildiri, iddia ettikleri gibi insana ve barışa yönelik bir duyarlılık metni falan değil.

Tamamen kasıt.

Birde bildiriye destekçi yeni meslek grupları çıktı piyasaya.

“Varlığım Türk varlığına armağan olsun “

Andımızın kaldırılmasına tepki olarak isimlerinin önüne TC yazan bazı simalar.

Dünün faşist kafaları bir anda hassas, hümanist ruhlara dönüştü.

İnsanları aptal zannetmek gibi iflah olmaz, zavallı bir egonuz var.

Yahu bırakın artık bu mavalları.

Sizin her türlü özgürlükle sorununuz var.

Sizin için özgürlük, sizin düşündüğünüzün mutlak doğru ve uygulanır olduğudur.

Bizde genlere işlemiş hastalık bu işte,

“Benim fikrimden başka bir fikrin dillenmeyeceği bir fikir özgürlüğü.”

Hatta bazı zamanlar kendinizin bile hakikatine inanmadığınız düşünceleriniz.

İtiraf etmekten sakınıyor, terk etmekten korkuyorsunuz.

Çünkü başka bir varoluş alanınız yok.

“Özgür olmayan ruhun, özgür ve özgün bir fikri olamaz.”