Geçtiğimiz perşembe akşamı Suriye’nin İdlib şehrinden gelen acı haberle sarsıldık. Kelimeler boğazımıza düğümlendi. Dile kolay 34 kahraman Mehmetçiği hain bir saldırıda şehit verdik. Her biri ayrı bir hikâye, her biri ayrı bir destan olan dağ gibi yiğitlerimiz ebedi âleme intikal etti. Onlarca anne evlatsız, bir o kadar çocuk babasız, bir o kadar da bacımız eşsiz kaldı. Yerin, göğün yaratıcısı ve hâkimi olan Allah’tan niyazım, hepsi Peygamberimize komşu olsun.

*****

İlk değildi bu saldırı ve son olmayacak. Bu kadar iddiası ve derinliği olan bir milletin, şehitler tepesi elbette boş kalmayacak. Acımızı yaşayacağız ama bunu da idrak edeceğiz. “Ne uğruna” diye yazacak kadar milli şuurdan yoksun olanlara da hatırlatacağız. Bir millet düşünün ki; bozkırın ortasından Anadolu kapılarına dayanmış ve binlerce yıllık kâfir sultasını bozguna uğratarak kendisine yurt edinmiş. Bir millet düşünün ki; 1000 yıl İslam’ın sancaktarlığını yapmış ve i‘lâ-yi kelimetullah davası için tarihin gördüğü en büyük ordularla Viyana kapılarına dayanmış. Bir millet düşünün ki; bağrından 21 yaşında çağ açıp çağ kapatan Fatih’ler çıkarmış. Böyle bir milletin şehitler tepesi boş kalır mı?

*****

Birileri Hümanist düşüncelerin kandıran ipeğiyle yatıp kalktığı için bu coğrafyanın sertliğini unutmuş. Sanıyorlar ki gökten zembille indik, kimse tavuğumuza kış demedi. Beyler; biz bu topraklara kan damlayan kılıçlarımızla girdik. Barış güvercini uçurmadı kimse karşımızda. Yatırım için para vererek almadık bu toprakları, her bir karışı şehit kanı bu toprakların. Hani diyor ya Akif merhum; İstiklal Marşı’nın 7. kıtasında “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!” Daha ne söylenir ki bunun üstüne. Hangi mısra bu kadar net anlatabilir; şüheda bizimleydi her savaşta, görülmeyen orduların yanında bizimleydi. Bu manayı anlamayan zavallı, üstadın İdlib şehitlerine ithafen “Ne kaybetmesi onlar dünyasını değiştirdi sadece.” sözünden ne çıkarabilir ki?

*****

Bazı kesimler unutsa da benliğini; Batı ve çağımızın tek dişi sökülmüş canavarları unutmuyor kim olduğumuzu. Kuyruk acısı gitmiyor. İlk fırsatta boğmak için el ovuşturuyorlar. Tüm bunlar ortadayken, Ankara’nın güvenliğini Edirne’den, Kars’tan, Urfa’dan, Hakkâri’den ve Hatay’dan başlatmak mümkün mü? İdlib’de ne işimiz var diyenler acep ABD’ye, Rusya’ya, Fransa’ya ve daha nice sömürgeci devlete “siz hayırdır” diyebilmiş mi? Onlar güçlü devlet tabi her yerde olmalılar! Her yer onların hakkı! Doğmamış çocukların katilleri için her şey mübah! Daha yüzyıl öncesine kadar bu coğrafyaların tamamına hakim olan ve adalet dağıtan bir millet için kırmızı ışık. Hadi oradan.

*****

Zorludur bu milletin yolculuğu, ayağına acıyan geri dursun. Bin yıllık Anadolu mazimizi içselleştiremeyip gelecek bin yılı göze alamayanlar, hazır kapılar açılmışken mülteci gibi yaşadığınız bu vatanı terk ederek hep hayalini kurduğunuz İskandinav ülkelerine gidebilirsiniz. İhsan istemez Mehmetçik, gölge yapmayın yeter.