Analiz-Yorum

Türkiye’nin enerji üssü olması Avrupa’yı korkutuyor

Abone Ol

Uluslararası enerji piyasalarının yakından takip ettiği doğalgaz projelerinden biri olan “Türk Akımı” ilk kez 2014 yılında Putin’in Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyareti sonrasında duyuruldu dünyaya…

AB ile Rusya arasındaki ekonomik yaptırımlar Rus enerji devlerine tüm kapıları kapattırınca Putin, Avrupa’yı besleyecek Güney Akım Projesi’nin Bulgaristan ayağını iptal ettiğini açıklamıştı. Bugün gelinen noktada atılan tarihi imzalar Ukrayna’yı by-pass etti. Bundan böyle Rusya’nın doğalgazı Karadeniz’in altında geçecek boru hattıyla Türkiye topraklarına ve buradan da Yunanistan üzerinden Avrupa’ya taşınacak.

Rusya’daki Anapa’dan başlayacak olan “Türk Akımı Boru Hattı” Türkiye’ye Trakya bölgesindeki Kıyıköy’den bağlanacak. Buradan Lüleburgaz’ı geçerek İpsala’ya ulaşacak olan hattın, sınırın hemen ötesindeki Yunanistan’a oradan da Avrupa’ya bağlanması planlanıyor. 910 kilometresi Karadeniz’in altında 260 kilometresi karada inşa edilecek olan Türk Akımı 2 hattan oluşacak. Hatlardan biri Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayacak. Diğer hat ise Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak. Projenin ilk kısmında yer alan Türkiye’ye uzanacak olan hat, 15,75 milyar metreküp kapasiteye sahip olacak ve sadece Türkiye’yi besleyecek.

Boru hattını kim inşa edecek?

Karadeniz’in altında geçecek hattın tamamını Rusya’nın gaz ihracat şirketi Gazprom inşa edecek. Ancak hattın Türkiye topraklarından geçecek kısmının ortaklaşa yapılması düşünülüyor.

Türk Akımı ne kadar gaz taşıyacak?

Türk Akımı ile birlikte Türkiye’deki enerji ağı daha büyük kapasitelere ulaşacak. Dev projeyle inşa edilecek boru hattının taşıma kapasitesinin yılda 63 milyar metreküp olması planlanıyor. Proje kapsamında yaklaşık 14 milyar metreküp gazın Türkiye’de kullanılması geriye kalan 49 milyar metreküplük kısmın Avrupa’ya ihraç edilmesi hedefleniyor.

Hâlihazırda Türkiye’ye gelen diğer boru hatlarının kapasitelerine baktığımızda ise Azerbaycan’dan gelen hattın 6,6 milyar metreküp, İran’dan gelen hattın 10 milyar metreküp kapasitesi bulunuyor. Rusya’nın kontrolündeki Batı Hattı 14 milyar metreküp, Mavi Akım ise 16 milyar metreküp kapasiteye sahip. Söz konusu boru hatları yüksek kapasiteyle çalışıyor.

Türkiye ile Rusya arasında imzalanan enerji anlaşmasının iki ülke açısından faydalarını ve Türkiye’nin kazanımlarının neler olduğunu E7Grup CEO’su (Üst Yöneticisi) Ersin Aydeniz’e sorduk.

Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi anlaşmasını genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında kıtalar arası  stratejik konumu böylesi bir projeyle bir kez daha anlaşılması ve ayrıca hükümetimizin enerji  politikalarında hızlı ve ülkenin çıkarları doğrultusunda dünyaya kendini bir kez daha kanıtlaması hem ülke adına hem de  milli gelir adına çok iyi olduğu kanaatindeyim.

 

Bu anlaşma Türkiye’ye ekonomik olarak ne kazandırdı? Projenin ülkemize kazanım anlamında geri dönüşü ne kadar zaman sonra olur?

Bana göre politik gerekçelerin tetiklemesi ile S&P kredi notumuzu ile maalesef “Yatırım yapılabilir” ülke seviyesinden aşağı indirdi. Bu proje ise S&P not indirim kararını “TEKZİP” eden önemli bir cevaptır. Bu ilk aşamadaki psikolojik etkisidir, sonraki aşamalarda ise yatırımdan alacağımız pay, enerji nakil ücretleri ve fiyat indirimleri ekonomimizi olumlu etkiyecektir.

  

Türkiye’nin git gide bir enerji üssüne dönüştüğünü söyleyebilir miyiz?

Bu tüm dünya tarafından bilinen bir gerçek  Türkiye’nin stratejik konumu hem enerji alanında hem de birçok alanda Doğu ve Batı’nın adeta bir lokomotifi durumundadır. Cumhurbaşkanımızın dünya meselelerinde bu denli sorumluluk almasında bu gerçek yatmaktadır. Sadece doğalgaz boru hattı  dışında birçok daha önemli enerji projelenin  son 10 yıl içerisinde imzalanmış olduğunu görmekteyiz. Bu boru hattının milli bir gelir kaynağı olma dışında  siyasi olarak ta birçok ülkeye anlamlı bir mesaj olmuştur. Olmaya da  devam edecektir. Sadece bu yaklaşımdan yola çıkarak Türkiye’nin enerji sahasında üs rolünü alma modelinin ne kadar önemli olduğu açıkça görülmektedir.

 

Doğalgaz konusunda Türkiye fiyat belirleyici olabilir mi?

Elbette doğrudan belki fiyat belirleme noktasında bir rolü olmasa da dolaylı olarak özelikle maliyetlerin geri çekilmesinde ciddi katkısı olacağı kanaatindeyim. Dolayısıyla bu da alıcı ülkeler açısından üretici tarafından bir fırsata çevrilecektir.

 

Bu anlaşmanın AB veya diğer ülkelere politik bir mesajı var mı?

Bu anlaşmanın varlığı  yaklaşık 2014’ten beri gündemde  o günden bu güne yaşanan ülke üzerindeki Terör olayları, darbe girişimleri dikkate alındığında AB ülkelerinin ve ayrıca menfaatine ters düşen ülkelerin bu zamanda özelikle terör örgütlerine niçin destek verdiğinin açıklamasıdır. Onlar siyasi mesajı almış hatta buna engel olabilmek için hiç çekinmeden FETÖ ve diğer terör örgütleriyle kol kola girip bir takım hesapların peşine düşmüşleridir. Ama milletimizin sağlam duruşu ve liderimizin kararlılığı tüm bunları engellemiş ve bugün  yani cevap niteliğinde  siyasi mesajı bu anlaşmayı imzalayarak vermişleridir. Çağımızda en önemli konulardan birisi enerjidir. Hele bu çapta büyük bir proje, tarafları, geçiş güzergâhları, yatırım kimin yapacağı, kimin finanse edeceği vb. tüm hususlar taraf ülkelere dolayısıyla AB’ye mesaj içerdiğini düşünüyorum. Rusya; biz Türkiye’ye güveniyoruz, gazımızı onların üzerinden alacaksınız mesajı veriyor.

Bu anlaşma imzalanmasa hangi ülkenin kaybı daha fazla olurdu? Türkiye’nin mi Rusya’nın mı?

Bu proje her iki ülkeye de kazandıran KAZAN-KAZAN projesidir. Rusya açısından bakıldığında AB’ye Ukrayna üzerinden geçen hat önceleri Ukrayna’nın ödeme problemleri nedeniyle Rusya’yı ciddi biçimde rahatsız ederken, son aşamada Ukrayna ile yaşanan savaş ve kriz Rusya’yı yeni bir alternatife mecbur kıldı. Projenin alternatifleri daha önce de hele hele uçak krizinden sonra da gündeme geldi, ancak, burada Rusya açısından güven duyulacak tek ülke Türkiye olduğu için, Sayın Cumhurbaşkanımızın gerçekleştirdiği yakınlaşma ile sorun çözülmüş oldu. Ülkemiz acısından da bakıldığında bu hattan da sanıyorum 15 milyar m3’lük bir alım yapıyor olacağız, bu hem fiyatlara yansıyacaktır, hem de yeni bir alternatif hatta sahip olacağız. Projenin Ülkemizdeki bölüme isabet edecek yatırımın ekonomiye de katkısı olacaktır. AB nezdinde stratejik olarak Ülkemizin önemi otomatikman artmış olacaktır, bize daha ciddi yaklaşmak zorunda kalacaklar. Bu projenin iki ülkeye de kazandıracağına, gelecekte AB ülkelerini de memnun edeceğine inanıyorum…