Orucun sağladığı faydalar
Allah'ın emir ve yasakları kulların iyiliği içindir. Yasaklanan şeylerde büyük zararlar, yapılması istenilen şeylerde de maddi ve manevi yararlar bulunmaktadır.
Oruç, sırf Allah’ın emri olduğu için tutulan bir ibadet olmakla birlikte fert ve topluma yönelik pek çok faydası da olan bir ibadettir. Orucun başlıca yararları şunlardır:
Oruç, kişiyi şükre yöneltir:
İnsan, kendisine verilen nimetlere karşı şükretmekle yükümlüdür.
Şükür ise ancak nimetin kıymetini takdir etmek, nimeti doğrudan doğruya Allah’tan bilmek ve nimete ihtiyaç hissetmekle mümkündür. Ramazan dışında insan, gerçek açlığı tam olarak hissetmediği için nimetlerin değerini tam olarak takdir edemeyebilir. Ramazan ayında kişi, oruç sayesinde nimetlerin asıl sahibinin Allah olduğunu kavrar ve gerçek görevi olan şükre yönelir.
Oruç, kötülüklerden korur:
Orucun bir özelliği de oruçluyu kötülüklerden koruyan bir ibadet oluşudur.
Hz. Peygamber (SAV) bu hususu şöyle dile getirmiştir:
“Oruç bir kalkandır. O hâlde oruçlu kötü söz söylemesin. Oruçlu kendisiyle çekişip kavga etmek isteyen kişiye ‘Ben oruçluyum, ben oruçluyum!’ desin...” (Buhari, Müslim, Ebu Davud)
“Oruç bir kalkandır.” ifadesiyle orucun, insanı kötülüklerden koruyacağı vurgulanmıştır.
Oruç, nefsi terbiye eder:
İnsan yeryüzünün halifesi olarak yaratılmış mükemmel bir varlıktır. Bedenle ruh gibi iki farklı unsur insanda iç içedir. İnsanın mutluluğu bu farklı unsurların uyumuna bağlıdır. O bakımdan bedenin ruha boyun eğmesi için; bedenin gücünü sınırlayıp ruhun gücünü artırmak gerekir. Bunu gerçekleştirmenin en
etkili yolu açlık, susuzluk, cinsel istekleri sınırlamak; kalp, zihin ve diğer organları denetim altına almaktır. İşte bütün bunlar oruç sayesinde sağlanabilir.
Oruç, sabır ve irade gücü kazandırır:
İnsan hayatının tatlı ve huzurlu günleri olduğu gibi, acılı ve sıkıntılı dönemleri de vardır.
Çoğu kere nimet ve rahmete ulaşmanın yolu zahmet ve mihnetlere katlanmaktan geçer. Bu yönüyle sabır başarıya ulaşmanın en önemli şartlarından biridir. Oruçlu olduğu için, sahip olduğu şeylere el sürmeyen kişi, iradesine hâkim olmuş, ne fsini zorluklara alıştırarak eğitmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur. Böyle bir insan acılı ve sıkıntılı durumlar karşısında sabır ve tahammül göstererek soğukkanlılığını koruyabilir.
Bu sebeple oruç, insana ileride karşılaşabileceği güçlüklere karşı hazırlık eğitimi yaptırır. İnsan fıtratı, çoğu zaman aşırılıklar gösterir. Onun aşırılıklarını bastırmak için iradeyi güçlendiren, ruhu arındıran oruca mutlaka ihtiyaç vardır.
Oruç, ahlakı güzelleştirir:
Oruç insana iyi huylar kazandıran köklü bir irade terbiyesi ve ahlak eğitimidir. Bir Hadis-i Şerif’te şöyle buyurulmaktadır:
“Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa Allah, onun yemesini, içmesini bırakmasına hiç değer vermez.” (Buhari, Ebu Davud)
Bu Hadis-i Şerif, orucun hedefinin kötü huylardan uzak kalmak olduğunu açıkça göstermektedir.
Oruç kötü alışkanlıklardan kurtulmak ve iyi alışkanlıklar kazanmak için çok önemli bir fırsattır. Kötü alışkanlıklara müptela olan, onların etkisinden kurtulmak için çok kuvvetli bir iradeye sahip olmalıdır. Şeytanın insanları kötü alışkanlıklara çekmek için en çok kullandığı iki yol mide ve şehvettir. Oruçla bu tehlikenin önüne geçilmiş olur. Dolayısıyla Allah rızası için tutulan oruç, insanı günahlardan uzaklaştırdığı gibi, gönüllerde güzel duyguların yeşermesine de vesile olur.
Oruç, sağlığı korur:
Bugün orucun insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri tüm dünyada bilinen ve kabul edilen bir gerçektir. Orucun sağlığa ilişkin yararları tıp uzmanlarınca ortaya konulmaktadır. İnsan vücudunun bütün gün çalışarak yorulan uzuvları, uyku ve istirahat ile dinlendiği gibi, bir yıl boyunca durmadan çalışan vücut makinesi âdeta Ramazan ayında dinlenme ve bakıma alınmış gibi olur. Oruç, özellikle mide ve sindirim organlarının dinlenmesi ve daha sonra görevlerini daha iyi yapabilmesi için verilmiş iyi bir mola, iyi bir perhiz niteliğindedir. Konuya ilişkin bir Hadis-i Şerif’i nakledelim: “Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız.” (Münzirî, Heysemî)
Sonuç
Müminlere bir ikram olarak sunulan Ramazan ayı; ibadet, tövbe, dua, zikir, arınma, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayıdır.
Ramazan’da orucu bozacak maddi şeylerden kaçınmak ne kadar önemli ise onun manasını bozan, sevabını götüren İslâm adabına aykırı davranışlardan sakınmak da önemlidir.
Öyleyse her türlü hayrı, rahmeti, bereketi ve daha nice güzellikleri bünyesinde barındıran Ramazan ayını gereği gibi değerlendirelim. Oruçlarımızı Allah’ın emrine uygun olarak her türlü haram ve kötü davranışlardan sakınarak bütün uzuvlarımızla tutalım. Tuttuğumuz oruca zarar verici her türlü olumsuz söz, fiil ve davranışlardan uzak duralım. Bu ayı fırsat bilip kendimizi gelecek yıllara ve ahiret hayatına manen hazırlayalım. Belki bir sene sonraki Ramazan ayına ulaşmamız mümkün olmayabilir. Bunun idraki içinde olalım. (Alıntı)
Bir Konu, Bir Ayet, Bir Hadis
Dünya hayatından ahiret hasadına
“Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir.” (Âl-i İmran, 3/185)
Nefsin arzuları
“Cehennem, nefsin arzu ettiği şeylerle, cennet ise nefsin hoşlanmadığı şeylerle kuşatılmıştır.” (Buhari)
HELAL-HARAMLAR
Zaruret ölçüsünü geçmeyin
Onlara şöyle de: “Bana vahyedilenler içinde, bir kimseye haram kılınmış yiyecekler olarak sadece ölmüş hayvan etini, akıtılmış kanı, bir pislikten ibaret olan domuz etini, bir de yoldan çıkma manasında bir günah olarak Allah’tan başkası adına kesilmiş hayvanı buluyorum. Fakat kim yasaklanan bu şeylerden yemeye mecbur kalırsa başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” (Enam 6/145)
Helalden mi, haramdan mı; bakmayacak!
Ebu Hüreyre’den (RA) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuştur:
“Öyle bir zaman gelecek ki kişi malını helalden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak!”
(Buhari)
ORUÇ FETVALARI
Orucu bozulur mu?
Oruca niyetlenen bir kadın gün içinde âdet görmeye başlarsa ne yapmalıdır?
Kadınlar ay hâli (hayız) ve lohusalık (nifas) denilen özel hâllerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Daha sonra tutamadıkları oruçlarını kaza ederler. Oruca niyetlenen bir kadın, gün içerisinde âdet görmeye başlarsa orucunu bozar, temizlenince bugünün orucunu da kaza eder. İftar vaktine kadar oruçlu gibi davranması doğru değildir. Ancak Ramazan’ın hassasiyetine riayet ederek başkalarının yanında yiyip içmemesi uygun olur. (Din İşleri Yüksek Kurulu)
HADİSLERLE İSLAM
Zekât mallarınızı temizlemek için farz kılındı
İbn-i Abbâs'tan nakledildiğine göre, Allah Resûlü (SAV) şöyle buyurmuştur:
“Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı...” (Ebu Davud)
Zekât vermek, maldan eksiltmez
Ebu Hüreyre'den (RA) nakledildiğine göre, Allah Resûlü (SAV) şöyle buyurmuştur:
“Sadaka/zekât vermek, maldan hiçbir şey eksiltmez...” (Müslim)
ALTINDAN DEĞERLİ
Topluma 3 uyarı!
*“… Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah da onların durumunu değiştirmez…” (Rad 13/11)
*“Bir toplum Allah'ın zikrinden yüz çevirirse o toplumda dar bir geçim vardır…” (Taha 20/124)
*“Bir toplum hakkıyla iman edip salih amel işlerse yeryüzü iktidarı onların olacaktır…” (Nur 24/55)
Hadislerde hayat düsturları
Onda hayır yoktur
Mümin cana yakındır, geçim ehlidir. İnsanlarla iyi geçinmeyen, başkalarının kendisiyle görüşüp kaynaşmasına fırsat vermeyen kimsede hayır yoktur. (Efendimiz (SAV) İbn-i Hanbel)
İNCİ TANELERİ
En büyük yardım
Kimseye yardım edemiyorum deyip ümidini kesme, ettiğin dua en büyük yardımdır.
MİHENK TAŞI
Gerçek zenginlik
“Rahat nefes alabildiği ve hiçbir sağlık sorunu olmadığı hâlde, sahip olduğu 'gerçek zenginliğin' farkında olamayıp hayattan abartılı bir şekilde şikâyetçi olanlara yazıklar olsun!”
(Yasin Asma. Merhum, ALS hastası)
İBRETLİK KISSALAR
CENAZEYİ YIKARKEN!
Üsküdar Selimiye Camii İmam Hatibi Rahmetli Fahri Duran anlatıyor:
“Bir gün Ahmet Mekki Efendi’nin Oğlu Prof. Dr. Ahmet Hikmet Üçışık geldi, beni arabasıyla Vakıf
Gureba Hastanesi’ne götürdü ve “Üstad Necip Fazıl vefat etti, cenazesini sen yıkayacaksın!” dedi.
Prof. Dr. Süleyman Yalçın, Prof. Dr. Ahmet Hikmet Üçışık’la bir kişi daha vardı, şimdi onun adını hatırlayamıyorum. Cenazeyi yıkadık, havluyla kuruladık, kefene sararken yüzüne şöyle bir baktım… Yanaklarından aşağı gözlerinden, diri insan nasıl ağlıyorsa, aynen öyle yaş aktığını gördüm! Kırk yıllık imamım ben! Yüzlerce cenaze yıkadım ama bir ölünün gözünden yaş geldiğine ne daha önce ne daha sonra hiç rast gelmedim. Hatırlamıyorum. İşte o zaman -zaten duyguluydum ama tekrar- öyle duygulandım ki şöyle seslendim:
— Üstadım, ahirete giderken bile bu milletin hâl-i pür melâline ağlayarak gidiyorsun.
Üstadı yerine tevdi ettikten ne kadar sonraydı hatırlamıyorum, ‘Hadis-i Erbain’ de rastladığım bir hadiste, Peygamber Efendimiz (SAV):
‘Gaslinden sonra gözlerinden yaş gelen kişiyi kutlayın. Çünkü O cennetliktir.’ buyuruyordu…”
YAKARIŞ-DUA
Kazancımızı helal eyle...
Allahım;
Günahlarımızı affeyle, rızkımızı geniş eyle, işimizi-aşımızı bereketli eyle, evlatlarımızı hayırlı eyle, ahlakımızı güzel eyle, kazancımızı helal eyle...
NOT EDİN
Ramazan ve sosyal yardımlaşma uyarısı
Sosyal yardımlaşma Kur’an ve Sünnet’in önem verdiği bir konudur.
“Komşusu aç iken müminin tok dolaşması yakışık almaz.” (Ahmed b. Hanbel) anlamındaki Hadis-i Şerif, sosyal dayanışma duygusunu en çarpıcı bir biçimde gözler önüne sermektedir. Diğer taraftan bu konuda ilgisiz kalan müminler uyarılmaktadır.
Küçülen dünyamızda açlara yardıma koşmak her olgun ve imkânı olan müminin temel görevlerinden biridir, iman olgunluğunun alametidir. Bu itibarla Hz. Peygamber Efendimizin (SAV) buyurduğu, “Bir mahallede bir kişi aç kalırsa, o mahalle halkı Allah’ın korumasından çıkar.” (Ahmed b. Hanbel) hadisi, hiçbir zaman hatırdan çıkarılmamalıdır.
İşte Ramazan; yardımlaşmanın, dayanışmanın, yaraları sarmanın, ihtiyaç içerisinde olanların dertleri ile dertlenmenin zirveye çıktığı bir aydır. Oruç, fakirlere karşı yardım duygusunu geliştirir. Ramazan ayı boyunca aç ve susuz kalan insan, yüce Allah'ın ihsan ettiği sayısız nimetlerin kadrini bilir, O'na şükreder, açlığın ne demek olduğunu anlamak suretiyle de bunu devamlı tadan fakirlere yardım ellerini uzatır. Dolayısıyla mümin, imanından kaynaklanan hassasiyet ile çevresinde ihtiyaç sahiplerini araştırıp onların dertlerine derman olmaya çalışmalıdır. Şu gerçeği hiçbir zaman unutmamamız gerekir ki mal da mülk de Allah’ındır. Allah kullarını bunlarla imtihan eder. (Alıntı)
KULAĞINIZA KÜPE OLSUN
Her zaman dikkatli olalım
Gelin, şu düşünceyi aklımızda tutmak için her zaman dikkatli olalım:
. Diline dikkat et; söz olurlar.
. Sözlerine dikkat et; eylem olurlar.
. Eylemlerine dikkat et; alışkanlık olurlar.
. Alışkanlıklarına dikkat et, onlar karakterin olur;
. Karakterine dikkat et; o senin kaderin olur.
ŞAİRLERİN DİLİNDEN
Bu Ay
Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı;
‘Bilinmez’i bilirler, bilseler ağlamayı…
(Necip Fazıl Kısakürek)