Dinimizde, oruç tutmanın emredildiği veya tavsiye edildiği günler olduğu gibi, oruç tutmanın yasaklandığı veya hoş karşılanmadığı günler de vardır. Yasağın mahiyetine ve ağırlık derecesine göre, bugünlerin bir kısmında oruç tutmak haram veya tahrimen mekruh, diğer bir kısmında ise tenzihen mekruhtur.
Oruç tutmanın yasak olduğu günlerin başında bayram günleri gelir.
Hz. Peygamber (sav) iki vakitte oruç tutulmayacağını bildirmiştir ki birisi Ramazan Bayramı’nın birinci günü, diğeri Kurban Bayramı günleridir (Buhari). Ramazan Bayramı’nın sadece birinci gününde ve Kurban Bayramı’nın dört gününde oruç tutmak yasaktır.
Bayramlar sevinç günleri
Bu günlerde oruç tutmanın yasak oluşunun nedeni, bayram günlerinin yeme, içme ve sevinç günleriolmalarıdır. Ramazan Bayramı, bir ay boyunca Allah için tutulan orucun arkasından verilen bir “genel iftar ziyafeti” hükmündedir. Bundan dolayı, ona “fıtır/iftar bayramı” denilmiştir. Ramazan Bayramı’nın ilk günü bu yönüyle bir aylık Ramazan orucunun iftarı olmaktadır. Böyle toplu iftar gününde oruçlu olmak, Allah’ın sembolik ziyafetine katılmamak anlamına gelir ki bunun en azından edep dışı olduğu ortadadır. Allah için kurbanların kesildiği Kurban Bayramı günleri de ziyafet günleridir. Hz. Peygamber (sav), teşrik günlerinin yeme, içme ve Allah’ı anma günleri olduğunu belirtmiştir. (Ebu Davud)
Arafat’ta da oruç tutulmaz
Hacıların, oruç tuttukları takdirde güçsüz ve yorgun düşme ihtimalleri bulunuyorsa Zilhicce’nin 8. “terviye” ve 9. “arefe” günlerinde oruç tutmamaları daha uygun olur. Zira
Hz. Peygamber (sav), arife günü Arafat’ta olanların oruç tutmalarını yasaklamıştır. (Ebu Davud)
Çünkü hac ibadetini yaparken daha zinde ve canlı olmaları, öncesinde nafile oruç tutmuş olmalarından daha hayırlıdır.
Bunların dışındaki bazı günlerde oruç tutmak ise çeşitli sebeplerle mekruh sayılmıştır. Mesela; sadece aşure gününde (Muharrem ayının 10. gününde) oruç tutmak, Yahudilere benzemek ve onları taklit etmek anlamını içerdiği için mekruh görülmüştür. (Ebu Davud)
Şek günü (Şaban ayının sonuna gelip Şaban’dan mı yoksa Ramazan’dan mı olduğunda şüphe edilengün) oruç tutmak mekruhtur.
Savm-i visal
Hz. Peygamber (sav), Ramazan’ı bir veya iki gün önceden oruç tutarak karşılamayı yasaklamıştır.
(Buhari, Savm, 11, 14; Müslim, Sıyâm, 21; Ebû Dâvûd, Savm, 11)
İki veya daha fazla günü, arada iftar etmeksizin birbirine ekleyerek oruç tutmak mekruhtur.
Buna visal orucu (savm-i visal) denir. Hz. Âişe’nin belirttiğine göre Hz. Peygamber (sav) visal orucu tutmalarını yasaklamış; kendisinin bu şekilde oruç tuttuğu hatırlatılınca da “Siz benim gibi değilsiniz; beni Rabbim yedirir, içirir.” (Müslim, Sıyâm, 55-58) diye cevap vermiştir.
Cuma günleri oruç tutulur mu?
Sadece cuma günleri nafile oruç tutmak, tenzihen mekruh görülmüştür. Resul-i Ekrem (sav),
“Sizden hiç kimse cuma günü oruç tutmasın. Ancak bir gün önceden veya sonradan oruç tutuyorsa bu takdirde cuma günü de oruç tutabilir.” (Ebu Davud, Savm, 50) buyurmuştur. Cuma günü kazaya kalan farz veya adak gibi vacip bir oruç tutmakta sakınca bulunmamaktadır. Cuma günü nafile oruç tutmak isteyenlerin, bir gün önce veya sonrasında da oruç tutması uygun olur. Oruç tutmak için özellikle cuma gününü seçmenin mekruh oluşu, bugünün Müslümanların haftalık bayram günü kabul edilmesindendir.
Şevval ayında altı gün oruç
Şevval orucu nedir? Ramazan’da tutulamayan oruçlar Şevval orucu niyetiyle tutulabilir mi?
Ramazan’dan sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır.
Hz. Peygamber (sav), “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur.” (Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd) buyurmuştur.
Bu oruç peş peşe tutulabileceği gibi ara verilerek de tutulabilir.
Şevval ayında nafile olarak tutulan oruç, Ramazan’da tutulmayan oruçların yerine geçmez; yani
Ramazan’da tutulmayan oruçların ayrıca kaza edilmesi farzdır. Bir oruçta hem kaza hem de nafile yerine niyet edilmesi geçerli olmadığından Şevval ayında tutulan oruçta da bunlardan yalnız birine niyet etmek gerekir. Şevval ayında oruç tutulurken Ramazan’da tutulamayan oruçların kazasına niyet edilirse bu oruçlar kaza orucu olur. (Din İşleri Yüksek Kurulu)
Bir Konu, Bir Ayet, Bir Hadis
Açık ve gizli çirkin işler
“De ki: “Rabbim ancak açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah’a ortak koşmanızı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.” (Araf, 7/33)
Şayet utanmıyorsan...
“İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bilir: Şayet utanmıyorsan dilediğini yap!” (Buhari)
AYET VE HADİSLERDE YETİM
Yetime seve seve yedirin
Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire seve seve yedirirler. (İnsan, 76/ 8)
Dul kadın ve yetim çocuk
Enes (r.a.) şöyle anlatır: Vefatı esnasında Resulullah’ın yanındaydık. Bize üç defa:
“Namaz hususunda Allah’tan korkun!” dedi. Sonra da şöyle buyurdu:
“Emriniz altındaki insanlar hakkında Allah’tan korkun, iki zayıf hakkında Allah’tan korkun; dul kadın ve yetim çocuk. Namaz hususunda Allah’tan korkun!”
Sonra, “namaz, namaz” diye tekrar etmeye başladı. Rûh-i mübarekleri çıkıncaya kadar bunu içten içe tekrar edip durdular. (Beyhaki)
ORUÇ FETVALARI
İyileşme umudu olmayan hasta
Fidye verme gücü olmayan kişiler ne yapmalıdırlar?
Senenin hiçbir mevsiminde oruç tutamayacak kadar yaşlı olan (pîr-i fânî) kimselerin, maddi durumları uygunsa Ramazan’ın her bir günü için bir fakire fidye (yani bir fitre) vermeleri gerekir. İyileşme umudu olmayan hasta da bu hükme tabidir (Bakara, 2/184).
Fidye verecek gücü olmayanlar ise fidyeden sorumlu olmazlar. Ancak kasten tutmadıkları oruçların uhrevi sorumluluğunu taşırlar. Bu durumda olanların yapabileceği Cenab-ı Hak’tan bağışlanma dilemektir. (Din İşleri Yüksek Kurulu)
HADİSLERLE İSLAM
İstediğinde Allah’tan iste
Abdullah b. Abbas, bir gün aynı binit üzerinde Allah Resulünün (sav) arkasındayken onun kendisine şöyle dediğini anlattı: “Delikanlı! Sana bazı şeyler öğreteceğim. Allah'ı gözet ki Allah da seni gözetsin. Allah'ı gözet ki Allah'ı (daima) yanında bulasın. Bir şey istediğinde Allah'tan iste! Yardıma muhtaç olduğunda Allah'tan yardım dile! Şunu bil ki bütün insanlar sana fayda vermek için toplansa Allah'ın takdiri dışında sana fayda veremezler. Ve yine bütün insanlar sana zarar vermek için toplansa Allah'ın takdiri dışında sana hiçbir şeyde zarar veremezler. Bu konuda kalemler kaldırılmış (karar verilmiş), sayfalar kurumuştur (hüküm kesinleşmiştir).” (İbn Hanbel, Tirmizî)
Altından değerli
İnsanı mutsuz eden 3 şey
İnsanlar üç şey yüzünden mutsuz olur:
1- Kıskançlık yaparak başkalarının elinde olana göz dikmek.
2- Kendini her konuda insanlardan üstün görmek.
3- Fal ve uğursuzluk gibi boş inançlara kapılmak.
Biruni.
Hadislerde hayat düsturları
Günahları öyle temizler
Demirci körüğü demirin pasını nasıl söküp temizlerse; mümin hastalandığı zaman da Allah, onun günahlarını öyle temizler.
Efendimiz (sav) Buhari
İNCİ TANELERİ
Açlar varsa
Açlık, aç olanlardan çok, tok olanların imtihanıdır.
Etrafınızda açlar varsa bu, sizin imtihanı kaybettiğinizin resmidir.
MİHENK TAŞI
Huzuru yakalamak
Kimseye hesap sorma. Kin gütme.
Meseleyi çirkinleştirenlerden uzak dur.
Sessizce çekil.
Varsın kendilerini haklı zannetsinler.
Önemli olan haklı çıkmak değil, huzuru yakalamak.
İBRETLİK KISSALAR
Kabre girmek kaçınılmaz
Harun Reşid ölüm yatağında iken kardeşlerine:
"Defnedileceğim kabri görmek istiyorum." dedi.
Kardeşleri onu kabre kadar götürdüler.
Harun Reşid, kabre bakarak ağladı.
Sonra çevresindeki insanlara yönelerek Hakka Suresi'nin 28 ve 29. ayet-i kerimelerini okudu:
"Malım bana hiç fayda sağlamadı; güç ve saltanatım elimden çıkıp gitti."
Bu ayetleri okuduktan sonra başını semaya kaldırdı ve ağlayarak şunları söyledi:
"Ey mülkü yok olmayan Allah'ım!
Mülkü yok olup gidene merhamet et.
Gece ne kadar uzun olursa olsun, fecrin doğması kaçınılmazdır.
Ömür de ne kadar uzun olursa olsun, kabre girmek kaçınılmazdır.
Rabbim akıbetimizi hayır eylesin."
YAKARIŞ-DUA
Dualarımızı cevapsız bırakma Allah'ım
Herkesin sıkıntısını çözen, zorluklarını kolaylaştıran Allah'ım.
Bu cuma vakti içerisinde;
Bizlere razı olacağın salih kullar arasına kat ve
Sana layık ameller işlemeyi nasip eyle.
Rabbim zorluklarımızı kolaylığa, darlığımızı bolluğa,
günahlarımızı affa, hastalıklarımızı şifaya,
karanlığımızı aydınlığa, dualarımızı kabule tebdil eyle.
Rabbim bu güzel günde dilimizi duasız,
dualarımızı cevapsız bırakma.
NOT EDİN
İNSAN BEYNİ
*Beyin bir donanımdır, her insanda vardır!
Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur.
*Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir!
İstediğini düşünerek sentezler.
*Bilim insanı olmanın birinci şartı,
bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir.
*Bir toplumun okuyup geçenlere değil,
okuyup düşünenlere ihtiyacı var!
*Aptallaşmanın en kolay yolu
merak etmeyi bırakmaktır.
*Karın tokluğuna yaşanan bir yerde
ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir.
*Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler!
Çünkü ön yargıları yoktur.
*İki yüz kelimeyle düşünen biri,
iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz.
*Büyük bir güç mü istiyorsunuz?
İşte o gücü size gösteriyorum; hayal gücü.
......
*İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz.
*Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket,
bir kenara çekilip sessizce dinlemektir.
*Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur.
*İnsan, sorun yaşadığı oranda değil,
sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır.
*Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar!
Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar.
Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve gözyaşıdır.
*Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek
bir toplumun ahlakını bozar.
*Gönlü güzel olanın niyeti de
söylemi de eylemi de güzeldir.
*Karnı doymayan değil,
gözü doymayan insan fakirdir.
(ALINTI)
KULAĞINIZA KÜPE OLSUN
PUTLARI KIRMAK İÇİN…
Amr b. Abese (ra) anlatıyor:
Mekke’de iken peygamberliğinin ilk zamanlarında Peygamber’in yanına geldim ve:
–Sen nesin? dedim. Resûlullah:
–Peygamberim, cevabını verdi.
–Peygamber ne demek? dedim.
–Beni Allah gönderdi, dedi.
–Ne ile gönderdi? diye sordum:
–Akrabalık ilişkilerini gözetmek, putları kırmak, Allah’ın birliğini kabul etmek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamakla, buyurdu. (Müslim)
ŞAİRLERİN DİLİNDEN
Büyük Randevu
Büyük randevu... Bilsem nerede, saat kaçta?
Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta?
Necip Fazıl Kısakürek