Analiz-Yorum

Mesele papaz değil

Abone Ol

İbrahim Seçkin Talaş/Analiz

ABD’li Rahip Andrew Brunson, Türkiye aleyhine casusluk yaptığı iddiasıyla gözaltına alınmış ve 35 yıl cezası istenmişti. Sağlık sorunları nedeniyle mahkeme heyeti tarafından cezası ev hapsine çevrilen ABD’li Rahip Andrew Brunson, ABD ve Türkiye arasında yaşanan fikir ayrımında gündem olmuş, ABD Başkanı Donald Trump’ın sosyal medya platformu üzerinden tehdit dili kullanarak Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını açıklamıştı.

Sosyal medya platformu Twitter üzerinden kullanılan Türkiye’ye yönelik tehdit dili, Milli Güvenlik Kurulu(MGK) kararları çerçevesinde reddedilmiş, hiçbir tehdide boyun eğilmeyeceğinin sinyali verilmişti.

ÇOK KUTUPLU DÜNYA İSTEMİYORLAR

ABD Kongresinde F-35 savaş uçaklarının teslimatında erteleme kararının onaylanması, Türkiye’nin çok kutuplu dünyada yer bulmak adına yürüttüğü politikalar çerçevesinde Güney Afrika ziyaretinin ardından gelmesi zaman açısından manidar geldi.

ABD tarafından yapılan açıklamaların ardından F-35’lerin teslimatının geciktirilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Bakanlarına yönelik yaptırım kararının tesadüfi olmadığı dikkatlerden kaçmadı. Zira İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı sıfatıyla BRICS 2018 Zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değişen dünyada çok kutuplu seslere ihtiyaç olduğunu bir kez daha dile getirmesi ABD’nin çok seslilikten rahatsız olduğunu gösterdi. Ayrıca Türkiye, F-35’lerin teslimatında yaşanacak aksaklık halinde uluslararası hukuk yollarına başvurma hakkına sahip olduğunu vurguladı.

AB ARADA KALDI

ABD’nin ekonomik anlamda Çin ile yaşadığı ticaret savaşına karıştığı bir dönemde NATO içinde maliyetin bölüşülmesi gerektiğine dair açıklamalarda bulunması AB ülkeleri içinde rahatsızlığa neden olurken AB’nin başını çeken Almanya’nın ABD’ye karşı sessiz kalması huzursuzluğa neden oldu. AB ülkeleri ABD’nin sağı solu olmayan politikaları ve Rus tehdidi arasında kalırken, rahatlarından vazgeçmek zorunda olduklarının farkına vardı. Bu çerçevede İngiltere, Brexit’le AB’den ayrılıp kendisine ayak bağı olarak gördüğü AB’den bağımsız hareket etme kararı aldı.

ABD’nin NATO’yu yeniden düzenlemek adına giriştiği politikası, AB içinde yer alan NATO ülkelerinin NATO’da mali yönden pasif kalmasını eleştirmesi ve kendi içine kapanma stratejisiyle dünya düzenine yeniden sahip olma hamlesi, Çin, Rusya gibi başat aktörlerin devreye girmesiyle engelleniyor. ABD, bununla birlikte bölgesinde bağımsız hareket ederek denge diplomasisi yürüten Türkiye ile FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri yüzünden ilişkilerini riske etti.

ABD TEK TARAFLI OYNUYOR

Türkiye-ABD ilişkileri ABD’li makamların tek taraflı bakış açısıyla Türkiye düşmanlarıyla boy gösterdiği bir dönemde Türkiye’nin dünyada yeni müttefikler aramasına meşruiyet kazandırdı.

Ülkesinde bulunan FETÖ elebaşını hukuki zemini oluşmasına rağmen Türkiye’ye teslim etmeyen ABD’nin Türkiye’de FETÖ ve PKK lehine çalışmalar yürüten bir rahibi istemesi, batının ikiyüzlü politikasının bir örneği olarak dikkati çekiyor.