Analiz-Yorum

Katar darbesini başlattılar

Abone Ol

Erem Şentürk/Diriliş Postası

ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan ziyareti “ilk meyvesini” verdi. Suudilerin başını çektiği Körfez Ülkeleri Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiğini açıkladı. Gerekçe ise, Katar’ın Hamas ve İhvan’a verdiği destek yatıyor. Katar; Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından Yemen’de El Kaide ve DAEŞ olmak üzere terörizmi güçlendirmekle suçlanıyor. Ayrıca darbeci Sisi tarafından yönetilen Mısır, Katar’ın Müslüman Kardeşler yöneticilerini ülkede barındırdığı, Mısır yönetimine karşı düşmanca tavırlar sergilediği yönünde açıklama yaparak kendine göre gerekçesini açıkladı.

KOALİSYONDAN ÇIKARILDI

Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen’de Husilere karşı oluşturulan Uluslararası Koalisyon Komutanlığı, Katar’ın koalisyondaki rolünün sona erdiğini duyurdu.

Yemen de Katar’ın uluslararası koalisyondan çıkarılması kararını da desteklediğini belirtti. Yemen hükümeti tarafından yapılan açıklamada, “Katar’ın Husi darbe milisleriyle mücadeledeki eylemleri ve aşırıcı gruplara desteği açık bir hale gelmiştir” ifadesi kullanıldı.

İRAN POZİSYONUNU HEMEN ALDI

Fitne ateşi yandığında elinde körükle koşan İran ise durumdan vazife çıkararak Katar’ın yanında yer aldığını duyurdu. İran yönetimi, Suudi Arabistan’dan gıda taşıyan TIR’ların geçişi durdurulan Katar’a yardım edeceğini açıklarken, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin yardımcılarından Hamid Ebu Talebi de, Körfez ülkelerindeki diplomatik krizin suçlusunun ABD Başkanı Donald Trump olduğunu belirterek, “Olanlar kılıç dansının bir sonucu” dedi.

KATAR ÜZERİNDEN TÜRKİYE HEDEFLENİYOR

Konuyu değerlendiren uzmanlar ise, İran’ın yanına itilerek uluslararası kamuoyu önünde operasyona açık hale getirilen Katar’ın asıl hedef olmadığı, asıl hedefin İhvan ve Hamas gibi özgürlük hareketlerine desteğini hiçbir zaman inkâr etmeyen, bölgedeki hak ve hürriyet taleplerini göz ardı etmeyen Türkiye olduğunu belirtiyor. Katar’ın bölgede etkisiz hale getirilmesi halinde Türkiye’nin yalnızlaşacağına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’nin yeni dengeler kurma arayışı içerisinde olması gerektiği görüşünde birleşti.

KATAR’IN BÖLGEDE AKTİF OLMASI RAHATSIZ ETTİ

Katar emiri Şeyh Tamim 2013 yılında iktidara geldiğinde, dış politikada iradesini tamamen Batı ve Suud arasında paylaştırmış, etliye sütlüye dokunmayan Katar Emirliği’nde radikal bir değişikliğe gitti. Tamim, bu tarihten itibaren Katar, Arap Baharı ile şekillenen bölgede hamlelerini küresel güçlerin iradesinden çok, kendi içinde aldığı kararlarla devam ettirdi ve Katar’ı dünya üzerinde Müslümanların doğal destekçisi konumuna getirdi.

KATAR’IN DURUŞU SUUDİ ARABİSTAN’IN DENGESİNİ BOZDU

Öte yandan 2022 Dünya Futbol Şampiyonası projeleri ve iç yatırımlar gibi büyük projelere ağırlık verilmeye başlandı. Katar ilk hatasını burada yapmıştı ve bu projelerde artık İngiliz ve ABD’li firmalar ihale alamadıkları gibi birçok ihaleyi Türkiye firmaları almaya başlamıştı. Bu cezasız kalmamalıydı.

Doha bir yandan küresel güçlerin zulmüne karşı mazlumların yanında yer alırken diğer yandan bölgedeki çatışmaların bitirilmesi için bir arabuluculuk merkezi olmaya başlamıştı. Katar’ın bu duruşu 2014 yılı mart ayında da

tüm kararlarını ABD ve İngiltere gibi güçlerin onayını almadan veremeyen Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE’yi rahatsız etmiş ve büyükelçilerini bu ülkeden çekmişlerdi.

ZULÜM SON BULSUN DİYE TÜRKİYE-KATAR İTTİFAKI

2013 yılından itibaren ise Katar ve Türkiye, küresel güçlerin gözüne batacak kadar yakınlaştı. Yıllardır dünyanın en zengin doğalgaz yataklarına sahip olan Katar’ın bundan kaynaklanan finansı İngiliz ve ABD’lilerin elindeydi. Ama artık bu denklem değişiyordu. Katar doğrudan yatırımlarının çoğunu dünyada yükselen yıldız ve ikinci vatanı olarak gördüğü Türkiye’ye kaydırdı.

2022 inşaat projelerinde en büyük payı Türk müteahhitleri almaya başladı. Ama daha da önemlisi dış politika söyleminde Türkiye ile Katar aynı dili konuşuyordu. Suriye, Irak, Mısır ve Ortadoğu konusunda “Müslümanların ezilmesi son bulsun bölgede barış olsun” stratejisi iki ülkenin ortak anlayışıydı.

SUUD VE BAE FETÖ İŞGALİNİ BEKLEDİ

En büyük korkuları Arap Baharı’nın kendilerine sıçrayarak onlarca yıldır devam ettirdikleri saltanatın yıkılması olan Suud ve BAE, Katar’ın giderek ilerleyen gelişmesinden hep rahatsız oldular. 15 Temmuz’da ABD içindeki güçler emretti ve BAE fonları darbecilerin emrine sunuldu. Riyad ve Bahreyn hiç ses çıkarmadan saraylarında bekleyerek FETÖ’nün Türkiye’yi işgal etmesine hazırlandı.

Bahreyn, Riyad ve Mısır gazeteleri, 16 Temmuz günü Fetullah Gülenin zaferini kutlayan manşetler atarak rezil olmuşlardı. Katar ise Fetullahçı teröristlerin haçlı ordusu adına giriştiği işgal girişimine daha ilk dakikalarda karşı ve Türkiye’nin yanında olduğunu açıklamıştı.