Gündem

FETÖ’nün üniversitede kadrolaşma yöntemleri iddianamede

Abone Ol

Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca  Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ)  Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 73’ü tutuklu 115 sanık hakkında hazırlanan ve Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanıklar hakkındaki suçlamalar ve tanık ifadeleri yer aldı.

Sanıklara isnat edilen suçlamaların delilleriyle anlatıldığı iddianamede, örgütün üniversitede kadroları ele geçirmek için uyguladığı yöntemlere dikkat çekildi.

FETÖ kendisiyle hareket etmeyen kişileri üniversiteden uzaklaştırmış

Örgütün, kendisiyle birlikte hareket etmeyen kişileri önce görevlerinden sonra da üniversiteden uzaklaştırdığının belirtildiği iddianamede, üniversitede hizmet veren ve kadro bekleyen kişiler yerine dışarıdan alım yapılan kişilerin hızla yükselmesinin sağlandığı kaydedildi.

Tutuklu sanık eski Tıp Fakültesi Dekanı Ali Keskin’in, yabancı dil sınavını geçemeyen bir tıp öğrencisinin geçirilmesi için dönemin yabancı diller sorumlusu E.M’ye baskı yaptığı, bu kişinin kabul etmemesi üzerine görevinden alındığının belirtildiği iddianamede, davanın tutuksuz sanıklarından eski rektör Hüseyin Bağcı’nın bu göreve atanmasının hemen ardından örgütün belirlediği iki ismin rektör yardımcısı ve genel sekreter olarak atandığına işaret edildi.

PAÜ’nün FETÖ ile iltisaklı üniversitelerle olan ilişkileri de iddianamede yer aldı. İddianamede, tutuklu sanık Hasan Kaplan’ın rektörü olduğu Arnavutluk’taki bir üniversiteden PAÜ’ye kadro geçişleri yapıldığı, son olarak Kaplan’ın da rektör yardımcısı göreviyle bu üniversiteye geçtiğinin görüldüğü ifade edildi.

FETÖ üyeleri soruşturmacı olarak görevlendirilmiş

İddianamede, tutuklu sanıklardan Osman Kulak’ın PAÜ’deki örgütün ilk yapılanmasına dahil olduğu öne sürülerek, “Kulak, Hüseyin Bağcı rektör seçildikten sonra 2012 yılında TÜBİTAK’ta görevlendirilmiş, bu süre içinde de örgütsel faaliyetlerde bulunmuştur. Bu nedenle hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açılmış, 17-25 Aralık 2013 kalkışmasından sonra TÜBİTAK’taki görevinden el çektirilmiş, daha sonra PAÜ’ye dönerek bölüm başkanı olarak görevine devam etmiştir.” denildi.

Tutuklu sanık Günfer Turgut’un da Tıp Fakültesi dekan yardımcılığı görevi sırasında örgüte yönelik soruşturmalarda devreye girerek yine örgüt tarafından belirlenen isimleri soruşturmacı olarak görevlendirdiği, bu yolla soruşturmaların kapatıldığı iddia edildi.

Bağış yapmayanın tez süresinin uzatıldığı iddiası

Tutuklu sanıklardan eski Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Mustafa Serinken hakkında açılan soruşturmanın da bu yolla kapatıldığına değinilen iddianamede, Serinken hakkındaki iddialar arasında, kurban parası isteme, kurban parası vermeyenlerin tez süresini uzatma, kendi örgütlerinden olmayan kişilerin projelerini engelleme gibi suçlamalar yer aldı.