Bir elektrik üretim şirketinde 19 yıldır çalışan Erol E., terfi edilmemesi ve yaşadığı adaletsizlikler nedeniyle şirket yöneticilerine bir e-posta gönderdi. E-postada, "Tebbet Suresi'nde adı geçen Ebu Leheb misali yuh olup gitmenizden korkarım" gibi ifadeler de yer aldı. Bu mesajın ardından işveren, Erol E.’nin iş akdini tazminatsız feshetti. Erol E., haksız fesih nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi talebiyle Nazilli 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Yerel mahkeme, e-postanın eleştiri sınırlarını aştığını belirterek iş akdinin feshedilmesini haklı buldu.
Erol E., kararı istinaf mahkemesine taşıdı ancak karar onandı. Bunun üzerine AYM'ye başvurdu.
Anayasa Mahkemesi'nin Değerlendirmesi
AYM, Erol E.’nin kullandığı ifadelerin iş yerindeki kurumsal eleştirinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi. Mahkeme, başvurucunun söz konusu ifadeleri kullanırken amacının hakaret etmek değil, yaşadığı haksızlıkları dile getirmek ve işyerindeki kurumsal işleyişe dikkat çekmek olduğunu belirtti. Ayrıca, söz konusu ifadelerin yalnızca ilgili kişilere gönderildiği için infial etkisinin azaltıldığını vurguladı.
Mahkeme, "Fesih son çare olmalıdır" ilkesine de dikkat çekerek, işçilerin temel hak ve özgürlüklerini kullandıkları için iş sözleşmesinin feshedilmesinin, diğer işçiler üzerinde caydırıcı bir etki yaratacağını belirtti.
Manevi Tazminat Kararı
AYM, ifade özgürlüğü ihlali nedeniyle Erol E.'ye 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti ve dosyanın yeniden yargılanmak üzere Nazilli 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi.