İletişim Başkanı Altun, İletişim Başkanlığı'nda düzenlenen "Vatandaş Diplomat Projesi" tanıtım programına katıldı.
Buradaki konuşmasında, vatandaş diplomat projesinin, yeni nesil bir kamu diplomasisi projesi olduğunu belirten Altun, kamu diplomasisinin, devletlerarası iletişimin toplumlararası iletişim için yeterli olmadığının keşfedilmesi ve devletlerin farklı ülke halklarıyla iletişim kurma çabası içine girmesiyle tarih sahnesinde kurumsallaştığını ifade etti.
Kamu diplomasisinin bu yönüyle analog iletişim düzeni içinde varlık bulduğunu dile getiren Altun, birçok ülkenin gazeteden dergiye, radyodan televizyona analog kitle iletişim araçlarının oluşturduğu medya ekosistemi içinde kamu diplomasisi faaliyetlerini yürüttüğünü söyledi.
Fahrettin Altun, bu dönemlerin, uluslararası alanda örtülü ya da açık sivil toplum kuruluşlarının da etkili olduğu ve kamu diplomasisi faaliyetlerinde aktif rol aldığı dönemler olduğunu kaydetti.
Küreselleşme süreciyle insan, fikir ve meta hareketliliğinin yoğunlaşmaya başladığını ve bu süreçte toplumlararası iletişim akışlarında bireyden bireye etkileşimin merkezi bir unsura dönüştüğünü vurgulayan Altun, yeni iletişim teknolojileri ve dijital medya ekosistemiyle bireyden bireye iletişimin, farklı ülke vatandaşları arasında etkileşimin, küresel düzlemde toplumlararası ilişkilerde etkin bir rol üstlendiğini belirtti.
Altun, bütün bunlara uluslararası düzenin karşı karşıya kaldığı sistem krizleri de eklenince devletlerarası iletişim pratiklerinin, tarafların tek yönlü mesaj ilettikleri, çoğu zaman hiyerarşik şekilde işleyen ve ciddi güven bunalımlarıyla malul süreçlere dönüştüğüne dikkati çekti.
"Ülkemizin gücünü ve potansiyelini tüm dünyaya duyurmak istiyoruz"
Böylesi bir ortamda vatandaş diplomasisinin etkin ve yeni nesil bir kamu diplomasisi aracı olarak ortaya çıktığına işaret eden Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, Türkiye olarak bir yandan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderlik ettiği gayretlerle uluslararası sistem krizlerinin çözümüne katkı sunmaya gayret ederken öte yandan bu yeni nesil kamu diplomasisi projesiyle ülkemizin gücünü, birikimini, potansiyelini, tarihini, bütün birikimlerini tüm dünyaya duyurmak istiyoruz.
Vatandaş diplomasisi 'bireyden bireye kamu diplomasisi' anlayışının bir örneği olarak; hedef kamuoyu ile doğrudan ilişki ve empati kurma, farklı ülke halkları arasında uzun vadeli ilişki geliştirme, kültürel alışverişi ve işbirliklerini teşvik etme, ülke tanıtımını sivil, gündelik hayatın içinde kalarak olumlu imajlar inşa edecek şekilde sürdürme noktalarında etkili ve stratejik bir araçtır.
Vatandaş diplomasisi sürecinde sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları, üniversiteler başta olmak üzere eğitim kurumları, kanaat önderleri, akademisyenler, bilim insanları, sanatçılar, medya kurumları, özel şirketler ve daha birçok aktör birer kültür elçisi olarak vatandaş diplomasisine katkı sunma potansiyeli taşımaktadır. Bizler vatandaş diplomasisini önemsiyoruz, sahip olduğumuz potansiyelden azami ölçüde istifade etmek ve bu alanda ülkemizde bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Bu nedenle de bu projeyi, Vatandaş Diplomat Projesi'ni hayata geçirmeye, bu projeyi desteklemeye gayret sarf ediyoruz."
"En yaygın diplomatik temsilcilik ağına sahip ülkelerden biri Türkiye"
Vatandaş diplomasisi alanındaki potansiyeli daha iyi ortaya koyabilmek için bazı güncel verileri paylaşan Altun, "2024 itibarıyla 300'e yakın noktada dünyanın en yaygın diplomatik ve konsüler temsilcilik ağına sahip ülkelerden biri Türkiye'dir. Öte yandan bugün 5,5 milyonu Avrupa ülkelerinde olmak üzere yaklaşık 6,5 milyonu aşkın vatandaşımız yurt dışında yaşamaktadır." diye konuştu.
Bu sayının, Türkiye'ye kesin dönüş yapan 3 milyon vatandaşla düşünüldüğünde ilk planda potansiyel olarak 9,5 milyonluk bir vatandaş diplomat ağına sahip olunduğunu gösterdiğini ifade eden Altun, bunun yanı sıra eğitim, yardımlaşma ve kalkınma alanında faaliyet gösteren birçok kurumun ve sivil toplum kuruluşunun bulunduğunu aktardı.
TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), uluslararası öğrenci dernekleri, üniversiteler, meslek örgütleri, akademisyenler, devletin bursuyla yurt dışında eğitim alan, değişim programlarıyla yurt dışına giden öğrencilerin tümünün vatandaş diplomasisi konusunda birer aktör ve paydaş olduğunu aktaran Altun, Türkiye'ye gelen her bir misafirle etkileşen her bir vatandaşın da yine vatandaş diplomasisinin birer aktörü ve paydaşı olduğunu dile getirdi.
"Vatandaşlarımızı kamu diplomasisinde tekin birer aktör yapacağız"
Her bir vatandaşın kendi değerlerini, kültürünü ve Türkiye'nin imkan ve zenginliklerini dünya halklarına hakkıyla anlatacağını, tanıtabileceğini belirten Altun, şöyle devam etti:
"Gerek insanımızın yurt dışına giderek, gerekse farklı ülke vatandaşlarının ülkemize gelerek yaşadığı her türlü karşılaşma bir yandan kültürel zenginlik sağlarken, diğer yandan ülkemizin potansiyelinin diğer halklar nezdinde tanınırlığını artırma imkanına sahiptir. Peki, bu fırsatların layıkıyla değerlendirilmesi için ve kamu diplomasisi çalışmalarımız bağlamında atılması gereken adımlara baktığımızda neler söyleyebiliriz?
Vatandaş Diplomat Projesi kapsamında biz İletişim Başkanlığı olarak öncelikle her bir vatandaşımızı, bilhassa da yurtdışında yaşayan veya sıklıkla yurt dışına seyahat eden vatandaşlarımızı birer gönül elçisi olarak görüyoruz. Bu amaçla, ülkemizin tarihinden temel dış politika tezlerine, sanayisinden turizmine, kültür-sanat hayatından eğitim imkanlarına kadar birçok alanda vatandaşlarımızı daha fazla bilgilendirmeye ve her bir vatandaşımızın aynı zamanda birer vatandaş diplomat olduğunun bilincini yaygınlaştırmaya çalışacağız.
Yurt içinde ve yurt dışında yapacağımız buluşmalarla, en güncel verilerle donatacağımız yazılı ve görsel materyallerle vatandaşlarımızı kamu diplomasisi faaliyetlerinde etkin birer aktör haline getirmeye gayret edeceğiz. Böylelikle hem kültürel etkileşimin sağlayacağı zenginlikten istifade edecek hem de barışa, adalete ve hoşgörüye dayalı ilişkilerin geliştirilmesi noktasında tüm dünyaya örnek olacağız."
Fahrettin Altun, tanıtım programı kapsamında kamuoyunun istifadesine sunulan "Vatandaş Diplomat El Kitabı"nın bu kapsamda önemli bir referans kaynağı olacağını vurguladı.
Bu çalışmaların yanı sıra "www.aboutturkiye.gov.tr" dijital platformunun hayata geçirildiğini aktaran Altun, Türkiye markasını daha da güçlendirme yolunda hakikate dayalı bir iletişim ortamı ve sıhhatli bir enformasyon akışı sağlamak için platformun çok önemli fonksiyonlar icra edeceğini söyledi.
Altun, "aboutturkiye" dijital platformunun paydaşlarla etkileşimi odağına alan tasarım yapısıyla dünyadaki benzer örneklerinden ayrıldığını ve öne çıktığını kaydederek, bu platform sayesinde Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlamak isteyen ve içerik üreten paydaşların, birçok alanda veriler ve görsel, yazılı içerikler sağlayabileceğini ifade etti.
Türkiye'yi kendi gözünden anlatmak isteyen vatandaşların ve ülkeye ilgi duyan diğer ülke vatandaşlarının, ürettikleri içeriklerle kamu diplomasisi çalışmalarına ortak olabileceğini dile getiren Altun, icracı kurumların Türkiye Yüzyılı yolunda hayata geçirdikleri proje ve faaliyetlerin tanıtımını anında gerçekleştirebileceklerini belirtti.
Söz konusu kurumların, "aboutturkiye" dijital platformuna 178 farklı kategoride veri ve içerik girişi yapabileceğini anlatan Altun, platformun ayrıca, Türkiye İletişim Modeli çerçevesinde söylem birliğini sağlama noktasında, referans kaynaklarından biri olacağını bildirdi.
"Batı'dan emir alan, kendi müstakil siyasetini oluşturamayan Türkiye yok"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Birleşmiş Milletler reformuna neden ihtiyaç bulunduğunu, bu reformun nasıl hayata geçirileceğini büyük bir netlik ve öngörüyle ortaya koyduğu kitabının başlığının "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" olduğunu vurgulayan Altun, şu görüşleri paylaştı:
"Burada Cumhurbaşkanımız dünyadaki adaletsizliklere dikkat çekmekte ve daha adil bir dünyanın nasıl mümkün olabileceğini net bir söylem çerçevesinde muhattaplarına aktarmaktadır. Adaletsizliklerle kayıtlı bir dünyada ne yazık ki haklının değil, güçlünün haklı sayıldığı bir küresel vasatta varlık gösteriyor, burada nefes alıp vermeye çalışıyoruz. Bu ortamda Türkiye bir yandan adalet ve hakikat mücadelesi verirken diğer yandan küresel alandaki cari sömürge düzeninin doğrudan ve dolaylı saldırılarına maruz kalıyor. Biz elbette, ülkemizin uzun yıllardır maruz kaldığı kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerinin temelinde bir sömürü arzusu, bir kolonyal istenç olduğunu biliyoruz."
Devletin tüm imkan ve kabiliyetleriyle bu sömürü siyasetine karşı tam bağımsız, güçlü ve müreffeh bir Türkiye için mücadele verdiğini dile getiren Altun, Batı'dan emir alan, kendi müstakil siyasetini, stratejisini oluşturamayan bir Türkiye'nin bulunmadığını kaydetti.
Altun, bugün Türkiye'nin, kendi müstakil siyasetini, stratejisini oturtan, bölgesinde etkin, küresel meselelerde taraf bir ülke olduğunun altını çizdi.
Fahrettin Altun, "Ne var ki, Batılı medya organları, sosyal medya şirketleri, sinema ve dizi endüstrisi Türkiye'ye karşı yürütülen yıpratma savaşının ajanları olarak faaliyet göstermeye devam ediyorlar. Ne olursa olsun, hakikati çarpıtmaya, tahrif etmeye yönelik girişimlerine rağmen güneşin balçıkla sıvanamayacağını biz yine de tüm dünyaya gösteriyoruz. Vatandaş Diplomat Projesi, bu bağlamda bir yandan da dünyada Türkiye'nin küresel alanda verdiği bu hakikat ve adalet mücadelesine bütün vatandaşlarımızı katma, hakikat ve adalet mücadelesine ortak etme çabasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"Uluslararası alandaki birçok soruna, halklar arasındaki dayanışmayla çözüm aranabilir"
Vatandaş diplomasisinin, doğru stratejilerle, hakikati ve adaleti merkeze alarak yapılması halinde, dezenformasyonun ve yıkıcı faaliyetlerin vereceği zararın en aza inebileceğini belirten Altun, böylelikle toplumlar arasında karşılıklı hoşgörü ve saygı ortamının kendisine daha geniş bir yer bulabileceğini, farklı kültürel aidiyetleri olan bireyler arasında duygudaşlığın gelişeceğini söyledi.
Altun, "Farklı halklar arasında kurulan bağlar, hükümetler üzerinde olumlu anlamda baskı oluşturabilir. Bu durum iyi ilişkilerin sürdürülmesine ve birçok bölgesel küresel nitelikteki soruna karşı barışçıl çözümler üretilmesine zemin hazırlayabilir. Uluslararası alanda birer kördüğüm haline gelen birçok soruna, halklar arasındaki dayanışma ve işbirliğiyle çözüm aranabilir." sözlerini sarf etti.
Vatandaş Diplomasisi alanındaki bu imkanların, Türkiye Cumhuriyeti olarak benimsenen kamu diplomasisiyle uyumlu bir görünüm arz ettiğini dile getiren Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde bu alanda yürütülen faaliyetlerin özünde her zaman bölgesel ve küresel çapta barış ve adalete katkı yapmanın en temel öncelikleri olduğunu söyledi.
"Biz, kamu diplomasisi faaliyetlerimizle, bölgesel ve küresel nitelikteki birçok sorun ve meydan okumaya karşı istikrarlaştırıcı rol oynuyoruz" diyen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, şu bilgileri verdi:
"Oynadığımız 'istikrarlaştırıcı rolün' bir tamamlayıcısı olmayı hedefliyoruz. Sadece geride bıraktığımız 10 yılı masaya yatırdığımızda bu durumun çok somut örneklerini görürüz. Suriye iç savaşı, düzensiz göç, terörizm, insani krizler, pandemi, tedarik krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı, gıda krizi vesaire. Bu, bölgesel ve küresel sorunların hemen hepsinde Türkiye, barış ve adaleti dış politika vizyonunun merkezinde tutarak sahip olduğu her türlü imkanı insanlığın hizmetine sunmaktan geri durmamıştır. Türkiye'nin bu tür sorun ve sınamalarda pozisyonu çok nettir, yakın bölgesinden başlamak üzere tüm dünyada hakikati, barışı, istikrarı ve adaleti yaymak, böylelikle insanlığın sürdürülebilir bir geleceğe kavuşması için çalışmak. Türkiye'nin temel vizyonu budur.
Vatandaş diplomasisi bizim bu perspektifle ele aldığımız uygulamalardan birisi olacak. Bu alandaki çalışmalarımızla Türkiye'nin adaleti ve hakkaniyeti merkezine alan anlayışını tahkim edip küresel çapta yaygınlaştıracağız. Bu itibarla vatandaş diplomasisi çalışmalarının ülkemize önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz."
Projenin geliştirilmesinde emeği geçenleri tebrik eden Altun, Vatandaş Diplomat Projesi'nin uzun soluklu ve tüm insanlığa faydalı olması temennisinde bulundu.