Meral Akşener 25 Ekim’de partisini kurdu. Buraya kadar sorun yok; Türkiye’de herkes anayasal düzen çerçevesinde siyasi örgütlenme kurabilir, katılabilir. Çok sesli üretken milli siyaset Türkiye’nin lehinedir. Akşener açısından burada bir sorun var. Akşener’in Refah-Yol hükümetinde İçişleri Bakanlığı’na getirilmesinde FETÖ desteği belgelendi. Bu sadece cabası. 2014’ten bu yana Akşener, FETÖ tarafından finanse ediliyor, propagandası yapılıyor. 7 Haziran’dan sonra bu destek tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu, sandıktan koalisyonun çıktığı 7 Haziran’da yüzde 60’lık blok diye bir senaryo devreye soktu. Plana göre, MHP-CHP koalisyon kuracak, sazla parlatılan HDP de hükümeti destekleyecekti. Yani AK Parti saf dışı bırakılacaktı. Lakin Devlet Bahçeli ne yaptı? Daha seçim gecesinde “Erken seçim” istedi. Davutoğlu’nun istikşafi görüşmelerdeki “Koalisyon” aşkını da Bahçeli engelledi. CHP ile temasına da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve parti teşkilatı karşı çıktı. Bahçeli’nin o zamanki tutumu doğru okunamadı, “Mr. No” gibi birçok haksız yafta yapıştırıldı. Ama Bahçeli, Erdoğan ile birlikte belki de Türkiye’nin 20 yılını kurtardı. Kılıçdaroğlu’nun yüzde 60’lık blok projesi FETÖ’ye aitti, terörün üst aklı tarafından kurgulanmıştı. Hatırlayın, Sözcü’den tut, FETÖ’nün tüm yayın organları Bahçeli’ye ne hakaretler etti… Bahçeli’nin hedef alınmasındaki sebep FETÖ’nün Türkiye’yi teslim almayı hedeflediği yüzde 60’lık blok projesini bitirmesidir. Nitekim MHP, 1 Kasım seçimlerinde büyük oy kaybetti. Bahçeli’ye saldırılar bu noktadan sonra daha da arttı.
Seçimlerdeki başarısızlık neticesinde parti içi muhalefet olabilir, bu gayet doğal. Ama FETÖ’nün ön plana çıkardığı Akşener, muhalefet etmedi; MHP’yi ele geçirmeye çalıştı. FETÖ’nün yargıdaki yapılanması bunun için uğraştı, ancak yargıdaki tarafsız ve bağımsız hâkimlerimiz bu oyunu da akamete uğrattı. Sahte delege düzenlediler, korsan kongre yaptılar yine de başarılı olamadılar. Akşener ve yandaşları MHP’den ihraç edildi. Akşener, 15 Temmuz öncesi “Ben başbakan” olacağım “Yurtta Sulh Konseyi” gibi çıkışlar yapmaya başladı. FETÖ’nün 15 Temmuz işgal girişiminde Akşener’e verdiği rolün ortaya çıkarılması şart. Bunlar savcılarımızın görevi. Gelelim parti ve istismar siyasetine. Akşener, partisinde atamız Kayı boyunun simgesini kullandı. Aklınca “Atacılık” oynuyor, Anadolu kadını portresi çizmek istiyor. Bu da yetmedi. Geçtiğimiz gün Türk milletinin Anadolu’yu vatan kılmasının en önemli tanığı Ahlat’a gitti, yalandan başörtüsü taktı, Hacı Bayram-ı Veli Türbesi’nde olduğu gibi. Bir yandan Kemalist resim, bir yandan Halide Edip, bir yandan Batıcı… Akşener, FETÖ gibi, milli duyguları istismar üzerine bir propaganda sistemi benimsemiş. Kimsenin Akşener’den iktidar beklediği falanda yok, tek bir hedefleri var. AK Parti’den yüzde 3 oy çalıp, Cumhurbaşkanlığı seçimini 2. tura bırakmak, bu çok bariz. Akşener’in toplumda hiçbir karşılığı yok, Meclis’te gezdiği milletvekili odalarından da ret cevabı almış. Akşener’in FETÖ ile irtibatını odaklanmak gerekirken, CHP-FETÖ-PKK koalisyonunun 2019’daki çatı adayını da irdelemek lazım.