Her mesleğin, her insanın olduğu gibi gazetelerin de gazetecilerin de belli ilkeleri, belli ahlaki kaygıları bulunması beklenir.

Çağlayan Adliyesi’nde bir savcımızın şehit olduğu o melun saldırıda, basın-yayın kuruluşlarının bir kesiminde özellikle ‘’Doğan Medya Grubu’’nda ahlakın hiç olmadığı bir kez daha gün yüzüne çıktı. Acı olan şu ki ‘’ahlak, etik’’ gibi kavramları ağzına en fazla sakız eden de basın ahlakından, ilkesinden, etikten en son bahsedecek olan; hiçbir kutsalı, hiçbir kutsala saygısı olmayan Doğan Medya Grubu…

Bütün gayri ahlaki eylemler, söylemler; gazetelerinde, televizyonlarında, İnternet sitelerinde arzı endam eder ama sürekli de ahlaktan bahsederler. Bu grubun bir de yıllardır ne işe yaradığı belli olmayan ‘’Etik Kurulu’’ var. Bu kurul; etik ve ahlaki olanı eleyip ne kadar etik olmayan, gayri ahlaki olan haber, görsel, yazı varsa onları yayımlamak için oluşturulmuş bir kurul olmalı. Yoksa o yayın grubunun yaptığı yayınları, başka türlü izah etmek mümkün değil. Bu kadar ahlaksızlığı, ancak özel bir çaba sonucu ortaya koyabilirler.

Şehit olan savcımızın başına silah dayanmış resmini ilk sayfaya basan ama Vatan Emniyet’in önünde öldürülen teröristin cesedini sansürleyip veren bir yayın grubunda ahlaktan, etikten bahsedilebilir mi?

Milletin bütün manevi değerlerine savaş açan; gazeteleri ve İnternet siteleri âdeta et pazarı, tek sermayesi kadın bedeni üzerinden prim yapmak olan bir yayın grubunda ahlak ve etik ne arar? Bu kadar et pazarlayan gruba yön veren kurul da olsa olsa ‘’Etlik Kurulu’’ olur.

Amerika’da AA’nın bölge müdürü olarak görev yapan Hüseyin Köşger, ‘’Amerikan’ın bazı saygın kuruluşlarında çalışan Türk arkadaşların Türkçe haberleri okumak için açtıkları Hürriyet, Milliyet gibi gazeteler nedeniyle ‘Lütfen uygunsuz ve porno siteleri açmayın.’ diye insan kaynaklarından uyarı aldıklarını biliyor musunuz?’’ diye bir paylaşımda bulundu. Varın siz hesap edin ne kadar ahlak sahibi(!) olduklarını…

28 Şubat’ta halkın seçtiği iktidara karşı askerin yanında yer alıp hatta askeri kışkırtan haberler yaparak ne kadar ahlaklı(!) olduklarını göstermişlerdi. Yine o dönemde tüm Müslümanları aşağılayan, küçük düşüren kendi kurguladıkları Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı, Fadime Şahin haberleriyle ne kadar ahlak ve etik kurallarına riayet ettiklerini(!) göstermişlerdi.

Mecliste 411 milletvekilinin oyuyla geçen bir anayasa değişikliğinden sonra ‘’411 El Kaosa Kalktı’’ manşetini atarak da göstermişlerdi, ne kadar ahlaklı(!) ve demokrat(!) olduklarını.

Hz, İsa, “Güzel ahlakı, ahlaksızdan öğrendim; hem yaptığını hoş görmedim hem de aynısını asla yapmadım.” demiş ya… Biz de olsa olsa DMG’nin yaptıklarına bakıp onların yaptıklarını yapmayarak ahlaklı kalabiliriz.

NOT: Grubun ahlaksız yayınlarına tepki olarakCNN’deki programını sona erdiren Serdar Tuncer abimizi bir kez de buradan tebrik ediyorum. Orada zaten çöplükte açmış bir gül gibi duruyordu, şimdi layık olduğu bir gül bahçesine geçer inşallah…