Askerimiz Fetih Suresi okunarak dualarla sınır ötesi operasyonuna uğurlamışken içimizdeki felaket tellalları, harabeye tünemiş baykuşlar misali hükümeti yıpratmaya, ordumuzun moralini düşürmeye yönelik yayınlarına, sosyal medya paylaşımlarına hız ve gaz veriyorlar.

Aynı kişiler aynı felaket tellallığına, aynı baykuş sesleriyle şehit cenazeleri üzerinden de devam ediyorlardı.

Hatta ve hatta şehit cenazeleri gelmesin diye yapılan önleyici faaliyetleri, “bataklık kurtulmadan sivrisineklerle mücadele etmek” diyerek hakir görüyor, yeterli saymıyorlardı.

Şimdi ise, bataklığa doğru yürütülen bu topyekûn seferi “bir oyun, bir tiyatro” diyerek alaya alıyorlar.

Yani bunlara ne yapsak yaranamıyoruz.

Yaranmak gibi bir niyetimiz yok elbette, tek dileğimiz; ‘gölge etmesinler’…

Evet, gölge etmesinler ve…

Dünyanın en büyük, en güçlü emperyalist sömürge makinesinin römorkuna ne zaman, ne ara ‘embedded’ gazeteci, sosyal medya uzmanı, aydın, askeri deha, strateji geliştirme bilgini olarak yazılmışlar ona cevap versinler.

Hangi travmatik vaka onları bu şizofrenik hale getirmiş söylesinler…

Komünist Rusya’nın çöküşü sırasında sosyalizmin ölümüne dökülen gözyaşlarıyla yakılan ağıtların ardından, antiemperyalist ruhun da göğe yükseldiğini ve ‘artık tek bir gerçek var o da U.S.A’ diye düşünüyorlarsa, en baştan bazı şeylere yanlış inanıyor yanlış iman ediyorlarmış demektir.

Yahu, pratik çöktü diye teori de çökecek değil ya…

Müteahhit malzemeden çaldı diye bütün bir projeyi atmak yerine bir gözden geçirin nerede yanlış vardı, nerede hata yapıldı.

Sahaya inin, projeyi Türkiye gerçeklerine ‘uyarlayın’.

Yapamıyorsanız, yapanlar nasıl yapıyor ona bir bakın, örnek alın.

Bırakın artık şu Tayyip Erdoğan nefretini.

Bu nefretiniz yüzünden koskoca ülkeyi ateşe vermek yakışıyor mu sizin gibi ‘6. Filo devrimcilerine’…

Bir de ‘Çözüm Süreci’ itirazcıları var ki onları anlamak daha da zor.

Ordu Afrin’e doğru Zeytin Dalı’nı alarak sınır ötesi operasyona çıkmışken.

Bunun aslında bir süpürge, bir süpürme, bir demir yumruk operasyonu olduğunu dünya âlem biliyorken.

Sınırlarımızı daha güvenlikli hale getirmek için şehit vermeye de başlamışken.

Nedir bu sizdeki tahammülsüzlük?

Operasyonun başlamasından şu ana kadar 270 civarında PKK/KCK/PYD-YPG ve DAEŞ örgüt mensubu etkisiz hale getirilmişken ve askerimizin morale ve manevi desteğe ihtiyacı olduğunu bal gibi biliniyorken nedir bu ‘batsın bu dünya’ ucuzculuğunuz?

Nedir bu Devlet Bahçeli kadar vatansever olamamanın çaresizliğiyle yıllar yılı bir türlü kurtulamadığınız kifayetsiz muhteris tavırlarınız?

Hiç sırası mı?

Savaşın ve barışın ayrı ayrı halet-i ruhiyeleri vardır lütfen anlayın artık bunu!

Bir dünyadan gelen destek mesajlarına bakın, bir de sizin attığınız çocukça sosyal medya paylaşımlarına bakın.

Ayıptır ama!

İnsan bazen düşünmüyor değil; şu ismi ‘Zeytin Dalı’ yerine ‘Kızılcık Sopası’ mı yapsaydık diye…