Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz orman yangınlarıyla alakalı Diriliş Postası’na konuştu.
Mürvet KARA / Muhabir
Son yıllarda özellikle yaz aylarında Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri de orman yangınları. Bursa, Muğla ve Antalya’da çıkan orman yangınları ile geçtiğimiz yaz geride bıraktığımız orman yangınları konusu tekrar gündeme geldi. Nitekim orman yangınları yalnızca doğal çevrenin değil aynı zamanda insanların da güvenliğini tehdit eder vaziyette. Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz konuya ilişkin sorularımıza yanıt verdi. Doğal nedenlerle çıkan yangınlardan ziyade insan faktörü ile çıkan yangınların çok daha fazla olduğunu vurgulayan Türkyılmaz, çıkan yangınların %90’ının insan kaynaklı yangınlardan oluştuğunu ifade etti.
Son yıllarda gündemi oldukça meşgul eden orman yangınları hakkında açıklamalarda bulunan Türkyılmaz, orman yangınlarının çıkış nedenlerinden; insan faktörü ve doğal faktörlere bakıldığında insan faktörlü orman yangınlarının sayıca fazla olduğuna dikkat çekerek:“Türkiye'de yangınsız bir dönem yaşamayı arzu ediyorum.
Ama Yangınlar hayatın bir realitesi haline dönüşmüş durumda.O nedenle çıkan yangınlara en kısa zamanda müdahale edilerek en az alanın zarar gördüğü ve yangınların en kısa zamanda kontrol edildiği bir dönemi görmeyi planlamalıyız.Meslek camiası olarak ana talebimiz ve stratejimiz budur. Sorunuzda ifade ettiğiniz hususa gelecek olursak dünya istatistikleri de bunu göstermektedir, çıkan yangınların yüz birim üzerinden bakıldığında %90'ı insan faktörlü çıkmaktadır. %10’u doğal afetler ve vakalardan oluşmaktadır. %90’ü insan etkenli çıkmaktadır.
Orman Genel Müdürlüğümüzün istatistiklerini 1997’den bugüne kadar her yıl yayınlıyor. Bu sayılara baktığımızda son 10 yılda yangın sayısında çok ciddi bir artış yaşanmış durumda. Bu aynı zamanda küresel ısınma ve iklim değişikliğinde dünyayı saran etkisini ülke olarak biz de yaşıyoruz. 1997 yılı ila 2011 yılları arasında 15 yıl boyunca senede ortalama 2.000 orman yangını yaşanmışken 2012-2022 yılları arasında bu ortalama 2.665'e çıkıyor yangınların nedenleri incelendiğinde insan faktörünü en önemli faktör olduğu öne çıkmakta. Son yıllarda nedeni bilinmeyen yangınlar daha sık gözükmekte yani insan faktörü içerisinde kasıtlı şekilde olan yangınlar fiilen faili belli olan yangınlar olmakla beraber nedeni bilinmeyen yangınlar öne çıkmakta. Kayıtlı yangınlar içerisinde baktığımızda nedeni bilinmeyen yangınlar nedeni bilinen yangınlarla kıyaslandığında çıkan yangınların sayısının nedeni bilinmeyen yangınlar kısmında artış olduğunu göstermekte. 1997 yılı ila 2016 yılları arasında yangınların %66'sı ihmal veya kasıttan %10'u da yıldırım gibi doğal afetlerden %29'u ise bilinmeyen nedenlerden kaynaklanıyor.
2017'den günümüze insan kaynaklı yangınların oranı %38'e düşerken nedeni bilinmeyen yangınlar ise %49'a yükselmiş durumda. Nedeni bilinmeyen yangınların son yıllardaki artışı insan faktörlü olanlar başlığından konuştuğumuzda artışı söz konusu. Bu veriler devletimizin Orman Genel Müdürümüzünkayıtları altında bulunmaktadır” dedi.
Yangına Yalnızca “Ateş Savaşçıları” Müdahale Etsin
Yangınlarla alakalı yapılan çalışmalara değinen Hasan Türkyılmaz: “Tabii ki ana hedef yangının çıkmamasıdır. Bu küresel ısınma ve iklim değişikliği, Akdeniz İklim kuşağında bir ülke olmamız, insan faktörü, ihmal, kasıtlı terör faaliyetleri arka arkaya yazdığımızda yangının hiç çıkmaması şıkkı neredeyse imkansız. Yani orman yangını hayatın bir gerçeği/realitesi haline geldi. O zaman bunun en az çıkması ve mümkünse en az alanda kontrol edilmesi ve en erken zamanda söndürülmesi ana gündem ve hedef haline dönüşüyor.
Bununla alakalı birinci en önemli öneri paketi şudur; öncelikle ülkemiz insanının rekreasyon ihtiyacını gidermek, piknik ve mesire alanı ihtiyaçlarını karşılamak adına devletimiz, Orman Genel Müdürlüğümüz yönetiminde konaklamalı ve konaklamasız orman parkları, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yönetiminde tabiat parkları ve milli park alanları oluşturmuştur. Bunlar hem ateşli piknik hem de ateşsiz piknik yapılabilecek alanlar olarak planlanmıştır. Bu alanlarda bu ihtiyaçlarını gidersinler birinci tavsiyemiz bu. İkincisi bu alanlara gittiklerinde nasıl ki ilk gittikleri anda ortada hiçbir ateş söz konusu değilse o piknik alandan ayrılırken de ateşleri söndürerek ilk gittikleri hale dönüştürmeleri gerekiyor. Devletin bu belirlediği alanlar dışında hiçbir yere piknik yapmaya gitmesinler yani şurada yol kenarında var, çoluk çocuğumla arabasını durdurup dinlenirken de bir piknik yapayım hemen bir ateş yakıp ızgara yapayım demesinler. Bunu yapmasınlar, bunun için devlet ihtiyaçları belirlemiş ve yerler oluşturmuş o yerlerde bu ihtiyacını gidersinler” ifadelerini kullandı.
Seyahat halindeyken kesinlikle araçların camlarından sigara izmariti ya da cam gibi yanıcı, tutucu, ışığı yansıtıcı ve ateşe dönüştürücü materyallerin dışarı atılmaması gerektiğini belirten Türkyılmaz: “Zaten bunun normali temizlik gereği,topluma saygı gereği, insanın kendisine saygısı gereği yapmaması gerekiyor. Bununla beraber yangına aracı olmamak için atmamaları gerekiyor. Bu iki ana faktöre riayet ederlerse çok önemli mesafe kat edeceğiz.
Bir diğer madde ise millet olarak fedakarlığı ve yardımı severiz bu nedenle bir yerde bir yangının başladığını görünce hemen elimizdeki su şişeleriyle beraber veya alet edevatla oraya yardıma koşmaya gideriz bunu da asla yapmasınlar. Niçin çünkü eğitim almamış insanlarımızın yangın mahalline gitmesi yangının söndürülmesine fayda sağlamadığı gibi asıl mücadele eden Ateş Savaşçılarımız, bu insanların can güvenliğini sağlamak için asıl işini yapamamaktadır” şeklinde konuştu.
Elektrik hatlarının yangınların çıkmasında etkili olduğunu söyleyen Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz; “Tabii ki elektrik olmadan bir hayat düşünemeyiz ancak dikkatli olunmadığı takdirde istenmeyen olaylara sebebiyet verebiliyor. Elektrik yangınlarının kök nedenlerine inildiğinde elektrik kaynaklı yangınların önemli bir yer kapladığı görülmektedir. Özellikle elektrik iletim hatları bunun en önemli faktörlerinden biridir. İlgili standartlara uyulmadığı takdirde kontrollerin sağlanmadığı tasarımların uygun bir şekilde yapılmadığı yönetmeliklere uyulmadığı, görevlilerin görevini doğru yapmadığı sürece yangın riskleri çok yükselmektedir.Elektrik hatları sebebiyle çıkan yangınlarda 2330 hektar alan hasar görmüştür. Bu nedenle eğer gerekli tedbirler alınmaz ise elektrik hatları da ormanlarımızı kaybetme nedenlerimizden biri olarak sayılmaya devam edecek” dedi.
Orman Yangınları Kültüre ve Turizme Olumsuz Etki Ediyor
Orman yangınlarının ormanlık alanlardaki habitatın yanında aynı zamanda insanın hayatını tehlikeye attığına işaret eden Türkyılmaz; “Yangınlar aynı zamanda hava kirliliğine yol açıyor ve turizmi olumsuz etkilemesinin yanı sıra kültürel mirasın da yok olmasına sebep oluyor. Yani orman yangınları hem kültürel hem de turistik açıdan da ciddi bir zarara sebep olmakta. Ormanlarda yaşayan canlıların yaşam alanları yok ediliyor canlı ve cansız örtünün yok olmasıyla erozyon sel taşkın ve hava kirliliği gibi doğal afetlerin sayısında ve hızında artma görülüyor. İklim sisteminde sıcaklık rüzgar nem ve yağışa doğrudan etki ederek bozulmalar görülüyor yabanhayatı ve su kaynaklarının olumsuz etkilenmesi söz konusu oluyor. Asıl altını çizmek istediğim konu şudur; bir yangın yandığında toplumsal olarak biz konuyu sadece ağaç yanıyor ne var burada canım şeklinde algılamayalım. Bugüne kadar bizim orman teşkilatımızda yangınla mücadelede 140 insanımız öldü. İkincisi binlerce belki milyonlarca canlı öldü ve ondan sonra da bizim yaşam kaynağımız olan oksijenin ana deposu yok edilerek yaşamsal ihtiyacımız ekosisteme aslında zarar verildi. Ormanın yok olması demek insanın yaşamının olmazsa olmazı olan oksijenin ana deposu yok ediliyor demek. O açıdan baktığımızda sadece ormanlarla sınırlı kalmayıp tüm yaşamımızı saran bir yapıyla karşı karşıya olduğumuzun farkında olmamız lazım. Orman yangınları çok ciddi etkiler yapıyor burada dikkatli olmakta fayda var diyorum” cümlelerini kullandı.
Orman yangını çıkarma suçlarının 6831 sayılı orman kanununun 110. maddesinde düzenlendiğine dikkati çeken Türkyılmaz: “Kanuna göre taksirle veya kasten işlenebilen orman yangınına neden olma suçları bu kanun uyarınca cezalandırılıyor. Türkiye'nin son gündemi olan anız yangınları da bu kapsamda. Anız yangınları malum Diyarbakır Mardin sınırında çıkan anız yangınlarında 15 insanımız hayatını kaybetti. Orman kanununda yazılan cezalara rağmen hala insan kaynaklı yangınlar niçin %90 oranında devam ediyor? Bunun tabii en büyük kısmı ihmal ve dikkatsizlikten oluşuyor. Bir kısmı da son yıllarda terör örgütü PKK'nın gerek dağ yapılmasında gerekse de şehir yapılanmasında devletimizin Milli İstihbarat Teşkilatı,Türk Silahlı kuvvetlerimiz ve emniyet teşkilatımız tarafından yapılan çalışmalarıyla hareket edemez duruma gelinmesi sebebiyle provakatif faaliyetleri söz konusu olmaya başladı.Terör örgütü mensupları zaten vatan haini, ülke düşmanı az önce söylediğim maddeleri adam umursamıyor ki. Zaten ülkeye kast etmek istiyor. Terörize etmek istediği için ve huzursuzluk vermek istediği için bunu yapıyor. Dolayısıyla son yıllarda ve son aylarda çıkan anız yangınlarının birçoğunda bu dediğimiz suistimaller söz konusu oldu. Orman yangınlarının bu kadar cezai müeyyideleri olmasına rağmen hala devam ediyor olmasının sebeplerini de bu şekilde özetlemiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Bir Metrekare Yer Yoktur ki Yandıktan Sonra Turizme Açılsın
Yangın çıkan ormanlık alanlarda daha sonradan otel inşa edildiğine dair geçtiğimiz yıllarda ileri sürülen iddiaların asılsız olduğunu vurgulayan Türkyılmaz; “Bunu söyleyen insanlar vatanına be canı pahasına ormanları koruyan ormancılık çalışanlarına ihanet eden yalancılardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasanın 169. maddesi ile orman yangınından zarar gören orman alanını ormanlaştırma maksadı dışında kullanamaz. Bugün dünyanın en güçlü devleti olan Amerika Birleşik Devletleri'nde böyle bir kanun yokken Türkiye Cumhuriyeti bunu anayasasına koymuş. Bir de işin ilginci Türkiye’nin iktidarı da muhalefeti de anayasanın bu hükmünü sahiplenmiştir. Orman yangın alanlarının peşkeş çekilmesi suçtur. Bir metrekare yer yoktur ki yandıktan sonra turizme açılsın, yandıktan sonra imara açılsın” dedi.
3 Vardiyalı Sisteme Geçilmeli
Türkiye cumhuriyeti devletimiz cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda ormanların sevk ve idaresinden sorumlu orman genel müdürlüğünün hava ve kara filosunun makina ve ekipman ihtiyacını tamamen karşılamış bulunmaktadır.Bu açıdan devlet olarak bir açığımız söz konusu değildir.
Ancak Orman Genel Müdürlüğü’nün insan kaynağına ihtiyacı olduğunu ifade eden Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz; “Bu röportaj vesilesiyle ölenler için rahmet, zarar görenler için geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Ormancılıkla alakalı, yangınlarla mücadele, yangınlara müdahale ve yangın sonrasında alanların rehabilitasyonu ile ilgili Cumhurbaşkanımızın sınırsız desteği söz konusu. Ancak bir eksiğimiz hala devam ediyor. Yangını bütün bu anlattığım teknolojik imkanlar ve makine imkanları söndürmekte fayda vermekle beraber yangını söndüren argüman değildir. Yangını ihbar alan da ihbar eden de, müdahale eden de, söndüren de ve yangın sonrası alanı rehabilite eden de insandır. O nedenle Orman Genel Müdürlüğümüzün bir çıkmazı söz konusu. Yeterli miktarda insan kaynağımız bulunmamaktadır. Herkes bunu deyince sayılara bakıyor ancak şimdi Türkiye'de emniyet teşkilatı ve silahlı kuvvetlerimiz 7 gün 24 saat esasıyla çalışırken 3 vardiya sistemiyle görev yapıyor. Vardiya sistemi ile çalıştırılmayan tek kurum Orman Genel Müdürlüğü’müzdür. Bu insanın fıtratının kaldıracağı bir şey değildir. İnsan kaynağı takviyesine bu nedenle ihtiyaç olmaktadır.Sadece mühendise de değil, hem işçiye hem memura hem de mühendise ihtiyaç vardır.Bunun da çözüme kavuşturulacağına inanıyorum.
Bu şekilde Türkiye'nin orman yangınlarına müdahalede, mücadelede ve sonraki süreçte rehabilitasyon çalışmalarında dünya lideri bir ülke olduğu ortaya çıkmış olacak diyorum” ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.