Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bir dizi ziyarette bulunmak üzere gittiği ABD’de Türkiye’nin New York Baş Konsolosluğu’nda Türk-Amerikan Toplumu temsilcilerin, FETÖ’nün yapısı ve terörist elabaşı Gülen’in iadesine ilişkin bilgiler paylaşırken, Fırat Kalkanı operasyonuna yönelik değerlendirmeler yaptı. Kurtulmuş, FETÖ’nün yapısını ABD’de bulunan David Koresh tarikatına benzetti. İki örgütünde Koresh ile Gülen’in kendilerini mesih gördüğünü ve örgüt militanlarına da akıl almaz vaatlerde bulunduğunu aktararak, şunları söyledi:
Mesiyanik paranoya
“Bu çete yaptıklarının hesabını verecek. Beş gündür burada ne olduğunu anlatıyoruz. Amerikalılara, dostlarınıza, komşularınıza ve arkadaşlarınıza bunların kim olduğunu ve amaçlarını iyi anlatın. Biz de karar verici mercilere bunları anlatmaya çalıştık. Birincisi bu bir ‘religiouscult’ yani sonradan uydurulmuş sapkın bir inanç şeklidir; aynen David Koresh tarikatı gibi… 1992 itibarıyla Koresh ABD’de kendisini Mesih olarak görüyordu. Bu zavallı adam da kendisini Mesih olarak, kainat imamı olarak görüyor. Şu kibre bakar mısınız? Çevresindekiler de bunu öyle görüyor ve masumiyet, ismet sıfatlarını bu kişiye atfediyorlar. İşte ben bunu mesiyanik paranoya olarak tanımlıyorum.”
Fitil fitil getireceğiz
Gülen ve teröristlerinin 15 Temmuz akşamı milletin parasıyla alınmış silahları, millete karşı kullandığını söyleyen Kurtulmuş, örgütün yaptığının bedelini ödeyeceğinin altını çizerek, “Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Sorulması gereken bir hesaptır ve hiç şüpheniz olmasın bu hesap bunlardan sorulacak. Bu canilerin yaptıkları burunlarından fitil fitil getirilecek” diye konuştu.
Gülen’i iade edin
Terörist başı Gülen’in iade sürecine de değinen Kurtulmuş, ABD’nin 241 kişinin katili olan Gülen’in hızlı bir şekilde iade etmemesi gerektiğini dile getirerek, “Amerikan devletini yıkmak isteyen bir adam gelse Türkiye’de 15 sene bir villada otursa ne hissederlerse biz de bu adamın burada oturmasından aynı şeyi hissediyoruz. Darbeden sonra Amerikalı otoritelere 80 koli belge sunulmuştur. Müşterek komisyonlar şeklinde birlikte çalışılacak. Ümit ederiz ki bu adamın iadesiyle ilgili süreç hızlandırılacaktır” şeklinde konuştu.
İşgalci değiliz
Kurtulmuş, DAEŞ ve PKK’ya karşı Türk Ordusu’nun düzenlediği Fırat Kalkanı operasyonunu eleştiren Batı’ya da sert tepki verdi. Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlamak adına hamle yaptığı ifade eden Kurtulmuş, “Türkiye, Suriye’de işgalci bir kuvvet olarak bulunmuyor. Suriye’de en ılımlı muhalif kanat olan Özgür Suriye Ordusu’na destek veriyor ve operasyonu bu şekilde yürütüyor. Operasyondan ABD dahil olmak üzere bütün müttefiklerin haberi var” değerlendirmesini yaptı.
Suriye bölünmeyecek
Türkiye’nin sınır ötesi harekatının tüm uluslararası anlaşmalar ve hukuka uyduğunu vurgulayan Kurtulmuş, operasyonun tehditler bertaraf edilinceye kadar devam edeceğinin sinyalini vererek, “Türkiye’nin hakkıdır. Üç kırmızı çizgimiz var; birincisi Türkiye’nin güney sınırlarını terörist faaliyetlerinden ve saldırılardan korumak. İkincisi o bölgede boydan boya bir PYD koridoru oluşmasını ve böylece Suriye’nin bölünme sürecinin başlatılmasının önüne geçmek, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak” dedi ve sözlerini şöyle sonlandırdı:
Sözünü tut ey ABD
“Biz o bölgede Kürt kardeşlerimizin varlığından asla rahatsız değiliz. Bizim karşı olduğumuz durum, örgütlerin kalkıp da kendi örgütünden başka kimseye hayat hakkı tanımaz duruma gelmesidir. O bölge yalnızca bir örgütün elinde olmasın. Üçüncüsü Amerikalılarla çok önceden anlaştığımız bir konu; Sayın Cumhurbaşkanımızın da Sayın Obama ile telefonda son kez teyit ettiği konudur. Buna göre Menbiç’inDAEŞ’ten temizlenmesinin ardından PYD/YPG güçlerinin Fırat’ın doğusuna geçme mecburiyeti var. Amerikalılardan biz bunu bekliyoruz.”