Bir avuç azgın azınlık, 28 Şubat 1997’den itibaren Türkiye’yi ana akım medya dahil tüm kurum ve kuruluşlarıyla esir alarak yakın tarihin en büyük maddi ve manevi bozgununa uğrattı.
Türkiye, 2002’de bu cendereyi parçalayıp atan milletimizin iradesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde yeni bir uyanış dönemine girdi.
Yeni Türkiye, 18 yıllık zaman zarfında, geçmişin yaralarını sardı, ayakları üzerinde durmayı öğrendi, insanı yaşat ki devlet yaşasın şuuruyla milleti büyük ölçüde refaha kavuşturdu. Yetmedi, elinin uzanabildiği coğrafyalarda mazlumun umudu haline geldi.
Türkiye, şimdi yeni bir diriliş çağının kapısını aralamaya hazırlanıyor.
Türkiye’nin kaderine ortaklık eden Diriliş Postası da 7. yaşına adım attığı bugün itibariyle yeni bir yayın dönemine giriyor.
6 yıl önce imtiyaz sahipleri Mehmet Akosman ve Ali Yıldız beyefendilerin iradesiyle, kurucu Genel Müdür Orhan Pekçetin kardeşim ve Hakan Albayrak ağabeyin öncülüğünde yola çıkan Diriliş Postası, 5 yıl boyunca değerli gönüldaşım Erem Şentürk’ün mihmandarlığında bir mücadele ve düşünce gazetesi olma misyonunu sürdürdü.
Bugünden itibaren kaptanlığını üstlendiğim gazetem adına, Diriliş Postası markasının, saygın, güvenilir, sözüne değer verilen bir gazete olmasına katkıda bulunun herkese teşekkür ediyorum.
Biliyoruz ki, Diriliş Postası’nın misyonu ile Türkiye’nin misyonu arasında sıkı bir bağ var.
Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde adalet ve merhamet eksenli yeni dünya düzeni için kurucu bir misyon üstleniyor.
Diriliş Postası da hitap ettiği gazetecilik alanında özgün ilke ve değerleriyle kurucu bir misyon üstlenmek için, bugünden itibaren daha yüksek sesle meydana çıkmaya hazırlanıyor.
Diriliş Postası olarak İslam coğrafyasının umudu olan Türkiye’nin yoluna çıkacak engellerin kaldırılması ve yaralarının gazetecilik imkan ve şartları çerçevesinde onarılmasına omuz verme sorumluluğu ve bilinciyle yol yürümeye hazırlanıyoruz.
Bu sorumluluk bizi, ufuktan gözlerini ayırmadan gidilecek istikameti, varılacak noktayı işaret etme, yol açma üzerine kurulu bir düşünce gazetesi olma vizyonuyla hareket etmekten asla alıkoymayacak.
Biliyoruz ki, medyanın bugün geldiği noktada, dün olup bitenin tarihe kayıt düşme ihtiyacı dışında gazeteye basılmasının anlamsızlığının farkında olarak gazetecilik yapmak mecburiyetindeyiz.
Elbette, hızlı, doğru, anlaşılır ve tüketim alışkanlıklarının farkında olan habercilik için çağın gerektirdiği yeni medya araçlarını sonuna kadar kullanma iradesinden da asla taviz vermeyeceğiz.
Milyon dolarlık yatırım yapılmış bir kontrol kalemi fabrikasından çıkan ürün, bize, dokunduğu yüzeyde elektrik akımı olup olmadığını söyleyemiyorsa, o fabrikada kaç kişi çalıştığının ve fabrikanın manevi motivasyonunun hiçbir öneminin kalmayacağı gibi, haber üretmeyen bir gazetecilik anlayışının da kalıcı olamayacağının şuurundayız.
Bu bilinç ve vizyonla söylüyoruz ki, Diriliş Postası bir gazetedir, işimiz de haber üretmektir.
Ve bir haberi haber kılacak olan milletin duyan kulağı, gören gözü, söyleyen dili olmasıdır.
Allah nasip ederse, Diriliş Postası olarak yakın bir tarihte, ifade ettiğim misyon ve vizyonumuza uygun olarak öncülük edeceğimiz büyük bir projemizi de kamuoyuna ilan edeceğiz.
Bir başlangıç ve besmele niyetine bugünden itibaren Diriliş Postası, logo altında, Türkiye’nin Diriliş’i sloganıyla çıkacak.
Ez cümle, bu sloganın kuşattığı tüm anlamları kendimize misyon ve vizyon olarak tayin ettik. Allah, yâr ve yardımcımız olsun.