Muhammed Şimşek / Diriliş Postası

En başta Batı’dan gelen bütün baskılara rağmen Türkiye’nin kararlılıkla Rusya’dan satın alacağını söylediği S-400’ler ile ilgili anlaşmada gelinen noktayı aktaralım. İki ülke nihai anlaşma için Kurban Bayramı’ndan önce el sıkıştı ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) ile Rus devlet ihracat şirketi Rosoboronexport arasında imzalar atıldı.

Mutabakata göre Rusya’dan S-400 füze bataryası hazır alımı 1+1 modeliyle gerçekleşecek. Bu kapsamda Türkiye 1’er adet batarya ve füze alım garantisi verdi.

İlk sevkiyat ne zaman?

Türkiye’nin uzun menzilli hava savunma sistemi ihtiyacını karşılayacak anlaşma gereği öncelikle ilk yeni nesil S-400 füze bataryasının Türkiye’ye sevkiyatı 2018 yılında yapılacak. Bu süre zarfında ikinci füze bataryası kesin alım görüşmeleri yürütülecek ve vakti zamanı geldiğinde aynı şekilde alım garantisi kapsamında ayrıca tedarik edilecek.

Bütçesi ne kadar?

Projenin bütçesi hakkında henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak 2,5 milyar doları bulması beklenen bütçe ile ilgili net rakamı Savunma Sanayii İcra Komitesi kararıyla açıklanacak. Komitenin önümüzdeki günlerde toplanması bekleniyor.

Batı neden rahatsız?

Türkiye bugüne kadar füze savunma sistemlerini ABD’den satın alıyordu. Haliyle kendi ürettiği sistemlere Türkiye’nin sırtını dönmesi ABD’yi hem askeri hem ekonomik hem de siyasi açıdan rahatsız etti. Daha ilk günden bu anlaşmadan endişe duyduklarını açıklayan ABD, buradan milyonlarca dolar kazanmanın peşinde olmakla birlikte Türkiye gibi stratejik konumdaki bir ülkede kendi ürettiği ve en ince detayına kadar teknolojisine hâkim olduğu sistemlerin kullanılmasını istiyordu.

Tüm bu hesaplar suya düştüğü gibi Türkiye’de NATO’nun hava savunma sistemine alternatif bir sistem kurulmaya başlandı. Üstelik önümüzdeki dönemde Türkiye’nin tamamen yerli ve milli hava savunma sistemi üretme hedefinin de önü açılmış oldu.

Bu arada mesele her ne kadar askeri ve ekonomik görünse dahi Türkiye’nin Rusya’yı tercih etmesinin siyasi bir anlamı da var. Son dönemde Rusya ile ilişkilerine derinlik kazandıran Türkiye, kendisine sırt dönüldüğü takdirde yönünü çevireceği bir başka taraf olduğunu da hatırlatmış oluyor. Uluslararası ilişkilerde kendine alternatif oluşturan ve teknoloji transferleriyle gittikçe kendi ayakları üzerinde duran birTürkiye algısı inşa ediliyor.

Hal böyleyken Türkiye’nin her alanda gittikçe bağımsızlaşmasına eklenen bu dev adımın başta ABD olmak üzere Batı’nın diğer büyük parçası Avrupa’da hazımsızlığa yol açması gayet normal. Neyse ki Türkiye artık bu türden hazımsızlıklara kulak asmadan yoluna devam edebiliyor.

Burada bir şeyin altını çizmek gerekiyor. Hemen yanı başımızda Rusya’dan aldığı S-300 füze hava savunma sistemini kullanan Yunanistan’a ses çıkarmayan Batılı ülkeler, bir ikiyüzlülük örneği daha göstererek Türkiye’nin Rusya’dan füze satın almasını eleştiriyor. Buradan anlaşılan o ki eleştirilerin arka yüzünde yıllardır Türkiye’nin üzerine ördükleri ağların bir bir çözülüyor olması var.

Türkiye neden S-400’leri satın alıyor?

Uzun bir zamandır kendisine ait bir hava savunma sistemi kurmak isteyen Türkiye, çeşitli girişimlerde bulundu.

Uzun menzilli füze savunma sistemi satın almak için ilk ihaleyi 2015’te açtı ve ihaleyi 3,4 milyar dolar ile Çinli bir şirket kazandı. Dahası şirket eş zamanlı olarak teknoloji transfer etmeyi de kabul etti.

Fakat ihale daha sonra iptal edildi. O dönem ABD ve NATO tıpkı şimdi olduğu gibi bu anlaşmaya da tepki göstermişti.

İptal edilen ihalenin ardından Türkiye bu kez farklı ülkelerle füze savunma sistemi için görüşmeler yapmaya başladı. Bu görüşmeler sırasında ABD savunma şirketi Lockheed Martin ve Avrupa füze ortak girişim grubu MBDA tarafından geliştirilen Orta Menzilli Hava Savunma Sistemi (MEADS) satın alınması da gündeme geldi.

Tarihler 2016’nın Kasım ayına geldiğinde Rusya ile S-400 için görüşmeler yapıldığı açıklandı.

Nisan 2017’de ise Savunma eski Bakanı Fikri Işık konuyla ilgili açıklamasında, Türkiye’nin “acilen” hava savunma sistemine ihtiyacı olduğunu ve NATO üyesi olarak öncelikle ittifak içerisinde bu ihtiyacını gidermeye çalıştığını ancak bunun mümkün olmaması üzerine farklı arayışlara gidildiğini söyledi.

Neticede teknoloji transferini önceleyen Türkiye’ye başta ABD olmak üzere NATO üyesi ülkelerden mali açıdan da etkili bir teklif gelmediği açıklandı.

Bu ortamda Türkiye’nin teknoloji transferi de dahil olmak üzere belli şartlarını kabul eden Rusya ile el sıkışıldı. Rusya’dan S-400’leri satın alacak olan Türkiye buna ek olarak kendi füze savunma sistemini geliştirme planını da devreye sokmuş olacak. Türkiye’nin Çin ile olan anlaşmayı iptal etmesine sevinen ABD bu kez dört gözle elini ovuşturarak Rusya ile yapılan anlaşmanın iptal edilmesini bekliyor.

ABD’ye güven azaldı

Kendi hava savunma sistemlerinin tercih edilmesini isteyen ABD’nin son dönemdeki terör yaklaşımı Türkiye’de bir güven kaybına yol açtı. Zira bazı dış basına yansıyan yorumlarda da olduğu gibi Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD ve benzeri terör guruplara alenen silah yardımı yapan ABD’ye Türkiye’nin güveni minimuma indi. Türkiye başından beri bölgedeki terörü körükleyecek bu adımlara son verilmesi çağrısı yaptı.

Buna rağmen Suriye’nin kuzeyine son dönemde ABD’den 1.500 TIR dolusu silah sevkiyatı gerçekleşti.

Ayrıca 15 Temmuz işgal girişimini gerçekleştiren FETÖ ile mücadelesini görmezden gelmesi ilişkilerdeki güven bunalımını daha derinleştirdi. Üstüne üstlük abartılı bir yorum gibi gelse de S-400 anlaşmasında sona yaklaşıldığı bir dönemde ABD’deki Reza Zarrab meselesinde eski Bakan Zafer Çağlayan hakkında yakalama emri çıkartılması Türkiye’ye verilen bir gözdağı gibi görünüyor.

S-400 Füze Sisteminin Künyesi:

Üreticisi: Almaz-Antey silah şirketi

Konuşlandığı Yerler: Moskova, Suriye, Kaliningrad, Kırım

Kullanılmaya Başlanma Tarihi: 2007

Menzil: 400 kilometre

Hız: Saniyede 4,8 km

Azami Hedef İrtifası: 30 km

Eşzamanlı Takip: 80 hedef

Hedef Türü: Uçak, seyir füzesi, orta menzilli füzeler, İHA ve diğer havadan izleme sistemleri

Editör: TE Bilisim