Başbakan Binali Yıldırım, Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığını ziyaret ederek, şehit aileleri, gazi yakınları ve askerlerle iftarda bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada terör örgütlerinin, kuruldukları günden bu yana en ağır yenilgilerle tarumar olduklarını belirterek, “Bu, bir başlangıç, bu ve gelecekteki dönem, teröre karşı müdafaanın değil, doğrudan taarruzun devam edeceği ve her bir terör unsurunun yok edilinceye kadar amansız bir şekilde mücadelenin süreceği bir dönem olacak. Terör denen baş belası neredeyse, orada yok edilecek.” ifadelerini kullandı.
Peygamberlerden sonra en yüksek mertebeye ulaşarak, şehit olan kahramanları rahmetle yad eden Yıldırım, “Şehitlerimizden geri durmayarak, yiğitlikleriyle bu milletin göğsünü kabartan yürekli gazilerimizi kucaklıyor, onlara hayırlı, güzel ömürler diliyorum.” diye konuştu.
Bu kardeşlik topraklarını kaosa çekmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz
Bu mübarek ramazan gününü 8. Ana Jet Üs Komutanlığında ve 7. Kolordu Komutanlığı mensupları ile şehit yakınları, gaziler ve askerlerle geçirdiğini anlatan Yıldırım, “Bu bereket sofrası Mezopotamya ve Anadolu’nun binlerce yıllık kardeşliğinin simgesidir. Diyarbakır bu kardeşliğin baş şehridir. Malum olduğu üzere son 40 yıldır bu kardeşlik topraklarını kirli hesaplarla kan, kaos, kavganın içine çekmeye çalışanlar var. Bunlara dün de izin vermedik, bugün de asla izin vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır’ın yalnızca çevresindeki illerden ve coğrafi yapılardan oluşmadığını kaydeden Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diyarbakır’ın bir yanı Edirne’dir, bir yanı Adana, bir yanında Toroslar, bir yanında Ilgaz. Bir yanı Meriç, bir yanı Sakarya’dır. Diyarbakır, Türkiye’nin binlerce yıl önce burada yaşayan insanların mührünü vurduğu birliğin, kardeşliğin şehridir. Burada görev yapan tüm subaylar, astsubaylar, er, erbaş bu tarihi misyona uygun şekilde çalışmakta ve memlekette huzur ve güven sağlamaktadır. Allah hepinizden razı olsun. Sizler burada Anafartalar’da, Sakarya’da, Çanakkale’de, Büyük Taarruz’da omuz omuza savaşan Türk-Kürt kardeşliğini korumak için bulunuyorsunuz. Sizler bu tarihi paydaşlığı yok etmek isteyenlere karşı muazzam bir mücadele veriyorsunuz. Memleketin, bölgenin önüne çukurlar kazanların, birlik, beraberlik duygularının önüne barikat kuranların karanlık emellerinin gerçekleşmesine asla izin vermiyorsunuz. Bu millet size güveniyor, şehitlerimiz size selamlıyor, ben de milletim adına sizleri tebrik ediyorum.”
“Bu hainler, bu engerekler…”
Diyarbakırlı Şair Ahmet Arif’in “Adiloş Bebe’nin Ninnisi” adlı şiirinin bir bölümünü okuyan Yıldırım, “Aziz milletimizin aşı da ekmeği de bağımsızlığı da egemenliğidir. Bu hainler, bu engerekler 15 Temmuz gecesi geleceğimize göz koyanlar da bunlardır. Üstlerine geçirdikleri asker elbisesiyle bir işgal girişiminde bulundular. Milletin çelik iradesi ve üzerindeki üniformayı şerefle taşıyan siz Mehmetçikler, değerli askerlerimiz dik duruşunuzla bunlara geçit vermediniz. Tarihe bu necip milletin bir zaferini daha not ettiniz. Bu olay bize bir kez daha gösterdi ki biz önce çok güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Milleti güçlü olanın devleti de güçlü olur, ordusu da güçlüdür. Bu güç ise toplumun bütün renklerinin, bütün seslerinin birbiriyle kaynaşmasıyla meydana gelir. Hoşgörü, sevgi, adalet ve saygı iklimi bu kardeşliğin filizlendiği yer olacak. Biz bu inançla bu atmosferi tesis etmeye, bu alanda bölge halkıyla omuz omuza yürümeye devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Mutlaka bu belayı defedeceğiz”
21. yüzyılın ilk çeyreğinde romantik siyasi düşler kuranların, gerçekçi düşünen küresel güçlerin elinde birer terör maşasına dönüştürüldüğünü vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Bölücü terör örgütü PKK ve onun türevleri, bu konunun en bariz örneğidir. Bu hain terör örgütü Türkiye’de kanlı bir oyun sergilemeye çalışıyor, çocukları ailelerinden, gençleri hayattan koparıyor. Yaptıkları, yapmaya çalıştıkları asimetrik terör saldırısıyla 81 milyon vatandaşımızın huzurunu kardeşliğini hedef alıyorlar. Hükümet olarak, biz adı ne olursa olsun ister DAEŞ ister YPG, PKK, DHKP-C, FETÖ topraklarımız içinde hepsine en sert karşılığı verdik, vermeye devam edeceğiz. Terör örgütleri kuruldukları günden bu yana, bu yıl, bu günlerde en ağır yenilgilerle tarumar oluyorlar. Bu, bir başlangıç, bu ve gelecekteki dönem, teröre karşı müdafaanın değil doğrudan taarruzun devam edeceği ve her bir terör unsurunun yok edilinceye kadar amansız bir şekilde mücadelenin süreceği bir dönem olacak. Terör denen baş belası neredeyse, orada yok edilecek.”
“İster Kandil’de olsun ister güneyde ister kuzeyde olsun, ister büyük şehirlerimizde isterse dünyanın bir başka bölgesinde olsun. Terör neredeyse güçlü milletten alınan iradeyle güçlü devlet ve güçlü güvenlik yapımızla bu topraklardan mutlaka bu belayı defedeceğiz.” diyen Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir şehit annesinin yüreğindeki yangının, bir gazi yakınının gözyaşının hesabını mutlaka soracağız. Terör örgütüne destek olmak için 6-7 Ekim’de kaos çağrısı yapanlar, bugün hukuk, adalet karşısında hesabını veriyor. Bunların gözü o kadar dönmüştü ki o gün 16 yaşındaki gencecik lise öğrencisi Yasin Börü’yü katlettiler. Yasin Börü o sıralarda ne yapıyordu, yoksul insanlara kurban eti dağıtıyor, bu toprakların yüzlerce yıllık dayanışma ve paylaşma geleneğine hizmet ediyordu. O gün evlatlarımızın canına kıyan hainler, bu dayanışma ve yardımlaşma ruhunu hedef aldılar ancak başaramadılar, asla başaramayacaklar.”
“Terör örgütü, dağa çıkaracak insan bulmakta zorlanıyor”
Başbakan Yıldırım, “Son günlerde terör örgütünün kendi aralarındaki konuşmalarından da anlıyoruz ki örgüt artık kandıracak, dağa çıkaracak insan kaynağı bulmakta zorlanıyor. Aynı telsiz konuşmaları ve yapılan istihbarat çalışmaları örgüte katılımın son bir yılda neredeyse sıfıra yaklaştığını gösteriyor. Bu çok önemli bir gelişmedir.” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadele konusundaki dirayetli duruşun, sonuçlarını vermeye başladığına işaret eden Yıldırım, gelinen noktayı sayısal verilerle aktardı.
Yıldırım, şöyle devam etti:
“Son 9 ayda terörle mücadelede bin 68 terörist etkisiz getirilmiştir. Onlarca terörist yaralı, 369 terörist de yakalanmıştır. 289 terörist ise kendi rızalarıyla güvenlik güçlerimize teslim olmuştur. Yine bu sürede 360 terör saldırısı başarılı bir çalışmayla engellenmiştir. Terör örgütü PKK’nın barınakları başlarına yıkılmıştır.”
Teröristlerin, kendi akıllarınca geniş, rahat, uzun yıllar yaşayacakları alanlar oluşturduğunu söyleyen Yıldırım, yine aynı süreçte terör örgütüne ait 256 barınağın asker, polis, jandarma ve güvenlik korucularının başarılı operasyonlarıyla yerle bir edildiğine dikkati çekti.
Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz günlerde Kato Dağı’nda 107 sığınak tespit edilmiş ve buralar başarılı operasyonlarla yok edilmiştir. Lice’de, İkiyaka’da, Kato ve diğer birçok stratejik bölgede terörle mücadelemiz hız kesmeden sürüyor. Tek bir şehidimizin aziz hatırasını incitmeden bu mukaddes mücadele devam edecektir. Bu konudaki azmimizi, kararlılığımızı bir kez daha buradan, Diyarbakır’dan ifade etmek istiyorum. Artık çukur kazma, barikat kurma, esnafı tehdit etme, şantaj yapma ve kepenk indirme operasyonları bitmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, bu kahraman millete, aramızdaki kardeşlik bağlarına kastedenler hak ettikleri cevabı almıştır, almaya devam edecek.”
Fırat Kalkanı Harekatı
“Türkiye’nin terörle mücadelesini ‘teröre destek veriyormuşuz’ gibi gösterenler oldu, en aşağılık, en alçak iftiraları atmaktan geri durmadılar.” diyen Yıldırım, dünyada terör örgütü DAEŞ’e karşı Fırat Kalkanı Harekatı ile en etkin şekilde mücadele yürüten ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.
Yıldırım, Türkiye’nin 3 aylık süre içinde 3 bine yakın DAEŞ terör örgütü mensubunu etkisiz hale getirdiğini bildirerek, “Bu devletin itibarını, bu milletin izzetini ayaklar altına almak isteyenlere hak ettikleri cevap verilmiştir. Bundan sonra terör örgütlerine öyle veya böyle destek vermeye çalışanlar da hak ettikleri cevabı alacaklardır. Bugün hangi gelişmiş ülkede, hangi basın mensubu, hangi gazete El Kaide’yi, DAEŞ’i övebilir, devleti ayaklar altına alan manşetler çıkarabilir? Bugün bizi eleştirenleri Fransa’daki OHAL’i görmezden gelenleri söylüyorum. Fransa’da herhangi bir gazetede ‘devletin DAEŞ’e yardım ettiği’ yalanını söyleyin, bakın başınıza neler geliyor.” değerlendirmesini yaptı.
“Türkiye’ye diz çöktüreceklerini sanıyorlar”
Birilerinin Türkiye’nin son 15 yılını anlamamakta ısrar ettiğini vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Terör tehdidiyle gazete manşetleriyle ekonomik kriz söylentileriyle Türkiye’ye diz çöktüreceklerini sanıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’ne bu iftiraları atanlar, yüzümüze kara çalmaya çalışanlar için Ankara’dan, İstanbul’dan atılan her adım kaosa, kargaşaya, darbeye çanak tutmaktır. Bunun başka izahı yoktur. İnsanlarımız günü geldiğinde demokrasi içinde tabii ki kendilerini ifade edecektir ancak Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde olması gereken hukuka saygıdır, yargının kararlarını kabul etmektir.”
Yıldırım, 15 Temmuz’da devlet ve milletin el ele, gönül gönüle darbecilere meydanları, havalimanlarını, sokakları dar ettiğini hatırlattı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerindeki yatırımlara ve kalkınma hamlesine de değinen Yıldırım, şöyle konuştu:
“Diyarbakır’da bölge insanının geleceğini karartmak isteyenlere karşı buradaki bütün vatandaşlarımızla omuz omuza, beraber olduk. İşte Diyarbakır, yeni belediyesiyle yeni çehresiyle insanı ve hizmeti odak alan yöneticileriyle modern altyapıya, nitelikli üstyapıya ve yeni yeni yatırımlara şahit oluyor. Sadece Diyarbakır değil 23 ilimizi kapsayan cazibe merkezleri programlarımıza Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimizi bölgesel bir kalkınma hamlesine hazırlıyoruz. Birileri kan ve gözyaşı siyaseti pazarlarken biz hükümet olarak gençlerimize, insanlarımıza aş ve iş temin etmek için gece gündüz çalışıp, on binlerce kişiye geçim kaynağı, yatırımcıya, girişimciye teşvik için kolları sıvadık. Diyarbakırlı gençlerimizin eline molotofkokteyli, el yapımı patlayıcılar verenlerle mücadele ediyor, o yavrularımızın kollarına bir altın bilezik takmanın gayretini gösteriyoruz. Artık gençlerimiz istedikleri alanda mesleki eğitimlerini tamamlayıp meslek sahibi olsun hem kendi gelecekleri hem de ülkenin geleceği için güzel çalışmalar yapsın istiyoruz.”
“Nöbetinizi namusunuz, görevinizi şerefiniz bildiniz”
Artık esnafın zorla kepenkleri kapattırılan bir korku şehrinde yaşamayacağını belirten Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
“Enerjimizi gençlerimizin geleceği, ailelerimizin huzuru, vatandaşımızın güvenliği için sarf ediyoruz. Bu gayretimizde bize paydaş olan bütün güvenlik güçlerimiz, polisimiz, jandarmamız, subayımız, astsubayımız, erbaş ve erlerimiz, korucumuz, bütün güvenlik güçlerimize milletim adına teşekkür ediyorum. Sizler vatanın hangi sathında olursa olsun nöbetinizi namusunuz, görevinizi şerefiniz bildiniz ve bu bilinçle bu aziz toprakları koruyorsunuz. Allah hepinizden razı olsun.”
Programda, Diyarbakır’ın Dürümlü mezrasında geçen yıl mayıs ayında PKK’lı teröristlerin 15 ton patlayıcı yüklü kamyonu infilak ettirmesi sonucu yaşamını yitirenlerin ailelerinin de yer aldığı öğrenildi.