"Şehirlerin anası olan Mekke ile onun çevresindekileri uyarman ve geleceğinde şüphe bulunmayantoplanma gününden sakındırman için, sana böylece Arapça bir Kur’an vahyettik. O gün insanların bir kısmı cennette, bir kısmı da çılgın alevlerin içindedir." (Şura, 42/7)

  Kur’an’ın Arapça olduğunu vurgulayarak onun başka dillerdeki tercüme, meal ve tefsirlerinin Kur’an yerine geçmeyeceğini bildiren birçok ayetten biri de bu ayettir. 

  Kur’an-ı Kerim’in niçin Arapça indirildiği ve onun başka dillerdeki tercümesinin Kur’an yerine geçemeyeceğini ifade eden birkaç ayetin mealini burada nakledelim: 

  "Biz onu, anlayasınız diye Arapça bir kitap olarak indirdik." (Yusuf, 12/2)

  "Biz her peygamberi, kendi toplumlarına gerçeği iyice anlatmaları için o toplumun diliylegönderdik..." (İbrahim, 14/4)

  "İşte Biz bu kitabı Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar ve bu Kur’an onlar için bir öğüt, bir ibret ortaya koysun diye onda tehditlerimizi çeşitli üsluplarla açıkladık." (Taha, 20/113)

  "Bu, bilen bir toplum için Arapça bir Kur’an olarak ayetleri genişçe açıklanmış bir kitaptır." (Fussilet,41/3)

  "Biz o Kur’an’ı yabancı bir dilde indirseydik mutlaka: ‘Ayetleri açıklansaydı ya! Araplara yabancı dilde kitap olur mu?’ diyeceklerdi. De ki: İman edenler için o bir hidayet ve bir şifadır. İman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır; Kur’an kendilerine kapalıdır. Sanki onlara uzak bir yerden sesleniliyor." (Fussilet, 41/44)

  "Düşünüp anlamanız için Biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik." (Zuhruf, 43/3)    

  Bütün bu ayetlerde görüldüğü gibi, Peygamber Efendimizin ve Kur’an’ın ilk muhataplarının Arap olması sebebiyle onlara ilahi kitabın kendi dillerinde indirildiği, böylece onu anlamadıklarına dair bir bahanelerinin kalmadığı belirtilmektedir. Kur’an’ın Arapça olarak gönderildiğini belirten başka ayetler de vardır (Rad, 13/37; Nahl, 16/103; Zümer, 39/28; Şuara, 26/195; Ahkaf, 46/12). Şu kadar var ki;Kur’an Arapça olarak gönderilmekle beraber sadece Araplara değil, bütün insanlara gönderilmiştir.

(bk. Sebe, 34/8). Kur’an’ın Arapça oluşu üzerine yapılan bu vurgular, onun herhangi bir dildeki tercümesinin Kur’an’ın yerine geçemeyeceğini açıkça göstermektir.

(Kaynak: Ayet ve Hadislerle Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali

Prof. Dr. M. Y. Kandemir, Yrd. Doç. Dr. H. Zevalsız, Ü. Şimşek)

Hiçbir meal, bizatihi Kur’an hükmünde değildir

  Kur’an-ı Kerim, Allah katından hem lafız hem de mana olarak indirilmiş olan ilahi kelamın adıdır. Bu itibarla Arapça olarak indirilmiş olan Kur’an’ın (Yusuf, 12/2; Taha, 20/113) manasını aktarmak üzere herhangi bir dilde yazılmış olan hiçbir meal, bizatihi Kur’an hükmünde değildir. Çünkü tilaveti de ibadet olan, Kur’an-ı Kerim’in bizatihi kendisidir. Bu doğrultuda hatim; Kur’an’ın mealindenokunması değil, Kur’an’ın tamamının, Arapça metni üzerinden Fatiha suresinden başlanarak Nas suresine kadar okunmasıdır. Dolayısıyla Kur’an-ı Kerim’in meal ve tefsirlerinin okunması suretiyle hatim yapılmış olmaz. Bununla birlikte bir Müslüman’ın, Yüce Allah’ın öğütleri ve buyruklarını öğrenmek maksadıyla Kur’an-ı Kerim’in mealini ve tefsirlerini okuması, Kur’an’ın inzal sebebine muvafık (Nisa, 4/82; Muhammed, 47/24) ve sevaba vesile olacak bir durumdur. Bu vesileyle Kur’an’ınhem Arapça lafzını hem de manasını aktaran meal ve tefsir türü eserleri okumaya gayret etmek de önemlidir. (Din İşleri Yüksek Kurulu)

"Kur’an-ı Kerim, lafzı ve manasıyla mucizedir" 

  Diyanet İşleri Başkanlığı ise "Kur’an’ın tercümesine Kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin

Kur’an hükmünde olmadığı konusunda İslam alimleri görüş birliği içindedir." diyor.

  Kur’an-ı Kerim’in Arapça olarak indirildiğini vurgulayan Diyanet şu tespitleri yapıyor: "Kur’an-ı Kerim hem lafzı hem manası ile Kur’an’dır. İndirildiği lafızların dışında, Arapça bile olsa, başka sözlerle ifade edilen mana Cenab-ı Hakk’ın kelamı değil, mütercimin ondan anladığı manadır. 

  Kur’an-ı Kerim, lafzı ve manasıyla mucizedir. Kur’an-ı Kerim'in Arapça olduğunu ifade eden ayetlerden sadece mananın değil, lafızlarının da Kur’an kavramının içeriğine dâhil olduğu açık ve kesin bir şekilde anlaşılmaktadır. Kur’an-ı Kerim’in tercümesine 'Kur’an' denilemeyeceği ve tercümesinin Kur’an hükmünde olmadığı konusunda İslam alimleri görüş birliği içindedir. Yüce Rabbimizin öğütleri ve buyruklarını öğrenmek maksadıyla Kur’an-ı Kerim’in meal ve tefsirlerini okumak gerekli olmakla birlikte okunan bu tercümelerin Kur’an olarak isimlendirilmesi caiz olmadığı gibi mealin Kur’an yerine okunması da doğru değildir. İbadet olarak okunduğunda Kur’an aslilafızlarıyla okunmalıdır. Kur’an’ın meal, tercüme ve tefsirlerini okumanın hükmü başka, bu tercümeleri Kur’an yerine koymanın ve Kur’an hükmünde tutmanın hükmü ise bambaşkadır."  

Ezan başka dilde okunamaz

   Sözleri bizzat Hz. Peygamber’in (sav) sünneti ile sabit olan ezan, dünyanın neresinde olursa olsun, Müslüman varlığının ve kimliğinin bir göstergesidir. Ezanın, Hz. Peygamber’e (sav) vahyedilipuygulandığı özgün şekliyle okunması gerektiği konusunda 15 asırlık bir gelenek ve ittifak söz konusudur. Ezanın asıl amacı, vaktin girdiğini bildirip namaza davet olduğundan değişik dilleri konuşan Müslümanların hepsine bu davetin ulaştırılması ancak yine hepsinin ortak bilincine hitap etmekle olur ki; bu da ezanın bilinen asli lafızlarıyla yani Arapça olarak okunmasıyla gerçekleşir. Dolayısıyla ezanın asli şekli dışında bir dille okunması caiz değildir.

(Din İşleri Yüksek Kurulu)

Whatsapp Image 2025 03 24 At 18.49.13

Bir Konu, Bir Ayet, Bir Hadis

Birbirinizle çekişmeyin

“Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal, 8/46)

Merhamet ve şefkat göster

“Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organ rahatsızlandığında diğer organların da uykusuzluk ve yüksek ateşle var olan acıyı paylaştığı bir bedene benzer.” (Müslim)

AYET VE HADİSLERDE YETİM 

Yetimlere de pay vardır

  Bilin ki ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, (yani) iki ordunun (Bedir’de) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız (bunu böyle bilin). Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. (Enfal, 8/41)

Yetim başı okşadınız mı?

   Resulullah (sav) ashabına;

   “Bugün Allah için bir yetim başı okşadınız mı? Bir hasta ziyaretine gittiniz mi? Bir cenazeninuğurlamasında bulundunuz mu?” diye sorardı. (Müslim)

ORUÇ FETVALARI

Diş kanaması orucu bozar mı?

  Diş kanaması ve diş yarasından çıkan kanın tükürük ile yutulması orucu bozar mı?

  Diş kanaması orucu bozmaz. Ancak çıkan kan, karıştığı tükürüğe eşit veya daha fazla olursayutulması hâlinde oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir. Daha az miktarda olan kan ise dikkate alınmaz. (Din İşleri Yüksek Kurulu)

HADİSLERLE İSLAM

O'nu okuyun ve okutun

Ebu Hüreyre'den gelen rivayete göre, Allah Resulü (sav) şöyle buyurmuştur: “Kur’an’ı öğrenin, onu okuyun ve okutun. Kur’an’ı öğrenen, okuyan ve gereğini yapan kimse, her tarafa koku yayan misk dolu bir kaba benzer. Kur’an’ı öğrendiği hâlde (onu okumayan ve okutmayan) yatıp uyuyan kimse ise ağzı bağlı bir misk kabına benzer.” (Tirmizî)

Liderlerin Ramazan Bayramı programı belli oldu Liderlerin Ramazan Bayramı programı belli oldu

Altından değerli

İşte ilaçlar

İlaçlar sadece şişede, kutuda olmaz.

Tebessüm ilaçtır.

Yürüyüş ilaçtır.

Sohbet ilaçtır.

Öğrenmek ilaçtır.

Güneş ilaçtır.

Yeni bir dost ilaçtır.

Her yeni gün bir ilaçtır.

Ama kıymetini bilene...

Hadislerde hayat düsturları

Akrabana iyilik et

Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, akrabasına iyilik etsin.

Efendimiz (sav) Buhari

İNCİ TANELERİ

Başkalarının takvası

Başkasının yeme içmesiyle kendi açlık ve susuzluğun gitmeyeceği gibi, başkalarının takvasıyla da kurtuluşa eremezsin.

İmam-ı Gazali

MİHENK TAŞI

Sabredenlere ne mutlu

Evlilik iki kişilik bir yolculuktur.

Denge ister, emek ister.

Yollar hep düz olmaz.

Virajlarda dikkat, yokuşlarda kuvvet,

İnişlerde sabır ister.

Sabredenlere ne mutlu…

İBRETLİK KISSALAR

Babası ve iki dedesi peygamber olan peygamber

Ebu Hüreyre (r.anh) şöyle dedi:

Bazı insanlar Resulullah’a (sav):

-Ey Allah’ın Resulü! İnsanların en hayırlısı, şereflisi kimdir? dediler.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Allah’tan en çok korkanlarıdır” buyurdu.

- “Ey Allah’ın Resulü! Biz bunu sormuyoruz.” dediler. Bunun üzerine Nebi (sav):

- “İnsanların en şereflisi Allah'ın peygamberi Hz. Yusuf'tur. O, Allah’ın peygamberinin oğludur; babası da Allah’ın peygamberinin oğludur. Onun babası da Allah'ın dostunun oğludur.” buyurmuş; Yusuf’un babasının Yakub, onun babasının İshak, onun babasının da İbrahim olduğunu söylemiştir. (Buhari)

YAKARIŞ-DUA

Ey ümitleri boşa çıkarmayan

Ey âlemlerin Rabbi…

Ey kâinatı direksiz ayakta tutan...

Ey zalimleri helak eden...

Ey hakkın yardımcısı olan…

Ey ümitleri boşa çıkarmayan…

Ey korkulardan emin kılan…

Ey sahibimiz...

Ey Rabbimiz…

Ey yaratanımız...

Vatanımıza yardım eyle…

Tüm şerleri hayreyle…

Tüm hatalarımızı mağfiret eyle

Her fitneden hileden mahfuz eyle

Hak için çalışanları aziz eyle

Şer için çalışanları kahreyle, perişan eyle

NOT EDİN

Üzüleceksen bunlar için üzül

Moralin niye bozuk?

Hz. Hamza (r.a) gibi burnun, kulağın mı kesildi?

Moralin niye bozuk?

Musab Bin Umeyr (r.a) gibi kolların mı kesildi?

Moralin niye bozuk?

Cafer Bin Ebi Talip (r.a) gibi ok, mızrak ve kılıç darbeleriyle yaralandın mı?

Moralin niye bozuk?

Ammar, Sümeyye, Yasir (r.a) gibi işkence mi gördün?

Moralin niye bozuk?

Bilal-ı Habeşi (r.a) gibi kızgın kumlara yatırılıp üzerine taşlar mı kondu?

Moralin niye bozuk?

Yunus Peygamber (a.s) gibi denize mi atıldın?

Moralin niye bozuk?

Eyüp Peygamber (a.s) gibi vücudunu yaralar mı kapladı?

Moralin niye bozuk?

Ne düşünüyorsun, dünyalık işler mi?

Üzüleceksen namazını kazaya bıraktığın için, teheccüde kalkamadığın için, birinin kalbini kırdığın,

Allah için yardımlaşmadığın için üzül.

Üzüleceksen bugün Allah için bir şey yapamadığın için,

Allah ve Resulünü (sav) memnun edemediğin için üzül.

Dünyanın dört bir yanında zulüm gören, işkence edilen, öldürülen din kardeşlerin için üzül.

Üzülürsen bir fakire yardım edemediğin için üzül!

KULAĞINIZA KÜPE OLSUN

Dost seçerken 

Kibirli ile dost olma; hâl bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün.

Ukala ile dost olma; çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün. 

Namert ile dost olma; mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez; üzülürsün.

Şeyh Edebali 

ŞAİRLERİN DİLİNDEN 

İnsan, insan kalmayınca

Nefis çizer ise yolu

Karıştırtır sağı solu

Kâmil olmaz insanoğlu

Şer nefisler ölmeyince

İnsan bu, meçhul, bilinmez

Bilmem ki neden düşünmez

Bu dünyaya huzur gelmez

İnsan, insan kalmayınca

Tevfik Karabulut

Editör: Hazal Mihrace Göksun