Celal Topcu - Muhabir
Fizikçilere göre, Star Trek'te gördüğümüz warp motorlarını inşa etmek teorik olarak mümkün. Evren bir yana dursun, galaksiler bile şaşırtıcı derecede büyük yerlerdir. Örneğin, içinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisi, 100 milyar ila 400 milyar yıldız ve buna bağlı olarak trilyonlarca gezegen içeriyor. Galaksimizin genişliği ise 100.000-120.000 ışık yılı kadar.
Modern teknolojimizle Güneş sistemimizin dışına çıkmamız için kabaca insan ömrünün yarısı kadar bir süreye ihtiyaç duyulduğunu düşünürsek, başka bir sisteme gitmek bizim için en azından şimdilik gerçekçi bir hayal bile değil. Ancak fizikçilere göre, Star Trek gibi filmlerde gördüğümüz bilim kurgu “warp motorları” esasında gerçek olabilir.
Warp motorları ve teorik çözümler
Başka bir galaksiye gitmek insanlar için, ışık hızında gidilse bile imkansıza yakın olsa da uzay-zaman dokusunun kendisinin eğrilip bükülebileceğini öneren teorik çözümler de masada bulunuyor. Solucan delikleri ya da Einstein-Rosen köprüleri kavramının önerdiği uzay-zamanın katlanmasıyla yaratılan kestirme yollar bu çözümlerden biri. Ve bir de warp motoru ya da Alcubierre motoru var; uzay-zamanda hız sınırını aşan bükülmeler yaratabilen varsayımsal bir motor. Bu motor, tıpkı bir diş macunu gibi uzayı önde sıkıştırıp arkada uzatarak çalışıyor.
Fizik kurallarına uygun Warp motoru tasarımı
Yapılan yeni bir araştırmada fizikçiler, gerçek bir warp motoru (warp sürüşü) inşa etmenin mümkün olduğunu ve bilinen hiçbir fizik kuralını ihlal etmediğini keşfetti. Warp motoru fikri ilk olarak 90'larda fizikçi Miguel Alcubierre tarafından ortaya atıldı. İlk teorik tasarımlar, gerçek dünyada hiç gözlemlenmemiş olan "negatif enerji" gibi egzotik fiziğe dayanıyordu. Ancak Classical and Quantum Gravity dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, fiziği kıran teorilere dayanmayan bir konsepti ortaya koyuyor. Başka bir deyişle, teorik olarak fiziğin bilinen sınırları içinde çalışan bir warp motoru.
Jared Fuchs ve ekibinin çığır açan çalışması
Çalışmanın başyazarı Jared Fuchs, yaptığı basın açıklamasında, "Türünün ilk örneği olan bir model ortaya koyarak, warp motorlarının bilim kurguya indirgenemeyeceğini gösterdik," dedi. Ekibe göre bu yeni konsept, nesneleri bilinen fizik sınırları içinde yüksek hızlarda taşıyabilen bir warp kabarcığı oluşturmak için geleneksel ve yeni yerçekimi tekniklerinin sofistike bir karışımını kullanıyor. Çalışma, spesifik olarak uzay-zamanı manipüle ederek normal maddeye yerçekimsel olarak tepki veriyormuş gibi davranabilen bir warp motorunu teorize ediyor.
Geleceğe doğru adımlar
Elbette ekibin ortaya koyduğu teorik warp motorunu bir gecede inşa edemeyiz ancak bu, uzay yolculuğundaki anlayışımı ilerletmek adına atılmış doğru bir adım olabilir. Gerçekten de yerçekimini tam olarak anlamıyoruz ve Einstein'ın teorisinin eksik olduğunu biliyoruz. Ekip, modellerini iyileştirip iyileştiremeyeceklerini görmek için daha fazla araştırma yapmayı ve ulaşabileceği hızları artırmanın yollarını araştırmayı planlıyor. Öte yandan bu gerçekçi, ayakları yere basan tasarımın bile bazı sınırlamaları var. Araştırmacılar, "Böyle bir tasarım hala önemli miktarda enerji gerektirecek, ancak warp etkilerinin egzotik (negatif madde) madde formları olmadan da elde edilebileceğini gösteriyoruz," diyor. Fizikçiler yıllarca enerji koşullarının her türlü warp motorunu yasakladığını düşündüler, ancak yeni araştırma bunu aşmanın olası bir yolunu gösteriyor. Ve yerçekimini daha iyi anladığımızda kim bilir neler elde edeceğiz.
Warp motorları artık bilim kurgu dünyasından çıkarak bilimsel gerçeklikte kendine yer buluyor. Henüz başlangıç aşamasında olsa da yapılan bu araştırmalar, gelecekte yıldızlararası yolculuğun kapılarını aralayabilir. Bu teknolojiyle, belki de bir gün Samanyolu’nun ötesine geçmek sadece bir hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşebilir.